12 Aralık 2019 Perşembe

çatlak kova

Zamanın birinde sucunun biri, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. 

Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş.

İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş.
– Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum.
Sucu sormuş;
– Neden utanç duyuyorsun?
 Kova cevap vermiş;
– Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum. Benim kusurumdan dolayı sen bu kadar çalışmana rağmen, emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun.

Sucu şöyle demiş.
–  Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum.
Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş.

Sucu kovaya sormuş.
–  Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi?… Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı.


Anonim bir yazıyı paylaşmak istedim bugün de. Demem  o ki her birimiz birer çatlak kovayız amma az amma çok çatlağından :) her birimizi bizi özel kılan eksik yönlerimiz de var üstün yönlerimiz de...sorun bu yönleri nasıl kullandığımız. akarken, eksikliklerinizden utanmak yerine, onları nasıl bir avantaja dönüştürebileceğinizi bulabilirsiniz. 
***Her imkansızlık aslında içinde bir imkan saklar nitekim efendim.
ihtimalleriniz bol ve daim olsun
huzurun yüzünüze ev sahipliği daim olsun...Meleğiniz.



10 Aralık 2019 Salı

İNSANSANIZ - Büyüklere misal dolu bir masal-

İNSANSANIZ

Allah derdi 
dağa vermiş
dağ şöyle bir irkilmiş,
serpilmiş rüyasından;
kaldıramamış...

taşa vermiş,
taşıyamamış...

denize vermiş 
deniz köpüüüük köpük taşmış ...

rüzgara vermiş
- almamış...


toprağa vermiş 
-yutamam ben bu derdi demiş ...


hayvana vermiş...
içi yanmış, alamamış
affını dilemiş huzurda.
 

insana vermiş:
akıllı ya
- atlamış üstüne derdin-
hallederim demiş kendince,
bilmiiiiş -ökeee...
işte bir o almış...


evirmiş olmamış
çevirmiş olmamış,
kabına da sığmamış
ama serde yiğitlik varmış;
sonra çaresiz kalalakalmış...
almış...
alı al moru mor kalmış
ama almış...

işte o gün bugündür
dertsiz kul olmaz ımış...

alamam demeyin demem o ki...
alırsınız.




tutamam demeyin ucundan
-tuttursanız da olmaz diye-
tutarsınız : 
-insansanız.

10-12-2019
Melekay

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...