YAPTIĞINIZ FEDAKARLIKLAR
bir gün ensenize yapışır, çaaat diye bi tokat atar adeta...
bin pişman olursunuz belki de bir pişman, olursunuz işte...
yaptığımız fedakarlıkları başa kakanlardan olmayalım elbette, ama feda ettiğimiz öz be öz canımızdan olunca, paha biçilmez bir canımız için tek bir, ikamesi olmayan, yedeği olmayan o can...
farklı olur işte..
annelik eeeeeeennn büyük fedakarlıktır ki yetmez gibi bir de anneler içinde fedakarlar mertebesi vardır, anne olmanın hep bir adım önünüzde gitmesi durumuından bahsediyorum;
hasta olsanız kalkıp canınızdan can kanınızdan kan verdiğiniz o miniciğin hatrına kalkarsınız günlük rutinleri yapar edersiniz, elinizden gelebildikçe...
acılısınızdır, cenazeniz- kaybınız vardır...üzgünsünüzdür veya tükenmiş...veya parmağınızı kıpırdatacak dermandan uzak...kalkmak zorundasınızdır, giyinmek, giydirmek, yemek içinizden gelmez ama onun da yemesi için yemek yapmak zorundasınızdır ve dahi oturup güler yüzle yemek beraber, o kalkmadan kalkamazsın da sofradan...
annelik böyle bağlayıcıdır işte...
onun gülüşüne bağlanır yürek, aldığı nefese...hele de kendi kendine yetecek yaşta değilse, ufaksa elleri, ufacıksa yüreği...anneliğin elleri kapsar o ufacık canı, büyüsün de vatanına milletine, kendisine, annesine babasına, kısaca dünyaya -herkese, hayırlı olabilsin diye.
sağlıklı olsun diye uykusunda bile gözlersiniz, üstü açık mı, oturduğu tuvalet temiz mi...
hijyen alışkanlığı, tuvalet alışkanlığı , beslenme alışkanlığı, hobileri çünkü onun gelecek sağlığını da etkileyecek öyle ya..
okula başlar, sanarlar ki öğretmenlere emanet ettin her şey bittiii, yan gel yat...yok öyle bir dünya canlarım...arkadaşlarıyla iyi geçiniyor mu, sosyalleşme durumu nasıl...
mutlu mu, huzurlu mu o ortamda...?
etkinliklere katılıyor mu, içine mi kapanık yoksa...izlersiniz...
arada müdahil olursunuz, müdahale etme gereği duyrasınız.
öksürür nereden geliyorunu araştırırsınız, doktor doktor...
kendinizin ciğeri tükense oralı değilsinizdir bu kadar, bu kadar kendinizi düşünmezsiniz.
ÇÜNKÜ ELLERİ ELLERİNİZ OLMUŞTUR...anlatabiliyor muyum?!
anneysen...
sevmediğin yemeği " o yemeli" diyerekten sen de yemeye başlarsın...örnek ebeveyn olmalısındır;
dengeli beslensin kuzum yeter ki o yesin diyerekten...
ağzında büyür insanın o vakit lokmalar ne yazık ki...kendimden biliyorum.-işte ifrit olduğum yemekleri yeme sebebimi açıklamış bulunuyorum...bal olsa sevmediğim birşeyi öldürseler yemezdim eskiden ben ya Rabbim...-
sinirlerinize sahip olmak zorundasınız anneyseniz, babaysanız...babalığı da babalar yazsın, o da benim işim değil yani:) doya doya kızamazsınız bile, kötü örnek olmayım diyerekten...sabırr sabır..
tek bir gülüşü, iyi oluşu yeter...
uykusuz gecelerden şişen gözleri eklemek gerekirse, bağışıklık da düşer tabii...
basit değil mi sizin için; ne var yani...toparlarsınız canım ne var bunda dersiniz...kolaydı ya!