4 Ekim 2013 Cuma

YUMURTANIN KULPU YOK

Yumurtanı kulpu yok

yumurtanın kulpu yok
gözlerimde uyku yok
çek gemici gemiyi
hiç kimseden korkum yok...
 
yumurtanın kulpu olsa adı zaten cezve olmaz mıydı?
 
geceler olmasaydı gündüzlerin de anlamı olmayacaktı herhalde...
 
çıraklar olmadan kalfalığın anlamı yok....

eğer kediler uçuyor olsaydı
eğer balıklar kedileri yeseydi ya da...turna balığını kediler görse zaten  inme gelirdi bi taraflarına...


 
ayılar şehir hayvanı olsaydı mesela kulübelerde besleseydik mesela
terliksi hayvanları, mikropları da görmüş olsaydık...
 
denizler göller hep güller açsa bir gecede...kan kırmızısı güllerle dolsa deniz...
 
çöldeki kum taneleri tuzla yıkansa...ya da çöl dediğimiz simsiyah bir gölge gibi serin olsa...acaba çöllüğün anlamı kalır mıydı?
 
 
acaba uzun boylu olmanın güzelli unsuru olduğu yakışıklılık kıstası olduğu bir dünyadan ne kadar kısa boyluysanız o kadar iyi felsefesiyle insanlar bir gün kısalma diyetleri,şişmanlama rejimleri-diyetleri vs. uygulayacak mı?ne kadar evrim geçirecek estetik anlayışlarımız?

                eşek kuyuya  düşünce yol gösteren çok olurmuş...


 
her şeyle oynayan biz insanlar genlerle oynamaktan bıkıp usanınca bakalım kafayı neye takacak?
 
sözcüklerimizin nereye toplayacağız bir gün yer kalmazsa havada...uçup gitmeyecek ve kalacak olsa sözler yine büyükşehir belediyesi çöp imha ve cüruf alanları toplayacak mı?
 
nur yağacak mı mesela bit pazarlarına..ne kadar eski, kırık, dökük varsa bi gün onun peşinde koşulacak mı? ufak ve hafif telefondan daha büyük ipad'lere dönüldüğü bir dönemden sonra bizi neler bekliycek ?
 
toprak altındaki sürüngenler yer üstünde gezseydi...şu yaramaz insanların  üstüne salsam :) 
 
kuyunun dibine düşünce manzara ne dar, ne göz alıcı ve ne de sığ olurmuş meğer...kesmedikçe umudunu insan insanlıktan düzelecektir ve normale dönecektir hayat...
 

2 Ekim 2013 Çarşamba

GÜZ GÜZELİ

eylül de bitti, ekimi başlattı takvimler

Sonbaharın o içinizi ürperten rüzgarlarına siz de muhtemelen merhaba diyeceksiniz, ben gibi...

yollarda yağmur damlaları, damlarda fırtına...
balkondaki çiçeklerim sersemlemiş ve düşüp kırılmış ekim rüzgarı karşısında...
dallar sararmaktaa...

kızıl sarmaşık güze aşkın kızıl mı kızıl şimdi...aşk mevsiminde...
yüzün çiçeklerin en güzelidri, gözlerin bilinmez bir diyar  gibi
başımı göğsüne sakla sevgilim ...çalıyor arka fonda...

sezen söylüyor yani, her aşkın arkasına fon müziği olabilecek bir sözle: sevişen yaramaz çocuklar gibi diyor...ya da ayrılık da sevdaya dahil, ve ayrılanlar haaala sevgili...

kırlar artık kurumuş ve sararmış meşe yaprakları ve çınar kokmakta...
caddelerde yağmurluklu insanlar,
kimi örtük, kimi çıplak kollu, tüyleri diken diken...
savunmasız damlayan yağmur taneleri karşısında...
gülümsesin güz güzeli güneş...
gülümsesin bir kez daha dallar...


pastoral bir aşk hikayesini söylüyor gece ay...
yollar uzuyor cana ve canana varmak adına...
kıvrılıyor ince bir kadın beliymişçesine güzel ve amansız!
yol, al bizi götür sonbaharın en güzel, en hoş demlerine...
nar kırmızı yapraklara,
güneş sarısı son sıcaklara...son-bahar'a...


al sal, al beni, bizi götür doğaya!
dağlara, kırlara, sadeliğe, masumluğa götür bizi...
güze götür bizi...
al sal, al bizi de ekle güz severler listene...
selam getirelim balıklara, kuru dallara, sarı yapraklara...
meşe palamuduna, sincaplara...
 
öyle uçarı öyle şirin kalsın hayat bi yerlerde değil mi?
 


not: geçen sonbahardan bu yana 8313 defa okunmuş sitem:) teşekkür ederim...
layık olmaya çalışacağım efendim...
saygıyla selamla...

30 Eylül 2013 Pazartesi

AĞ-İLE, AİLE

VAZGEÇMEK ÜZERİNE

selam değerli okurlarım;
bugün sizlere vazgeçmek ve ailenizin değerini bilmek üzerine yazacağım...
plan mlan yapmadım bu yazı için...

sadece şunu soracağım ilk olarak:
-ailenizden vaz geçer miydiniz?
-hayır mı....
-evet mi...yargılayamam, nitekim aile var "aile" var ve  a-ile var!
bazı ailelerde ağ ile kurtarırken fertlerini,
bazıları da ağ ile boğar nitekim!

-sosyal ağlarla da boğar bazen  -facebook vb. de kastettiklerim aşırı yıpranıp liğme liğme olup iğne iğne batanlar da...-

-aileniz sizi 13 yaşında "everirse"
-kocaya verirse,
-satarsa,
deyim ile  "satar" sa...
gerçek manada satarsa..para karşılığı vb.
ALLAH VERMESİN de olmasın!!bunlar olağan şeyler olmamalı değil mi...sıradanlaşmamalı!

oysa küçük gelinler yok mu dünya üzerinde...
küçük satılık kızlar-oğlanlar yok mu...
kendi öz ailesince şiddetle döve döve komalık edilen...

-İran'da bir baba 13 yaşındaki üvey kızı ile kızın menfaatine olacaksa evlenebilecekmiş-miş! biri beni tokatlasın, zira su falan dökmekle atlatılmaz bu olaylar! pessss artık pes...

aileniz...
içinde serpildiğiniz , kök saldığınız,yaşama tutunduğunuz aileniz!
-sizin özeliniz...
aileniz...
canınıza tak ettirse de aileniz, çok üzse de, çok kırsa da...ezse de...

-e peki siz neredesiniz? ailem istedi diye yanan ocakların sönmesi mesela...ailenin şiddetli tacizleriyle birbirine girenler...ailenin içindeki kırılan kolu dışarı saklaması ve pelerinle örterek -mış gibiyi oynaması...-mutluymuş gibi, seviyormuş gibi, dayanabiliyormuş gibi...kabul etmiş gibi...*hayatta en çok şekillendirmeyi, sosyal iknayı  da ailede görmez misiniz? bana da mı yalan söyleyeceksiniz...i-nan-mam...
aile  girdap gibi yutarsa gamıyla, kederiyle, özgürlüğünüzü emerse sizden damla damla ve o damlalar sonra yudumlara, kdehlere dönerse...yine e mi vazgeçemezsiniz ailenizden???

denge kurmak ne kadar zordur bazen aile dediğimiz en temel ve aslında ennn güzel öge'de...
dengeler sarsılınca sendeleyip düşenler olur...kimse istemez bu dengesizliği, hazır değildir yeni bir düzen kurmaya, oyüzden denir: eski köye yeni adet getirme diye...belirsizliğe yer yoktur böylesi ilişkilerde: net olmalıdır aile dediğin...

oysa aileler sallanan diş gibi oldu günümüzde, çürümekte ve ha düştü ha düşecek!
-sarılın ailelerinize düşmeden...gereksiz düşkünlükler de göstermeden...boğmadan sarılın...sarmalayın yaralarınızı birbirinizin...küçük kedi yavrularının birbirini sarıp sarmalayıp yaladığı gibi...bitlerinizi ayıklayın kediler gibi...pireleri atan köpekler gibi...
aranızdaki asalak ilişkiden kurtulun demem o ki!
-üstelik aile ağ ile sarmalı insan, denize düşmeden uzatmalı sana aile  bağlarını...düştükten sonra yılan çooooooooooook :(


 

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...