şu an bu şarkıyı dinliyorum, çok duygu dolu ve bana için için aktı....
aah ahhh duygular, içlenişler, seslenişler, çığlıklar...
hatta susuşlar!
aşklar, sevdalar, aşıklar,
haller...hallerimiz...
eriyişimiz,
hatta yok olurken varoluşlarımız ...
herşeyin şekil olduğu günümüzde insanlar o kadar alışmış ki instagramda gram zekası olmayanların kusursuzu bulana kadar uğraşıp eklediği - en cool- fotoğraflarına, gerçek insan neydi, insan nasıl olurdu, normal vücut neydi, gündelik nasıl giyinilirdi...
şaşıyorlar doğallıklara :)
aah ahhh duygular, içlenişler, seslenişler, çığlıklar...
hatta susuşlar!
aşklar, sevdalar, aşıklar,
haller...hallerimiz...
eriyişimiz,
hatta yok olurken varoluşlarımız ...
herşeyin şekil olduğu günümüzde insanlar o kadar alışmış ki instagramda gram zekası olmayanların kusursuzu bulana kadar uğraşıp eklediği - en cool- fotoğraflarına, gerçek insan neydi, insan nasıl olurdu, normal vücut neydi, gündelik nasıl giyinilirdi...
şaşıyorlar doğallıklara :)
unuttuk çıplak ayakla toprakta gezmeyi, özümüze dönmeyi, özümüz toprakken ...
ve unuttuk belki durup iki dakika soluklanmayı, gevşemeyi, sakinleşmeyi...
normalleşmeyi unuttuk...
sahi neydi normal, evet norm-a bağlı olan demekti evet belli bir ortalamayı çağrıştırıyordu ama normalimiz kime göre ve neye göreydi???
bana göre normal olan sana göre de normal miydi mesela?
mesela mavi saçlı kız adlı eser ilk yazıldığı senelerde sıradışı bir saç rengi çağrıştırıyordu,
oysa şimdi normal-sıradan-olağan değil mi mavi saçlar?
ilk çıktığında belli bir kesimin aldığı , eskiden pankçı dediğimiz neslin kullandığı boyalar heryerde satılıyopr işte...liseli çocukların harçlığının büyük kısmını bu boyalar alıyor şu sıralar mesela.
kakhküllü diye sınıfa alınmayan geçmiş neslin,
bunalıma girmek normal...hatta moda!
1-2 saat internet kullanımı az geliyor hepimize...
hepimiz sanal alemde sosyalleşebilir olduk...
bir hayat görüşü olmadan, kuralları olmadan , hedefsiz yaşar olduk :(
büyüklerin öğütleri bi kulaktan girip ötekinden de çıkmıyor artık, çıkamıyor , çünkü herkeste kulaklık...
kimisi de küpelere piercinglere, hızmalara takılıyordur o sözlerin...
delikler-hızmalar normal, piercingler normal, on tane kaş deliği , burun deliği olmayana şaşılacak gün gelecek, yakındır...
16-17 yaşlarında ,lise bitince başlıyor estetik ameliyat parası biriktirme telaşımız!
hatta kimisi lisede ...
devir, insanın aynasıdır...
MASUMİYET ÖLDÜ...
küllerini savurduk ya dört bir yana...
anne babayı sayan genç sayılı artık, çok üzücü!
bakın ben söyleyim;
ojeli diye okuldan kovulan,
alaburus değil diye babasından azar işiten saç modelli gençlerin ahı çıkıyor bir bir...
boyasız saç görünce, beyazlamaya başlayan saç görünce tahammül edemez oluşumuz neden peki?
bu beyaz saça olan sevgisizliğimiz
estetik kaygıdan mı sadece?
geçen gün seksen yaşlarında bir hanımefendi, teyze demiycem; neme lazım beni belki döver...
bir ayakkabı mağazasında feryadı bastı mağazadaki elemana;
-nerden teyzen oluyorum ben senin...
-terbiyesiz...
-ben senin teyzen olacak kadar yaşlı mıyım hem?!
(-foto: "teyze" diye hitap edilen kadıncağıza öyle benziyor ki,sigara hariç ...)
bana dönüp benden onay istercesine haksız mıyım ama dedi,
ben de sizi tanımıyorum, siz de kimsin,z, ne hadle bana hiştap edersiniz...
ben bu alemişn prensesiyim, sen ki avam takımındqan bir ucube! :0)) hahaha.....
dermişim...! tabii ki demedim, ama biraz deseydim , belki o zavallı -kıpkırmızı kesilen- elemanın içine su serpmiş olurdum;
elemanın kötü bir niyetinin olmadığını düşündüğümü,
teyze denecek yaşta tabii ki de olmadığını!-ki küllüyen yalan, ama mecbur dedim-
sadece satış yapmak derdiyle samimi yaklaşmış olabileceğini dillendirdim,
bir nevi arabuluculuk yaptım,
hanımefendi dahil herkes sakinleşti...
-bak SEN benim derdimden çok iyi anlıyorsun , sonunda biri beni anladı dedi...
-***aaaa, bana SEN dedi, bastıra bastıra sen dedi, ne münasebet efendim, siz kim bana sen demek kim :)))
herkes bir alem canımın çekirdekleri...
ama en alem de BENİM! BANA NE BANA NE.....
Muckkk! bu öpücük o hanımefendiye gitsin
gül yüzünden öpem seni ...
GÜNÜN ŞARKISI
sizlere madem bu şarkıyı başlık olarak sundum, o halde bu beni taaaa üniversite yıllarıma götüren
Kekilli şarkısını hediye etmek boynumun borcudur :)
sizlere gtelsin Murat Kekilli...öpem seni....