25 Ekim 2019 Cuma

KRAL ŞAKİR-KORSANLAR DİYARI VE ÇİZGİ SİNEMA ÜZERİNE

ÇİZGİ FİLM-ÇİZGİ SİNEMA  ELEŞTİRİSİ




KRAL ŞAKİR -KORSANLAR DİYARI  İLE
 MUCİZE UĞUR BÖCEĞİ İLE KARA KEDİ


Çizgi filmleri oldum olası çok severim, izlerim de...çocuğum olalı daha bir  izler oldum.
geçen hafta gittik bu filme, Kral Şakir'e, yazmaya fırsatım olmadı ne yazık ki...
Kral Şakir'i fazla izleme imkanı bulamamış olsam da bu filmi sinemada kızımla izlemek güzeldi,
diğer çocukları gözledim, en küçükleri benim çocuğumdu,  sanırım en çok etkilenendi yavrucağım, kahkalar attı...eğlendi o, ben de onu izlerken eğlendim tabii.



Bilinçli -yaşça büyük çocuklar daha sakin seyretti, ancak canavar -seyredince hak verirsiniz belki- beni bile zaman zaman ürküttü ne yalan söyleyim, Hulk ve İronman karışımı bir canavar çıkıyor karşınıza...e o kadar olsun, gerçi benim kuzucuk orada bana sarıldı, gözlerini kapadı filan...abartılı ve uzun değil neyse ki canavar sahneleri.

Görseller, animasyonlar-hareket efektleri, sesler gayet başarılıydı, mekanlardaki dokular dikkat çekiciydi -deniz görsellerine bayıldım mesela,  senaryo da çocuklara hitap ediyordu, söz konusu alanda ne kadar az çizgi sinema olduğu düşünülürse  hele,  seyredilir yani, emeği geçenlerin ellerine sağlık. Türk çizgi sineması devamını bekler canlarım:)

Greyder ve Defacto markaları sponsor olmuş, filmde bir sahnede  sponsorlara da gönderme var, abartılı gelmedi bana, ama gerek de var mıydı acaba? O KADAR ÇOK ALMAYA YÖNELTİYORUZ Kİ ÇOCUKLARI REKLAMLARLA...al ve tüket!alamayacak durumda olmak var, ihtiyaç duyulmadan alınması var, tutturma boyutu var bir de çocuk söz konusu olunca,  evsel haller...





gelelim seyirci tepkisine:
- SİNEMA SALONU TAMAMEN DOLUYDU,
üç sinemada aradık  geçen hafta da yer bulamadık zaten, bulduğumuzda da seans uymadı, anlaşılan hızlı ilerliyor bu çizgi sinemamız...Cartoon filmin yapımı bu çalışmada Varol Yaşar imzası var. Türk aile yapısını hissettiren davranış örüntüleri var, meraklı bilim insanı tiplemesi var, tarihimize de gönderme var, bir çok açıdan olumlu puan aldı benden, kendi aklımın erdiğince...  çocuğuyla beraber izleyen büyükler de keyifliydi, üşenmeden gözledim ortamı şöööyle bir tabii...



 -gelelim Mucize Uğur Böceeeeeee'ne...
Japon, Kore çizgi filmleri, gerek düzey açısından gerek konu açısından sıkıntılı, görsellik harika bir çoğunda...çok ilerlemiş durumdalar, ama konular? Amerikan çizgi filmlerindeki çizgi de bana yavan geliyor.
hele bir de Uğur Böceği ve Kara Kedi var ki, ergenlere göre mi yapılıyor, yedi- dokuz yaşa göre mi belli değil... sevmedim Bİ TÜRLÜ....

sürekli kız-erkek ilişkileri ön planda, partiler, partilere kiminle gidileceği gibi konular sık tekrarlanıyor, sabun köpüğü ...aile oolmak üzerine de bir bölüm izledim tabii, demek ki o konulara da giriliyor, ancak çizgi film kahramanlarının rol model olabileceği düşünülürse ebeveynler olarak biz daha sEçici olmalıyız...
Aslında seçiciyiz de seçenekler çok mu farklı derseniz de HAKLISINIZ...çocuklarımıza o bilinci vermemiz gerekiyor.


İzlerken birçok negatif unsur farkettim: ne mi bunlar mesela;
-Anneye babaya çemkirmeler,
-memnuniyetsiz gençler-ergenler,
- sihirler, 
-büyüler, 
-transformasyonlar...
-Başkasının kız-erkek arkadaşını  ayartmacalar,
-öpüşmeler
- ikili ilişkilere dair kıskançlık krizleri...



evet bunlar var çocuk çizgi filminde ve düzey 7 yaş gösteriliyor! 
DİKKAT! çocuğunuz ne izliyor? bir daha bakın derim***bunlar 7 yaşa uygun mu? ya da bu öğelerin ne işi var çocuğa dair bir çizgi filmde.




***kim veya kimler  inceliyor bu çizgi filmlerini? incelenmiyorsa neden? aklımda deli sorular.

TRTÇocuk  kanalı daha bir özenli, ama öğreticilik o kadar baskın ki sıkıcılığa götürüyor...bu da bir anne görüşü olarak burada dursun, umarım bir yetkili okur da daha yetkin işler çıkarmaya başlarız biz de çizgi film sektöründe.






GÜNÜN ŞARKISI
dün  yolda dinledim,  kımıl kımıl müziğine bayıldım, tempo ve dans birarada ...
 ***sen çok yaşa Mabel MATİZ...
gözlerine hastayım desin kendisi...yepyeni hem de, daha ne olsun canlarım  :)

https://www.youtube.com/watch?v=yJ5ZoFJ21iM


 beğendiniz umarım...
benden bugünlük bu kadar arkadaşlar...
görüşürüz yeni yazımda.


23 Ekim 2019 Çarşamba

NE OLURDUM





İNSAN OLMASAYDIM
*** ne olurdum acaba?
yaprak mı olurdum gül mü diken mi?
hayvan mı olurdum genel anlamında ya da bitki mi?
bir sincap belki ağaçtan ağaca...
kırar mıydım kolumu kanadımı mesela?


yol mu olurdum yolcu mu?
karanlık mı olurdum ışık mı?



insan olmasaydım... mesela bir balina olsam...
okyanuslarda açılsam, ılgıt ılgıt rüzgarı hissetsem cildimde...
engin hislerimle yön versem koca koca su kütlelerine.
arkadaşlarım olsa belki planktonlar, belki yunuslar, belki mürenler...
vatozları sever miydim mesela, ahtapotları ya da...
yosunlarla dolansa yönüm çevrem mesela,
düşündüm de, deniz şakayıklarına aşık olurdum kesinkes...


işte yazıyorum buraya yine rengarenk su altında hayran hayran gezinirdim, hayran hayran ... yaradılanı görürdüm her bir incide,  özü bensem o balinanın...
yine çevre için savaşırdım kirlilikle, suyu kirletenlerle...doğaya zarar verenlerle...



***insan olmasam dedim de, sanki ne kadar "insan"ım da?
ben durup bir kendimi silkelendim şuan, ne kadarım bi ölçtüm biçtim...
insan olmak madem ki eşref-i mahlukat denilmiştir,
*yeterince insan mıyız her birimiz sahi...?



papatya olamk istemezdim, seviyor sevmiyorlara kurban ederler diye...başkasının şüphesi  uğruna  hayatım sonlanmamalı, yazık bana,bi amacım olmalı, gerçekleştirmeliyim...çiçekken de  böcekken de.

insan olmanın ölçütlerini yerine getirebiliyor muyuz bireyler olarak, toplum olarak her bir insandan oluşan...

kar altında bir üşümüş ayak varken...
açlıktan veya çaresizlikten kıvranan milyonlar varken...insan mıyız yeterince?
ben ne kadar insanım mesela en başta kendimi eleştireyim bir,
" oldum"  demekle olunmuyor, demek istediğim bu...
meslekler insanı tanımlamakta yetersiz hem de.



Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...