Merhaba canımın çekirdekleri,
*neler yaptınız bakalım görüşmeyeli...
*8 eylülde yaşgünümdü...koşturmacayla geçti günüm,
neyse ki sevdiğim bir kaç kişiyle geçti...
geçen senelere göre sadeydi...biz bizeydik :)
dinlenemesem de keyif aldım...çocukların olduğu ortamda zor oluyormuş bu işler, bir defa daha gördüm, en basitinden bir yaş pasta yenecek ya illa, hem limonlu hem kakakolu, hem kahve, hem limonata oldu masada :) ortak noktada buluşmak ne zormuş küçük çocuklarda, iki küçük kız bir ergen...çok tatlı ama çok da tantanalı olunuyor işte...
- hele ki aynı yaş grubundalarsa, aynı özelliklere sahiplerse ...cicilerim benim!
neyse ki sevdiğim bir kaç kişiyle geçti...
geçen senelere göre sadeydi...biz bizeydik :)
dinlenemesem de keyif aldım...çocukların olduğu ortamda zor oluyormuş bu işler, bir defa daha gördüm, en basitinden bir yaş pasta yenecek ya illa, hem limonlu hem kakakolu, hem kahve, hem limonata oldu masada :) ortak noktada buluşmak ne zormuş küçük çocuklarda, iki küçük kız bir ergen...çok tatlı ama çok da tantanalı olunuyor işte...
- hele ki aynı yaş grubundalarsa, aynı özelliklere sahiplerse ...cicilerim benim!
sevdiğin insanların yanında ol da istersen bataklıkta ol, çölde ol diyesim geldi şimdi...ruhumuz çok aç, sohbet doyuruyor, sıcak bir el, sıcak bir ses tonu, göz teması...
bataklıkta vıcık vıcık çamur içinde olmak ki çok ahatsız edici olmalı, ancak sevdiklerinle umut dolar için...sevdiklerinle neşe ve gayret dolar direnirsin her bir soruna...
ruhun doysun...
kalbin doysun...
o kadar çok uyaran var ki çevremizde,
içe dönmeyi, kendimizi-günümüzü- yarınımızı ele alamaz olduk...şöyle bir sessiz ortama, sakinliğe, huzura, koşturmacasız acelesiz bir saate bile muhtacız, büyük şehrin karmaşası deyip geçiyoruz belki ama ya götürdükleri...hiç düşündünüz mü?