MERHABA DEĞERLİ OKURUM,
balkonumda bir yasemin dalı ve eylülün sıcağı varken yazıyorum bu yazımı...
Güzeldir
eylül güzeldir derim hep, severim...şimdi bir de yaseminli eylülüm oldu ki sormayın, katmerli kadayıf..hatta üstüne Maraş dondurması oldu bu bana:)
-ps boğazlığa son, yazmaya devam...
yasemin öyle bir bitki ki şapşik yaaa!
-çok sevdim ben onu...
yıllarca bahçemizde kokladığım çiçeğin adının da yasemin olduğunu bilmeden sevmiştim...tanımadan bilmeden sevmek daha güzeli...o hep bir yanıyla tılsımlı çiçekti benim için; bilinen cinslerin dışında olduğu için adını komşulardan da bilen yoktu...
ben kitabını okurken merak edip araştırana değin çevremdeki kimse adını sanını bilmiyordu...bu sene büyüdüğüm serpildiğim evden yasemin koklayamadan dönmenin hüznünü yaşadım, sert oldu benim için...
ne olmuştu da yok olmuştu o yasemin ağaççıkları?
bahçemize araç park etmek adına komşular iki koskoca çamı, köknarı, leylak ağaçlarını ve yaseminleri kesmişlerdi...yazıklar olsundu:(( çok üzüldüm, nefesim kesildi...evime döndüm hızlıca...balkonumdaki Arap yasemininin kokusuna sığındım;
öyle tatlı bi koku ki ve keskin.Aslında keskin kokulara pek sempatim yoktur, ama akşam rüzgarında esince hafiflemişti cancağzım...
beyaz yaseminim çokça çiçeklenmişti, sevindim tabii...boncuk taktım saksıya, kendimi rahatlamış hissettim, bir de dedim bloğumda paylaşayım, okurlarım da tanısın yaseminleri...
Arap yasemini özellikle koku endüstrisinde kullanılan cinsiymiş-bizim evdeki- beyaz ve mavisi sık görülürmüş, Akdeniz iklmini severmiş, 18 derecenin altındaki kışlar ona göre değilmiş mesela, tıpkı ben...hihiihhi...kendimden bişeyler buldum yaseminimde.
Hani rahatladım demiştim ya, evet rahatlatıcı etkisi bile varmış, hatta yağı antidepresan etkiliymiş...bak seeen...doğadaki şifaya bak okurcağızım:)
Sonra okuduğum yaseminli bir kitap geldi aklıma, beynim çağrışımlar deryası...
edebiyat dersinde okumamızı zorunlu tutmuştu kulakları çınlasın Fatma Türkyılmaz hocamız, aahhh ahhh, ne güzeldi o günler...
bu günler de güzel tabii, nankör olmamak gerek değil mi efenim? şükür diyelim...
aa konu dağıldı, tamam buldum, Yaseminler Tüter Mi Hala* Alev Alatlı yazmış romanı...Eleni Naciye vardı unutamadığım...Yunan -Türk aşkını da barındıran bir kitaptı, ağlayarak okumuştum...neydi beni bu kadar etkileyen bilmiyorum; büyümüş olmak mı, romandaki konu mu, kadının bitmeyen alışma-sevme-sevlme varolma çabası mı? şu an sorsanız hepsi derim, bir de eylülü eklerim yanı sıra, çünkü bir eylül günüydü takvimimde yaprak...
***tam tamına 18yıl bitmiş okuyalı, yakında 19 olacak...sonbaharda yaş günümdü çünkü... işte o zaman Hacettepe ormanlarından çınar yapraklarını ayraç yapmıştım...
***Sonbahar ayrı bir yakışır Hacettepe'ye...
- palamutlar dökülür sarı yapraklar arasına...sarı dedimse, tek bir sarı düşünmeyin haaa...envai çeşit sarı, limon sarısından tutun da saman sarısına, oradan kezzap sarısına...
kahverengi, mor, bordo, kızıl yapraklar, ara ara yeşiller dökülür elaya bakan...
***sonbahar güzeldir de sonbaharı sonbahar yapan daha güzeldir işte...
madem adı geçti işte size kitap önerisi...
işte balkonumdaki cinsten -Arap Yasemini...
KİTAP ÖNERİSİ
YASEMİNLER TÜTER Mİ HALA
Aşağıda Alev Alatlının yorumu söz konusu:
D&R yayınevindeki sayfadan aldım bu yorumları...
"Basılan ilk romanım Yaseminler Tüter mi, Hâlâ? Ocak, 1985'de çıktı… Öte yandan, Yaseminler Tüter mi, Hâlâ, Eleni olarak doğan, Naciye'ye dönüşen, Türk kocasına dört çocuk doğurduktan sonra eski Hisar göçmeni bir Anadolu Rum'u ile evlenen bir kadının sahiciye yakın hikâyesidir. Ben yazdığımda Kıbrıs ve Kıbrıs'a benimki türden bir yaklaşım moda değildi - kitap yerini tam bulmadı. Türkler fazla Yunan yanlısı, Yunanlılar fazla Türk yanlısı buldulardı - belki bundan sonra…" Alev Alatlı"Her okuyuşumda içimin dalga dalga olduğunu bir tek Yasemin'lerde yaşadım. Her seferinde Naciye oldum paçalarım dolandı bacaklarıma. Peyker'e ağladım, Afroditi'yi bağrıma bastım her seferinde, Hasanimu ilk oğlum oldu. Arif'e çevremi verdim, Glafkos'un yatağında yasemin koktum.Düşünülebilen her şeyin yaşanabildiğini, yaşanan hiçbir şeyin silinmediğini, her bulutun altında bir iz olduğunu yeniden bildim, yeniden bildim.Koruk tadında bir yaşam bütün bunları düşündüren. Akdeniz sahillerinde sürüklenen başıboş bir yaprak, süt beyazı çırpı kollar. On birinde bir çocuk, Kaymaklı'nın Genabası. Eleni Klo Morias Naciye Arif, sen söyle bakalım, Yaseminler Tüter mi Hâlâ?" Ayşe Nalân Özübek
Sayfa Sayısı: 232
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı : 232
İlk Baskı Yılı : 2006
Yasemin çayını da çok severim, yıllar evvel bir Çinli tarafından binbir reverans eşliğinde yasemin çayı içmişliğim var ki resmen törendi...Budapeşte'DEYDik, çay çekmişti canımız oysa adam gibi bir demli çay içememiştik bir haftadır; otel görevlisine -yeşil değil siyah çay istediğimizi aktarmıştım; sırf bunun için Çinli bir çay servisçileri olduğunu söylemişti, epey bir bekledik ama değdi sağolsunlar...bu siyah çayın içinde ne var diye sorduğumda cılız bir sesle -"jasmin "demişti o zaman garson çayın ismi için, arkadaşlara yasemin dediğimde yanlış tercüme ettim,anlamadım sanmış epeeey bi gülmüşlerdi, dalga geçip, olur muydu yasemin çayı..?kokusundan anımsamıştım bahçemizdeki o ağacı işte o gün...
- bazen insan kendi cehaletinin farkına varamaz da karşısındakine yakıştırır o etiketi; haaaala unutmamışım; kin değilse de hafife alınmanın kırıklığı denebilir bendekine...ben yaseminli tütsüler yakan bir ergendim ne bilsinler tabii...fazla tevazu nimete küfrandır derler ya, o hesap işte...
*** MERAKLISINA
Devamı aşağıda efendiiim;)
YASEMİN ÇAYI VE YARARLARI
A'DAN z'YE yasemin derseniz bu siteye bakın derim...
İdil yAZAR adlı blogtan aldığım bilgiler bence harikaydı, bin derde devaymış meğer bizim bu yasemin...romatizma, eklem ağrısı, üşütme oooo ne yok ki...
***bu siteyi takip edebilirim yani, sevdim :)
-doğayı seven herkesle yolumuz illa ki bir gün bir yerde kesişecektir zira Kayahan beyefendinin zikrettiği üzere...gerçi o -yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde demişti değil mi?
İdil hanıma teşekkür ederim, isteyen okuyabilir efendim, linki aşağıya ekledim... tıklayın gari...
https://idilyazar.com/yasemin-cayi-ve-faydalari
GÜNÜN ŞARKISI
MADEM bu kadar çok bahsettik o nazlı çiçekten, hadi bakalım,
Zeki Müren o naif sesiyle çiçeğin zerafetine yakışır şekilde söylemiş ki biz de zevkle dinleyelim efendim...
bir demet yasemen
aşkımın son hatırası...
https://www.youtube.com/watch?v=tZJKD1Uq4Ls&list=RDtZJKD1Uq4Ls&index=1
hey gidi rahmetli Bodrum paşası, sanat güneşimiz heyyy...
broşun bile yasemin figürlü...
bulunmaz sen gibisi Zeki Müren, bulunmaz paşam...
çok duygulandım işte, ben çay demlemeye kaçıyorum, tutmayın beni...
meleğiniz duruldu...kaçar.
görüşmek üzere bloğumun canları ciğerleri...
sevgiyle ve sanatla kalın efendim.