20 Eylül 2019 Cuma

MODUNA UYAN MODAN OLSUN/ 6

güpgüzel bir gün olması dileğiyle merhaba canım okurum,

baktım ki bir dolu kıyafet indirmişim bilgisayarıma,
 hadi bugün de paylaşayım ki kış gelmeden yazdan kalan son günlermişçesine geçen pastırma yazının sevincine ortak olayım istedim...


eteğe bayıllldım:) hatun da iyi taşımış gerçekten .

sade ve asil görünüm için siyah beyaz-mercan kırmızısı...
ve içinde siz...
e ayakları da üüşyen var nitekim, bot giyilmesin mi, sabah yedide işe gidin bakalım...hak verirsiniz bana .


nude bootie ...saks mavi takım uyumu...

portföy çantadaki ayrıntı ve ayakkabıyla kordonun uyumu:)))


uzun bir siluet için tek bir renk...


dar pantalon öyle dar ki uzun süre kullanımda bacak ağrısı ve hatta varisi tetikleyebilir...
kumaş içeriği de çok çok önemli özellikle gençler çok umursamaz tavırdalar,
uygun fiyata alayım çok çok alayım derdinde bazısı...
oysa giydiklerimizin nefes alabilir yapıda olması,
pamuk içeriğinin yüksek olması şarttır.-bunu bi sonraki yazıma konu edineyim-

tulum giymek de hem şıklık hem konfor sağlayabilir...


renk çoksa da lacivertten şaşmayın yine de ,
bir lacivert takım edinelim ne dersiniz?

bohem şıklığı...yeşil pantolona bayıldım ancaaak
bilekleri ince olmayanlara pek önermiyorum canlarım...




hep derler ya siyah bir elbiseniz olsun diye,
kurtarıcı parça diye...e öyle valla...
dekoltenin dozunu siz ayarlayın garri...




dikine çizginin önemini söylememe gerek yok sanırım  ;)

alın size gerçek bir asalet...bir prenses:)

şapka özellikle alerjik cilt ve gözler için şart, 
e  bir de havalı görünüm için...



şimdilik bu kadar arkadaşlarr...
devamı gelecek müjdeee!


17 Eylül 2019 Salı

A. İLHAN- BEN SANA MECBURUM


BEN SANA MECBURUM 

Ben sana mecburum bilemezsin 
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum 
Büyüdükçe büyüyor gözlerin 
Ben sana mecburum bilemezsin 
İçimi seninle ısıtıyorum. 




Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor 
Bu şehir o eski İstanbul mudur 
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor 
Sokak lambaları birden yanıyor 
Kaldırımlarda yağmur kokusu 
Ben sana mecburum sen yoksun. 


Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur 
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur 
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan 
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu 
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından 
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman 
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu 


Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor 
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor 
Durup köşe başında deliksiz dinlesem 
Sana kullanılmamış bir gök getirsem 
Haftalar ellerimde ufalanıyor 
Ne yapsam  ne tutsam nereye gitsem 
Ben sana mecburum sen yoksun. 


Belki haziran  da mavi benekli çocuksun 
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor 
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden 
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun 
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor 
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin 
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor 




Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
Bu kurtlar sofrasında belki zor 
Ayıpsız   fakat ellerimizi kirletmeden 
Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
Sus deyip adınla başlıyorum 
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin 
Hayır başka türlü olmayacak 
Ben sana mecburum bilemezsin. 

  
Attila İLHAN
gününze biraz sonbahar, biraz Romantizm,
biraz Attila İlhan katabildimse ne mutlu bana.
şiir olmadan yavan olurdu hayat;
duygular eksik
sesler kaba ve çirkin...
şiir tadında günleriniz olsun efendimm:)


GÜNÜN KARİKATÜRÜ

16 Eylül 2019 Pazartesi

FARKLILIK YARAT


 HERKES GÜNEŞİ sever...
-sen sevmekle yetinme güneşi içinde yaşat,
bi farklılık yarat...
hatta güneşin yaşamasını sağla;)


herkesin el emeği değerlidir, 
dantel ilmeği, fırça darbesi, kelime kelime dert anlatmak, 
bir küçük ilmikle örmeye başlamak mesela...
mesela ki bir oymacının elinden çıkma saat...
bir ufak tespih yap mesela...
belki taş boya...
belki ebru yap, belki beste...
bu ay kendinde bir fark yarat.

yorgun sabahlarına inat dimdik kalk alarmdan önce,
dimdik dur sıkıntılar karşısında, 
öne geç kendi yarışında ...
bir yol aç cesaretle, 
ilk adımı sen at...
başkaları da yürüsün
civarında yörende.



denizin dibinde şakayık da çok, kum da...
ister çöpçü balığı ol, ister vatoz...
 ister istiridyenin içindeki inci tanesi ol, 
istersen  tablolar kadar güzel bir yosun...
sen kendi tablonu yarat...

evet kolay değil belki "fark" yaratmak,
en başta farkındalık gerektiriyor ve dahi iyi bir analiz gücü,
sonra hedefe kitlenmek ve aşma aşama plan yapmak...
işe koymak planlarını,
uyamadığında pes etmeden tekrar planını planlamak.
***alışılmışın dışında bir çaba da gerekse
FARK YARAT!


ÇIKMAYAN yollarla ve çıkmazlarda zaman harcamayı bırak örneğin,
varsa kötü alışkanlıkların yavaş yavaaaş bırak...
ezcümle içine sinmeyen ne varsa bırak ardında
ve dönüp de bakma...
köprüleri YAK Kİ YENİ YOLLAR BULMAK ZORUNDA KALASIN...
gerektiği yerde kendini hayatın yumuşaklığına bırak
gerektiği yerde BIRAK biraz tırnakların kanasın ...
konfor alanından çıkmadan yenilik yapmak kabul edelim pek olası değil...

internette dolaşan bir söz var mesela: diyor ki
-farklı mı olmak istiyorsun;
KİBAR OL;
zira o kulvarda çalışan fazla kişi yok!!!
ne de güzel bir söz,
 Marilyn Monroe  söylemiş bu sözü, doğruysa tabii; kim demişse demiş ne iyi etmiş,
tebrik ederim valla...iyi bir saptama,
yol verdiydin -vermediydin diye insanların kurşunlandığı, bir devirde şart bu kulvarda 
yeni kişiler bulmak...
yetiştirmek...

diyeceksiniz ki hayat sanki çok mu kibar bize karşı?
evet; tabii değil,
tabii zor; ama bakış açısı meselesi biraz da...


yani hem de hayır aslında-
 hayat bize karşı kibar aynı zamanda:

hayatın bize sunduğu kibarlıklar var, 
biraz düşünürsek bulacağımız:
evinize kadar suların musluk musluk taşınması gibi...
içme suyunun olması ve her gün arıtmak zorunda kalmaman gibi..
elektriğin icadı basitçesi...
medeniyet dediğinde içine giren her şey...





evet en kolayı şeklen farklılık yaratmak belki, 
ama öyle de olsa
farklılık yarat.
moda denen zorlamaya inat 
kendine yakıştırdığını giy mesela,
zamanı geçeni ver ihtiyacı olana...
-evler tıka basa nesne dolalı on yıllar oldu-



daha özenli ol mesela, şeklen de olsa...
önce şeklen olursun
sonra hareketlerin de eşlik eder bu farklılığına...

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...