bulanıklık...
ön görülemezlik...
hayatımızın bazen böylesi evreleri olur; belirsizlik kol gezer bazı işlerimizde, o iş diğerine bağlıdır, diğeri ötekine...ve işte hep bu işler bizim hayatımız oluverir, madem ki hayat yaşadıklarımızın toplamıdır...o halde yaşamadıklarımızın da toplamıdır...
belirsizlikler üzerine ne sözler var:
derler ki dereyi görmeden paçaları sıvama...
belki de dere kurumuştur, belki de ırmak olup coşmuştur öyle ya...
atalar sözü ey okurum, yaşanmış kanıtlanmış ne de olsa:)
kimileri belirsizliklerden beslenir,
kimileri belirsizliğe methiyeler düzer,
kimileri busbus bunalır...
konunun ehemmiyetine, kişinin olayı algılama biçimine göre de değişir bu bakış açısı...
belirsizlik siyah bir çuval gibidir, içinde ne olduğu bilinmeyen,
biraz gizem,
biraz umut, biraz sır içeren...
öngörülemediği için aslında çok da motive edcidir;
nice büyük medeniyetler tek bir doğa olayıyla yok olmuştur nitekim...
koca ordular bir tek savaşla dağılıvermiştir...
bilinmezlik içinde neşeyi de barındırabilir...
kavuşmayı da...
ayrılmayı da...
rengarenk yani; morlar allar, sarılar, yeşiller...
eladır belki de belirsizlik...
yanar dönerdir çünkü dünya hayatı, durağanlığa yer yoktur...
bir yoldur belki bir macera, sonu belirsiz...
ömür gibi...
ömür kadar belirsiz!!!
tılsımlı.
