14 Ocak 2020 Salı

KIŞ MODU-MODA VS.

merhaba değerli okurlarım,
kış kış keyifler ne alemde bakıyım?
benim hiiiç de yerinde değil, dün -6 derecede buz tutmuş bir araca binmek zorunda kalmak ve beni ve kızımı hasta etti, üşüttük galiba.


Salgın var zaten, biliyoruz da salgından da kurtulamadık, şifasını da bulamadık galiba...
tam iyileşeceğiz hadi hoooop başa dönmeceler...
pastaneye, markete-alışverişe gitmeyecek miyiz, mecbur gideceğiz...ortak yaşam alanlarından kaçınmak mümkün değil.


onca dikkat etmeme rağmen ben rahat bir aydır gribim...ya da doktor yanlış teşhis mi koyuyor ne?kızım on gündür hafif hafif rahatsız ama tam bir iyileşme de yok maalesef, dün tekrar ateşlendi. 
Oy cancağzım öksüre tıksıra mahvoldu, 
kendimden geçtim de...kızıma kıyamadım, çocuklara dayanılabilir mi, o ufacık kalan yüzüne, iştahsız hallerine...oyyyyy...söyletmeyin beni.
Kalın da giyinse kat kat da giyse  üşütecekse kişi üşütüyor anladığım o ki,
ellerini sık sık da yıkasan,
 çocuğunu nispeten daha iyi  beslesen de kış günü diye, giydirsen de mevsime göre gidiyor ki kreşe hooop Allah ne verdiyse kapıyor...bağışıklık sistemi devreye girecek tabii, maruz kalması da gerek diyen doktor arkadaşlara selamlarımı fışkırtıyorum buradan! bunu diyenin ya çocuğu yok, ya da o ufaklık evresini çoktaaan atlatmış...tuzu kuru!

 bir çıkıyoruz kuzumla dışarı 
ağzını kapatmadan hapşuran-öksürenler de tırla!
dışarıdaki mikroorganizmaların hepsi geçecek bize diye bir kural yok, farkındayım ama
neden bu dikkatsizlik?

onrası  hoooop şifayı kapıyoruz...hadi bakalım.
herkesin  köşe kaptığı şu devirde
 bize kapa kapa şifayı kapmak düşmüşse demek...


activezt adlı sıvı sabun ellerimi mahvetti, sanmayın ki löööp diye püskürtüyorum, hayır, yok öyle bir şey, antimikrobiyal malzemeler bir noktadan sonra cildi kurutıyor ki anladığım o ki cildin kuruması tahriş olması da dış etkenlere karşı koruma bariyerini düşürüyor...




sizler nasılsınız acep? demem o ki  ilaçlar bitiyor hastalıklar bitmiyor artık!!!
şifa kimine göre sirkeli su, kimine göre zeytin çekirdeği yutmak, kimine göre sevgi, kimine göre mutlulukta gizli...ara ki bulasın!



oysa ki kışı sevmeye çalışıyorum  elimden geldikçe değerli okurlarım,
DAHA NE YAPIYIM ACABA...
bilen varsa beri gelsin;)


kış gezileri, kış otelleri, kış içecekleri, bitki çayları,
mısır patlatıp evde sinema izlemeceler....
 yumoş  battaniyeler...
sonra salep içmeceler...
kestane kebap acele cevaplar...
sonra hamamlar ve hamam sonrası sıcacık uyumalar...
sevmek için sebepler arıyorum hergün, ancak işte durum ortada o beni sevmiyor mudur nedir?
şu otelde sıcacık bir salep içmeye kim hayır derdi ki, kış bundan ibaret olsa...
buz olmasa yollar, işe yetişme derdi olmasa...
hastalık olmasa, gurbet olmasa...
çok şey istiyorsun blog meleği :(


neyse, azıcık da giyim kuşama bakayım da bari modum değişsin...

13 Ocak 2020 Pazartesi

DÜZEN

GÜNAYDIN CANIMIN iSTANBUL KÖŞELERİ...




ÇOOOK uzun zaman evveline dayanan bir şarkıda geçer bu söz:
-Canımın İstanbul köşesi,
gel de gelsin neşesi gönlümün.
Erdal (Çelik) söylemişti ve biz  ilk olarak Emel-Erdal ikilisinde   tanımıştık Erdal'ı, güzel şarkıları vardır kendisinin Gülendam mesela...tek kürekçim sensin mesela.
Nerden esti bilmiyorum, esti işte, çok da sorgulamamak gerek ilhamı.

Düzen konusuna gelince,
bu aralar nereye elimi atsam bir sepet, iki-üç kutu, bir çekmece düzenleyici çıkıyor karşıma; ne kadar hevesliysem artık düzenli olmaya. 2019 benim için dağınık geçmiş şimdi anlıyorum da, sadece fiziki ortam bazında değil, zor bir sene oldu 2019, inişli çıkışlı bir dünyaya sahne olduk hem ektörü hem seyircisi olduk işte.





2020 yılı umarım daha bir düzenli geçer...
zira düzenli olmak bizler için olmazsa olmazdır, düzen hayatı kolaylaştırır nitekim.
DÜŞÜNSENİZE her gün evde sürekli birşeyleri aramayı, tekrar bulana değin her yeri kurcalamayı...yorucu olur yani. Üstelik sinir bozucu ve zaman harcayıcıdır, mental olarak da yorar, fiziken de.
ZAMAN yönetimi aaçısından da felakettir düzensizlik, sürekli birşeyleri aramak.
görsel olarak da düzeni severiz, bir ayağında başka ötekinde başka renk ayakkabı giymeler, dağınık saç-baş-makyaj...hiç hoşa gider mi? sanmam.


Ne kadar bilincindeyiz düzenin? Ne kadar önemsiyoruz? Hele ki şehir hayatının koşturmacası içinde ne de çok ihityacımız var düzene...
ilk başta ilişikilerde düzene...trafikte düzene...evrak işinde düzene, evde düzene.


Düzenli olmak gün içinde bir çok şeyi düşünmek, yapmak ve planlamak zorunda olan bizlere nefes aldırmaz mı?
***takvimler bunun için var, zamanlayıcılar bunun için...saat de.
0rganize ediciler -organizer,  çekmece düzenleyiciler,  dolap içi düzenleyiciler de...bavullar, kutular, koliler...
***sonrasında yemek düzeni için beslenme listeleri...


***kurallar bunun için var; DÜZEN!


mevsimler düzenli, ya da düzenliydi şu küresel ısınmaya kadar...bizler düzenini bozacak kadar müdahale edince doğaya dengesi de şaştı zavallı doğanın...kar-buz kalınlıkları değişti, bir çok kıta sular altında kalacak bu gidiş devam ederse.Kutup dairesine yakınlığı olanlar orta kuşak ülkelere yayılmaya çalışıyor, adeta istila ediyor yeni coğrafyaları, onların düzenini bozarak yeni dünya düzenini kurmaya çalışıyor...
 robotlar yeni bir düzen inşaa ediyor işte, yavaştan yavaştan hayatımıza  giren robotlar Japonya -Kore gibi ülkelerde çoktaan kendi düzenini kurdu bile.

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...