15 Eylül 2012 Cumartesi

Nasıl Bir Dünyadayız Dostlar?!

HABERİNİZ VAR MI?

Bugün size böcek, çiçek tadında şeyler yazmayacağım, bugün size hayat şöyle güzel böyle şirin de demeyeceğim: biliyorum güzel, mutlu insanların fotoğraflarını veya kliplerini koy diyor bir çoğunuz ama ben bunları yapmayacağım. Derdim tıklanmak değil, okunmak, biraz daha düşündürmek. Hayatımızı karartan- karartmaya çalışanlar yüzünden geleceğimize daha sıkı ellerle sarılmamız için düşündürmek. (Şimdiden haddimi aşan bir söz yazarsam affola, hassaslaştım bu aralar.)

Uyumayalım diye...uyumayın diye yazıyorum bu haberleri!

Dün günler sonra yine gazete okuma gafletinde bulundum, bilenler bilir, ben gazeteyi elime alıp dokusunu hissetmeyi sevenlerdenim, satır satır okurum bir de, satır aralarını da yorumlamaya çalışırım. İnternetten okumayı pek sevmiyorum, yaban geliyor bana. Gazete okumak yerine günün öne çıkan başlıklarına bakıyorum bir süredir. Sinirlerim kaldırmıyor başka türlü!

Gazete mi beni okudu ben mi gazeteyi okudum, gazete mi canıma okudu bilemedim dün yine, haberlerden çizilen dünya içler acısıydı :((

- 4 çocuk babası -babalık noktası da kafamı karıştırdı; okuyunca anlarsınız devamını- kayınvalidesinin ördeğine sarkantılık etmiş, bahçedeki kümesteki ördeğe! Allahım ne günlere kaldık! Bu adına insan demek istemediğim canlı babalık yapacak psikolojik, manevi değerlere sahip olabilir mi merak ediyorum!

-Biyolojik babalık da babalık sayılabilir mi? Ördeği hastanelik etmiş, kaynana, kaynata perişan: bu canlı 250 TL. ödemiş ve serbest bırakılmış!
SERBEST!Hayatlar bu kadar ucuz mu? Aramızda yani şu anda...Bu gibiler nasıl 250 TL. ödeyip de çıkıverir ortalığa?

İçeri tıkmakta da yetmiyor gerçi, ıslah etmedikten sonra olmuyor demek ki...

Ama sokaktaki sıradan insan artık o sıradan, herhangi biri değil demek ki...



-İçim acıyor dostlar, uyumakta zorlanıyorum...

- Hz. Muhammed efendimizi yerin dibine sokmayı amaçlamış milyon dolarlık film çekilmiş: Lübnan karışmış, halk isyanda...Bir de farklı dinden biri çıkıp demez mi ben yaptım ve isteyerek yaptırdım bu filmi, AMACIM ORTALIĞI KARIŞTIRMAKTI diye. İnsaf yahu! Mısır, Lübnan vb. karıştı yine...kimin işine yaradı? Müslümanların değil herhalde.
Öldürüldü bazıları, bazıları çıkıp eylül saldırılarını hatırlattı, bu müslümanlar zaten hep böyle terörist, katillerdir denildi. Kim çıkıp cevap verdi?Boy boy şiddet.

-Din savaşları çıkıyor, çıkarılıyor, birileri çomak sokuyor düzenimize!

-Angelina Jolie gelmiş, vay efendim bu ne güzel geliş, hayat durdu Türkiye'de, kamplarımızı beğendi mi beğenmedi mi: kardeşim bizim derdimiz bize yeter diyen yok! UNESCO temsilcisiymiş de falan da filan da...Yalan. Ben inanmıyorum olan bitene, vay siyah giymiş, vay bilmem ne! Ben Angelina'yı çok beğenirim, Salt kült bir film bence mesela. O kampın var oluş nedeni unutuldu.
- Özgürleştiren ülkeden geldi mi kişi rast gidermiş tüm işi!!!


-Çocuklar okula başlıyor, yaşayacakları hayatın kalitesi ortada çoğunun...Anneler dizi başında: kim ne giymiş, kimin eli kimin cebinde, kimin kocasını kim ayartacak diye Tv. başında. -TOPLUMSAL MESAJLAR VEREN KAÇ AKLI BAŞINDA PROGRAM VAR?-

Dizilerin iyileri de vardır ama ne kasttettiğimi anlamışsınızdır siz...Babalar kahvede, abiler internet kafede, çocuklar okuyor! Okumaya çalışıyor, sonra biz onlardan PİSA, TIMMS başarısı bekliyoruz...kaçının evinde kitap var, kaçının evinde sağlıklı ebeveynlik yapacak donanımda ana- baba- kardeş...aile var?!

-Aile mevhumu kaldı mı? Kaç hane yuva olma niteliğine sahip ki bugün?

-Andımız okunmamalıymış artık, neymiş ayrımcılığa sebep oluyormuş!!! Andımız bir adanmışlık duygusu verir, verirdi... neye hizmet ediyor bu karar, herşey bitti de bu mu kaldı ki. Aynı türküde içlenip ağlamadık mı biz Lazı, Kürdü, Çerkez'i...23 nisanlarda elele rontlar, halaylar oynamadık mı? Sümüklü burnumuzu akıtan aynı acı değil miydi?

-"Zahidem" de beraber içlenmedik mi a dostlar!
-Neşet Ertaş hastaymış...Çok geçmiş olsun, acil şifalar dilerim kendisine! (Bir sonraki yazımda Neşet babadan bahsedeceğim inşallah.)


-Globalleşiyoruz diyen bazı ülkeler, siz onları bilirisiniz, kendi ekonomik çıkarları uğruna oyunlarını-bölücü stratejilerini biz gibi ülkeler, bizim gibi coğrafyalar üzerinde oynamıyorlar mı?

Şuna silah satıp buna kendini koru, hakkını bil diyen kimler... Ulus devletler kendisini korusun yazıyordu, euro bölgesi ulus devletler sayesinde ayakta duruyor diyordu dünkü gazetede Alman iktisat uzmanı, e sizler ulus devlet olun da bizler parçalanıp bölünelim, bölünelim ki işinize gelsin, pazar olsun silahlarınıza, füzeler yapacak sebebiniz olsun, casuslarınızı çalıştıracak kadar alan olsun, adınız geçsin, adınız unutulmasın...değil mi?

-Bizler magazin programında selülitleri,şunun kıçı, bunun dudağı, saçı diye izler duruken alem atı aldı geçti haberiniz var mı?Kaç asker şehit düştü haberiniz var mı?Umur Talu'nun dünkü yazısını bir okuyun bakalım, neler düşüneceksiniz...



- Eller gider aya, biz burada yaya derdik, artık ay arka bahçesi olduğu sözüm ona gelişmş ülkelerin, artık yeni dünyaları "artık" hale getirmekteler, haberiniz var mı?



-İnsanın doğası iyidir diyorum ama bu iyiliklerden nasibini almayanlar yüzünden bu dünya bu halde.Nasıl bir dünya bırakacağız çocuklarımıza!?

-Biz hangi ataların evlatlarıyız durup bir düşünmeli insan!Bir atasözü der ki:
Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık!!!


-Çocukluk kişinin ruhunun derinliğine işleyen bir çağdır ve Dünya'yı mahvetmek isteyen sapık zihniyetlerde de çocukluğuna inilmeli sorunun çözümü için.

Sapıklığın dini de yoktur... Her yerden, her milletten, her dinden olabilir ne yazık ki. Hollanda'daydı galiba, bir öğrenci okulunu taramadı mı silahla? Ölmedi mi mi nice çocuk. Babanın kızını eve kitleyip yıllarca  ettiklerini duyup işitince günlerce uyuyamadım, yer yine Avrupa...Okumakla falan da olmuyor sağlıklı zihinler, eğitim de bir yere kadar bence.

-Sussam olmuyor, susmasam olmaz, dillerimi hakim bey, bağlasan durmaz hesabı isyanda ruhum.

-Ben de bilirim süslü püslü yazılar yazmayı, göz yummayı ben de bilirim, belki bu yazıyı kimse de okumayacak, tıklanmayacak diğer yazılar kadar...OLSUN! İçimde depremler olurken ben nasıl sakin bir göl gibi durabilirim ki?


-"Karanlığa sövmektense bir kibrit de sen çak" demiş Konfiçyüs... Ben bu yüzden karanlıktayız ve daha da batmadan bu kara lekeye:
Çocuklarımıza, vatanımıza, geleceğimize, Dünyamıza sahip çıkalım dostlar demek içim yazdım bunları, herkes biraz daha sıkı sarılsın değerlerine diye, haberi olmayanlar, günlük hayat koşturmacası içinde es geçenler varsa bir daha dönüp baksın çevresine diye...Gerisi hikaye!

Her şey seninle başlar dostum, herşey seninle!
Bugünlük bu kadar dostlar. Herkese saygılarımla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...