19 Ocak 2013 Cumartesi

UYKUSUZ HER GECE

Merhaba Değerli Okurlarııııım:)

nasılsanız, hoşsanız balalarım, eysiniz iyşallaaah...
Bugün sizlere uyusun da büyüsün niiiinnnilerine mevzuu olan bir konudan bahsedeceğim: uykudan.
"Uyku öyle güzel ve değerli bir nimettir ki onu yakalayabilmek için tüm gün uyanık kalmak zorundayız." demişler...vallaa güzel de söylemişler...

Yorulmadan uyuyan var mıdır acaba...Bazısı çok yorgunken de uyuyamaz gerçi. Miskin  hayvan diye bir canlı var,  bilenler bilir- hani Buz Devri çizgi filminde bir miskin var, Sid adında sevimli ve uyuşuk hayvani laf aramızda bayılıyorum bu haylaza- işte bu miskin hayvan günün yarısından çoğunu uyuyarak geçirirmiş efendim...
Meraklısına: Sid'in bir sahnesi aşağıda, duyurulur.

http://www.dailymotion.com/video/xjoc1e_buz-devri-sid-www-bilgideposu-org_fun

Sonracığıma....bu miskin hayvandır ki kasları zayıftır ve bu sebeple çok çabuk yorulur, saatte 1 metre ancak ilerler diyor bazı sitelerde...işte biz de belki zamanla Sid gibi yavaş ve uykucu olacağız, bakalım zaman ne gösterecek...e koalay değil masa başı işler, masa başı sosyalleşme, sohbet telefonda bi zahmet kalkıp kişinin yanına gidemeyecek kadar uzaklaştı mesafeler ve arabalarla doldu yollar...tıkandı gönüllere giden yollar...
E, uyku da yetmiyor tabii artık bizlere...sokaklar çok aydınlık, 50 metrekare dükkana 50 metrekare tabela yapılıyor günümüzde! Hava kirliliği de solunum yolu hastalıklarını artırıyor deniyor ki işte bir çok uykusuzluık sebebi size..iş stresi gibi negatif streslerin yanı sıra aşk, sevgi, sevda ve umuda dair heyecan ve telaşın sebebp olduğu uykusuzlukları da unutmamak gerek tabii:))E, insana dair yazıyorsak eksik yazmayalım değil mi değerli okurlarım...
***sahi aşık olup da uykusuzluk çekmeyen varsa beri gelsin derim*en tatlı uykusuzluk bu olsa gerek***
Uyku dedik madem işte size uzmanından yorumlar: ahanda haber...ciddi bir haber hemi de!
Uykusuzluk Kişiyi Tamamen Değiştirebiliyor
Uzmanlar, uyku bozukluklarının kişilik değişikliklerine yol açabileceğini, kişiyi depresyona itebileceğini söyledi.
Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, insanların hayatlarının 3'te birini uyuyarak geçirdiğini belirterek, yeni doğan bebeklerin günün 18-20 saatinde uyuduğunu, erişkin insanlarda bu sürenin 4 -11 saat arasına düştüğünü kaydetti.


Anadolu'da "Uyusun da büyüsün" diye bebeklere söylenen ninnilerin altında yatan gerçeği bugün çok daha iyi anladıklarını vurgulayan Karadağ, "Gerçekten de büyüme hormonunun en fazla uyku sırasında salgılandığını, uykunun vücudun büyüme ve yenilenmesinde, öğrenme ve bellek fonksiyonlarının gelişmesinde çok önemli bir rol oynadığını bilim insanları ispatladı. Uykunun sırları çözülmeye başlandı. Bilgisayarların tıp dünyasına girmesiyle karanlıkta kalan tüm bilgiler yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor. Gözlemlere dayanan bilgileri artık test etme imkanına kavuştuk. Bugün artık biliyoruz ki uyku eskiden zannedildiğinin aksine pasif bir dinlenme olayı değil, aktif olarak yaşadığımız bir restorasyon olayıdır. Uykuda gün boyu yıpranan vücudun ve beyin fonksiyonlarının düzenlemesi yapılıyor ve yeni bir güne hazırlık yapılıyor" dedi.

Vücut kendini  test ediyor

Sağlıklı uyku sırasında kasların gevşeyerek dinlenirken tüm sistemlerin bir bilgisayar gibi kendini test etmekte ve fonksiyonlarını yeniden düzenlemekte olduğunu kaydeden Karadağ, "Bağırsak hareketlerimiz yavaşlamakta, karaciğer, böbrek gibi önemli organlarımız günlük streslerin etkisinden kurtulmak için fonksiyonlarını azaltmakta. Yapılan çalışmalarda derin uykuda, vücutta protein sentezinin, hücre mitozunun ve büyüme hormonu salgılanmasının arttığı, buna karşılık adrenalin ve kortikosteroidler gibi katabolik, yıkıcı hormonların salgısının azaldığı gösterilmiştir" diye konuştu.

Uykusuzluk depresyona itiyor

Uykuda solunum bozukluğu olan kişilerin sabah uyandıklarında yorgun kalkacağını kaydeden Karadağ, şöyle devam etti:
"Zaman içerisinde sabah baş ağrıları görülebilir. Beyin fonksiyonları berraklığını kaybetmeye başlar. Unutkanlık, isteksizlik, mutsuzluk, gerginlik ve kişilik değişiklikleri görülmeye başlar. Uykuda solunum bozukluğuna bağlı olarak gelişen depresyon, cinsel isteksizlik ve cinsel güçsüzlük önemli sosyal problemlere neden olmaktadır.
Hipertansiyonu olan kişilerde uykuda solunum bozukluğuna bağlı gece ani tansiyon yükselmeleri ve buna bağlı beyindeki anevrizmalarda kanama ve felç tablosu gelişme riski çok artmaktadır" diye konuştu -kaynak: kadın ve kadın.com-

Uyku dediğimiz bu nimet karakterimizi, sağlık durumumuzu bile etkilermiş meğer gördüğünüz üzere...uyku sağlıktır vesselam canlarım.

Hanimiş benim okurlarım, aman da aman...
Uyusun daaa  büyüsün niiin-niii, tıpış tıpış yürüsün niiin-niii:)


17 Ocak 2013 Perşembe

ISLAK CANLAR...


ISLAK CANLAR

Asil bir merhaba benden tüm dünyaya!!!selam olsun herkese, börtü böceğe...

Bugün de yaşıyoruz ve bugün de sizinle paylaşım halindeyim ne mutlu ki...
ve bugün bir gün daha eksilse de ömür sayfasından bugünüme neler kazındı, bana, size, herkese...

Bugün neşeliyim evet, işler yoluna azıcık girince, işler azıcık yokuş aşağı görününce sizlere de şöyle hafiften bir tebessüm ev sahipliği yapmaz mı, ezber bozdurmaz mı canlarım bazı günler size...


Şeker şerbet bir yaşam yaşamasak da zamanın geri döndürülemeyeceği, en azından şimdilik, gerçeğinden hareketle zamanı dolu dolu yaşamaktır bize düşen, bilmesine hepimiz biliriz de yapan kim?!kendi karneme orta veririm en çok, iyi de pekiyi de layık değildir...zamanın kıymetini bilmek koşturarak yaşamak değil, zamandan tasarruf etmek için hızlı yaşamak da değil, acıyı acısıyla,  mutluluğu olduğu gibi kabullenmek ve geri dönüp baktığında yine de hayatımızın bir parçası olduğu için teşekkür etmek, minnet duymak her rengine hayatın...

13 Ocak 2013 Pazar

bambaşka bir alem


Mer-ha-baa değerli okurlarım,
nasılsınız neler yapıyorsunuz bakalım...
her şey yolundadır umarım...
ben daha iyiym sayenizde, Dünyanın dört bir yanından okunuyorum artık, gözlerinize sağlık canlarım ;=)

Sinemalarda hoş filmler oynuyor bu sıralar, kimi Oscara aday  kimi Altın Küre'ye, en çok izlenecek...bunlardan  başlıcalar Pi'nin Yaşamı, diğeri Hobbit: Beklenmedik Yolculuk...Pi'nin serüveni tam bir renk cümbüşü sunuyor hepimize, rengarenk ve ilginç bir film, değişik bir bakış açısıyla yapılmış. Filmin kamera arkası görüntülerini de izledim, çok emek var çoook...

Hobbit'i de izledim ilk çıktığında, inanılmaz kalabalıktı üstelik oy oy oy, sıra bekledik bilet kalmadı, sinema sinema gezdik değerli okurlarım, bilet yoksa ne yapacaksın:) değdi mi derseniz değdi tabii ki, görsel bir şölendi...bambaşka bir aleme götürdü beni...tıpkı Avatar'da olduğu gibi, ağaçlar, çevre, yaratıklar...bambaşka bir aleme gidip geliyoruz sinemalar sayesinde...tavsiye ederim, hala oynuyor baktım sizler için Ankara'da...kaçırmayın derim, fantastik film sevenler için..


Artık filmler tam bir sermaye işi olmaya başladı...Karaoğlan filmi de vizyona girdi, kahramanlık filmleri izlemeyi sevenler için...kışı güzelleştirecek filmler, bambaşka bir alem sinema...gerçi bizim filmler konu kısırı ne yazık ki, geçenlerde sinemada izleyemediğim için hayıflandığım bir filmi izledim: Sümela'nin Şifresi. Kahramanı Temel...ötesi yok yani, sığ bir senaryoydu:  en azından Açlık oyunları, Pi'nin Hayatı, Batman Yükseliyor, Kanlı Elmas, Piyanist  gibi filmlerle karşılaştırınca...bu sığlık yüzünden az ıslık bizim filmlere...Karaoğlan'ı izlemedim bilemeyeceğim ama  Fetih 1453 emek verilmiş bir filmdi. Bazılarının öve öve bitiremedikleri , vauy şöyle komik vay böyle hoş dedikleri 7 Kocalı Hürmüz filmi ve Gülse Birsel'in o filmdeki performansı da, film de vasattı bence, konuşmaya hakkımız olmalı sonuçta izleyiciyiz değil mi?

-Zamanda Sıçrayış,
-Jumper,
-Hugo,
- Inception,
-Total Recall....harika filmler bence. Sinema sektörü artık hayatın içinde olmakla kalmıyor psikolojiyi, bilimi, dini zorluyor, alıp götürüyor sizi başka alemlere.

Dizilerimiz desen bir Lost, bir Revolution olamadı yani...olamaz da bu gidişle. Sermayesi reklam sektörü oldukça ve filmlere saçma saapan anlarda ürün yerleştirdikçe mümkün de değil bence.

yine çok mu hızlıyım, biraz soğutmalı mıyım motoru;)hızımı alamadım yine...ben sinema eleştirmeni değilim, ama bazı şeyleri görmek için de illa eleştirmen olmaya gerek de yok, göz var nizam var hani...

Aşağıya  sizler için Pi'nin Yaşamı filminden fragman koydum tıklayıveriin gaaaari:)
http://www.fullfilmizlehd.net/pinin-yasami-full-turkce-dublaj-izle.html

70. Altın Küre film festivali gecesi bu gece e2'de verilecekmiş.
Sinema bambaşka bir aleme götürür bizi, barışa, umuda, sevgiye... biz istersek yani.


Tabii tüm bunlar olurken İsrail yine direnen Filistinlilerle çatışıyor, ama öbür yandan da işgale devam ediyor dünyanın gözü önünde. Sain Thoma adasını izledim bir belgeselde...gözlerimi  yemyeşil bir ada ve masmavi bir okyanus doldurdu dün bu sayede, dünyanın en çok kako üretilen yeri, ancak burada tek bir fabrika var çikolata yapan ve sahibi İtalyan, ada sakinleri Afrika'dan gelen kölelerle beraber yıllarca çalıştırılmış, ada bol kakao ve balık adası...Portekiz istilasında kalmış yıllarca, hala da kaymağını yiyen portekizlilermiş, adaya tüm besinler dışarıdan Portekizden geliyor...halk yine işçi...halk yine gariban, halk yine dışa bağımlı!

Kanlı Elmas filminin sayesinde bir ara insanlar olan biteni izleme imkanı bulmuştu..Sinema sektörü elmas lobisiyle karşı karşıya gelmişti o filmle beraber, hatta fiyatlar düşmüştü, duyarlı kadınlar vazgeçmişti elmastan, pırlantadan. Şimdi kim film yapacak bakalım diğer acılı insanların dramını...Filmeler susturulmamalı diyerek sözlerimi sonlandırırken sizlere iyi bir hafta diliyorum değerli okurlarım:)

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...