21 Ekim 2013 Pazartesi

ESKİŞEHİR-4

Merhaba Değerli Okurlarım,

bugün yine Eskişehirden bahsedeceğim...
Sazova'dan izlenimlerim-fotoğraflarım var sizler için.

20 Ekim 2013 Pazar

YENİ ESKİŞEHİR-3






B u afiş Espark alışveriş merkezinde elime tutuşturulmuştu...
benimle makara mı yapıyorsunuz uleen diyecektim ki,
baktım makara dedikleri şey hamurlu bir tür tatlı...
hadi yapıp lüpletelim, yiyelim dedim ama çok toktum be canlarım ya...
yiyemedim yani..
bu bayramki gidişimde de hüpletemedim, lüpletemedim: sebep; çok toktum!
demek ki benim seyahate çıknca aşırı yemek gibi bir huyum varmış değerli okurlarım...size de olur mu böyle?
ne görsem yemek isterim, hımm o ne kavurma mı..a tabi alayım..
hımm çiğ börek mi,,,olmazz pişirn bi zahmeeeeeeeet...
lüplet anam lüplet:)
-dün de Çubuk turşusu yemeye Çubuğa gittik zaten...sormayın...çok pis boğazım bu ara çoook :(

odun pazarı evleri, kimi çok iyi restore edilmiş, kimi sırasını beklemekte...
ama her halukarda çok şirin, çok peri masalı...
 
lüle taşı satan mı ararsanız, özgün objeler, kolyeler, nargile, cam işleri mi...
purolar mı...sabunlar mı...
bir dolu güzellik, bir dolu incik boncuk, cıncık ;)
masal mı masal bir diyar Odunpazarı semti...
Tebrikler Yılmaz Büyükerşen'e...
 
 
insanın hepsini kucaklayıp götüresi geliyor canımcıklarım ya...
ne şirin şeyler aman da amaaan...
utanmasam tadına bakmak için ısıracağım teker teker bu camdan, lületaşından incik boncuk-cıncıkları, deli kız misali...
 
ama ne şirin şeyler değil mi ya...
girince çıkılmaz bu mağazalardan, atölyelerden...
bir kalp yonttum lüle taşından...soyadı Aktaş olan dededen atadan lületaşı  süslemelerle uğraşan  abim sayesine- adını anımsamadım ama soyadı Aktaş...
oldukça manidar değil mi,  ekmek parası kazandığı kapıya vefa borcunu ödemiş ağabeyimiz, soyadını lületaşından almış bakar mısınız...
bana öyle bir gururla anlatmıştı ki...helal olsun be soyunu sopunu unutmayana, işine sıkı sıkı sarılana dedim ben de içimden.
 

azzzz sonnnra

selam canlarım




geçmiş bayramınızı kutlarım hepinizin...
bu bayram heeep gezdim valla canlarım, ooooh sefam olsun sefam olsun...
kızmayın ama hemen, sizler için de gezdim yani...
yeni tatlar keşfettim, yeni dokular...
yeni yerler..
tazelendim ayoooolll :)
-bu fotoğrafı heyvancayızlar korkmadan su içebilsin diye hayalet kadar sessiz çektim mesela...
yer Ankara, Göksu park, Eryaman...pek yaman!
Yaşar Kemal'in galiba, karıncanın su içtiği adında bir romanı vardır, benim ki  de o hesap...Ördeklerin kazların su içtiği...
sizi de tazeleyeceğim kısmetse...nasıl mı? capcanlı fotoğraflarımla...yorumlarımla..ahanda şekil 1*p.

ammma veleykin azcık bekleyesiiiz looo ;)
azzzzzz sonra...
vallaa...
hem de bu blogda...
azıcık da dedikokudu yapalım ne dersiniz?
geliyor bekleyin yeni yazımı :)
 

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...