4 Nisan 2019 Perşembe

CIVIL CIVIL FOTOCU GELDİ....

GÜÜÜ-NAYYY-DIIIIIIINN 
GÜNAYDIN CANIMCIKLARIM:)
BUGÜN  cıvıl cıvıl fotoğraflar satacağım sizlere...
satıyorum satıyorum, satttıııımm!



anneannem gel sana masal satayım derdi ;nur göllerinde yatsın bu vesileyle onu anayım , 
sahi ya, bi insanın  olgunlaşmasında aile büyüklerinin verdiği derslerin de ne çok payı vardır değil mi?
ah masalllar masalllarr...

masal aleminde gerçeği tanır insan aslında.
hiç de düşünmeden yazmıştım oysa :)
vayyy, güzel bir söz oldu bak bu:
gerçekten "gerçek"  masallar.

demek ki beynimin kıvır kıvır labirentlerinden süzülüp dışarı çıkmak için bugünü beklermiş.

 Güne aynada gülümseyerek başlamak,
kendine merhaba yakışıklı...merhaba bgüzellik...gibi iltifatlarla  merhaba demek iyi geliyor,
misal ben; ağzım burnum uçuk içindeyken bile bugün kendime bir gülümseme hediye ettim aynada;
uçuk geçici ne de olsa...kalıcı olan bende bıraktığı izleri...
o halde modumu yükselteyim yani.

modumuzu  yükseltmek elimizde canımcığım:)


yine gülecek bi neden lazım:)
şööyle bol köpüklü bir kapüçino...
ya da sütlü gayfe olsa mesela
yanında da bitter şan fıstıklı çikolata:)
ohhh al sana yine gülecek bi neden...

rengarenk nesneler, makyajlar ...çiçekler...


çarşaf çarşaf gökyüzü senin daha ne olsun değil mi?





e kırmızının aceleciliği bana iyi gelmedi sevgili okurlarım,
en sevdiğim renklerden olmasına rağmen kırmızı bana aceleciliğime daha da artı olarak eklendi:(
laf olsun diye söylemiyorum, kırmızı aşk değil sadece,

v
kırmızı hız...klırmızı acele...kırmızı prestij...
bir de saçma sapan renk efsaneleri üretenler var,
onlara buradan selamlar olsun;!**#l>jnkjgbjhg^^#q-küfür gitsin onlara-
cahillik böyle bir şey işte!





renklere bakar mısınız yaa:) oy sevsinler seni...


baloncuuuuu:) bebelere baloooon....
eskiden bir de baloncular dolanırdı sokaklarda,
bebelere boluuuuun derdi bizim baloncu,






rengarenkliğe sevdam ta küçüklükten baksanıza canlarım, o baloncu geçerken yol nasıl şenlenirdi...apartmanların griliğine inat rengaremk uçan balonlar...
en çok da tavşan balonu severdim askiden, 
çünkü en şekilli olan tek oydu üstüne kaş göz bıyık çizerdi babam,
patlar diye bize vermezdi babam çiziktiremezdik,
şimdi kızım için olsa da alıyorum balon, yine babam geliyor aklıma balonuna resim çizerken.

bundan da cahilane yorumlar çıkarılmasın diye açıklıyorum yani :))))
öyle ya, ya oval balon vardı ya tavşan...iki çeşitti.
***sonradan sosis şeklinde de çıktı...teknoloji işte...

teknolojik gelişmeler bize kendimize zaman ayırma fırsatı sunarken ille toplumdan izole, elinde cep telefonu uğraşmak zorunda değiliz ya...
öyle ya; bıçakla resim de çizilir, var olan resim de oyulur;
amaca bağımlılık söz konusu yani.

ben bol bol börtü böcek çiçek araştırırım bazen bilgisayar karşısında;
hiç umrumda olmaz kim ne demiş, ne yemiş, ne giymiş...
tınnnn-mam  yani:))

***çünkü hayatın en coşkulu zamanı 
-topraktan can fışkırıyor can...
söylemesi bile çok güzel: can fışkırıyor!

sanarsın ki o kapkara gri tonlamalı günleri biz yaşamadık değil mi?

baharın neşesi cemre cemre içimize işlesin inşallahh....

aldırışsız olalım biraz da- hatta çocuklar kadar,-
çocuklar kadar temiz ve çıkarsız...

bir de  kuşlara hayranım....
kuş  kadar minik yüreğine koskoca havayı sığdıranlardan olalım bu bahar ne dersiniz?
 -ufacık çanlarına rağmen dünyaya aldırışsız
 ve tersinden bakan isyankar bir ters lale olmak da var...
hastasıyım mesela ters lalenin,
tersi böyle güzelse;
düzü nasıl özel bi güzelliktir düşünsenize canlarım yaaa....


biz de ters düşmek pahasına insanlarla
güzeli-iyiyi-sevgiyi -haklıyı -hayatı koruyalım;
yanlışa yanlış demek zıtlaşmak değildi oysa...


istediğimiz renkleri giyer çıkarız, kime neeeeeee?


GÜNÜN KARİKATÜRÜ


TEŞEKKÜRLER eRDİL yAŞAROĞLU'NA...


KALEMİne sağlık...nazar değmesin...güzel güzel konular bulup çiziktirsin...sadece o değil, bütün sanatçılar, bütün artistler vs. Snatsız dünya ÇOK YAVAN...
YAŞANASI DEĞİL bence:)



GÜNÜN ŞARKISI
AZICIK da eskilere gittim bugün şarkı ararken, FD dinleyelim mi ne dersiniz?

gel tanışalım önce,
ben kısaca FD
ama sen bana uzun uzuuuun seni seviyorum de ...
çok şeker yaaaa :)

Feridun Düzağaç - F. D. - YouTube


https://www.youtube.com/watch?v=yeuEGyngRwQ

farklı bir ses rengi var Feridun Düzağaç'ın, varolsun...
Söz ver şarkısı da ayrıca güzeldir canlarım, duymayanlara duyurulur.


hadi kalın sağlıcakla canımın buğday başakları...
sevdim bak bu lafımı da, canımın buğday başağı...
aayyyyyyyyy:) yeni neslin deyimiyle yıkılıyyooo  ;)

ilk duyduğumda bu sözü çok şaşırmıştım, 
sağa sola bakıp - neee? ne yıkılıyo demiştim...hihihi..

dostlarınızla beraber geçireceğiniz güzel mi güzelll bir gün olsun :=)


3 Nisan 2019 Çarşamba

Ve BAHARDIR


sen çiçeği gördün diye bahar mı geldi dersin...


çiçeksiz de bahar olamaz mı ey can?


tek bir tebessümün  terapi etkisi yarattığını görmez misin?

 

yarinen yenen ekmek bal demiş atalar,
yarsız yenen her bal zehir....



her kirlenmeden bir dersle çıkmalı ruhun derinlikleri...
gözyaşlarımızla temizlemeliyiz can parelerim
kimi zaman dost sandıklarımızın kazığını yemek 
yaşamaktan soğutsa bizleri
bahar içimizde...
silkinip kendimize gelme zamanı!

en güzeli de 
 terapi bazen düşüncelerimizin akışına ara verip kendini dinlemektir sessiz bir mekanda...


belki ormanda,
belki su kenarında,
belki de bir bankta.
baharın çiçeklerini 
toprağın ışıltısını
hayatın uğultusunu,
getireceklerini düşünerek günlük sıkıntılardan özgürleştirmek ruhumuza bahar...


aynalar hep doğruyu söylemez zira...
küllerinden doğacaksan mesela...
kavganın içinde sükut durmak kolay mı  sanki?
bazen hırlamak gerek...
bazen köpüre köpüre 
bağırmak
bahar için temizlemek gerek öfke kırıntılarını içimizden zira
kendi iyileşmemizi sağlayacak bir haykırıştır işte 
ve bahardır!



ANNENİN yaşaması bahardır...
varlığı,
ellerini öpmelerin,
sana verdiği emeklerin çiçeklerini dermesine izin vermek bahardır...


tazelenmek yarına daha sakin bakabilmek...
durup bir nefeslenmek....
iki sayfa sevdiğin kitaptan okumak
hayallenmek  belki...
çocukluğunun izlerini gülümseyerek anmak ...
bir billur su damlacığıymışçasına
sadelenmek en mükemmelinden!

hani bir söz vardır ya, bahar senin içinde nereye gitsen götürürsün...işte öyle!


DESENLERE BAKAR MISINIZ :)))

2 Nisan 2019 Salı

seçmek ve seçilmek üzerine




Selamlar efendiiim,
seçim sonrası ilk gün, bakalım zaman nelere gebe...hayırlı olsun vatana millete diyerek iyi niyetlerimi fışkırıtıyorum efendim:)



oy vermek vatandaşlık hakkı ve sorumluluğu da büyük;
oy vermemenin dayanılmaz ağırlığıyla uğraşmaktansa...
bize verilecek hizmeti seçmek,
bize verilecek geleceği seçmek demek aslında oy vermek, birini diğerine yeğ tutmak, birini diğerinden üstün görmek olmalı oy başka siyasel emellerin dışında...

seçimlerimizdir zaten bizi biz yapan...
seçimlerimizdir vaz-geçişlerimiz!
vaadlerin ötesinde bir siyaset var ne yazık ki Türkiyemizde...
olaya sosyal açıdan bakarsak insanların "arzuladıkları" hayatları farklı farklı tasavvur etmeleri çok doğalken ille şu-cu bu-cu diyerek bir keskin ayrıma yönelmekte vatandaşlarımız...
Yunus Emre demiş ki;
bölünürsek yok oluruz,
bölüşürsek tok...
 yani varlığımızı sürdürmemiz için paylaşmamız,
sosyalliğimizi sürdürmemiz,
üretimde bulunmamız şart...
avcı-toplayıcı kavim olma statüsünden çıkıp tarım toplumuna evrilişimizden tutun da sınıflaşan toplum yapısına kadar  her noktada bir başkasıyla beraber olma- birlikte çalışma-iş birliği yapma söz konusu.Üstelik uzmanlaşma olması için de bireyin bir alanda belirli-özel bvir ilgisi-alakası ve uğraşı olmalı; uzmanlaşmanın branşlaşmanın olması da -ötekine- diğer insanların varlığına bağlı değil mi zaten?

 insanlar olarak her birimiz sosyal varlıklarız,
zaman zaman izole de olsak...
zaman zaman yalnız kalmayı da tercih etsek...
tercih ettiğimişz yalnızlık -yani seçimimiz bile geçici bir yalnızlığa dair değil mi?


yani boş yere solcu sağcı, A partili B partili, C partili ayırımları....
yani sağdan da olsa görüşü soldan da o kişi de sizi siz yapmakta etken,
yani sizin e partisinden olmanız ya da olmamanız seçimleriniz belirler 
ancak diğerlerine ihtiyacımız olduğu gerçeğini değiştirmez...




toplumsal yaşamı dışlamak mümkün değil yani...
en azından  bugünkü bilimin söylediği bu...
 şu da var ki: insan eğer sosyal bir ömür geçirirse 5 yıla kadar daha uzun yaşama şansına sahip, çok değerli bir sonuç değil mi canımcıklarım?

                     hem ekip hem biçmek, sonra unu değirmende ( icat edeceksin bir de o değirmeni, o akıl o fikir her bireyde var mı ki...kullanma kapasaitesi varsa da o niyet var mı ki?) 
öğütmek...
pişirmek...
yemek...
her gün bunlarla uğraşmak?
suyu çeşmeden taşımak...suyu taşıyacağımız kabı keşfetmek-yapmak...
sonra giyinmek, sonra barınmak...
sonra hayatı sürdürmek mesele.
medeniyet kısacası insansız, toplumsuz olabilir mi sizce?






Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...