size hayatımda ilk kez gördüğümde şööyle bir durup takıldığım bir ZERAFETTEN bahsedeceğim:
orkide değil, gül değil...
evet onlar da enfes güzellikler ancak değil...
bitki değil bir defa...
hayvan:)
okumadan önce tahmin edin bakalım canımın içleri...
-ceylan?
-kelebek?
-zürafa...
tabii ki timsah da değil:=)))
-ı-ııııı bilemediniz yahu...
-hüthüt kuşu...
-karga...
değil bilemezdiniz, ama ceylanlara da bayılırım bu arada ala kargaya da...hepsini severim de bu başka bir çeşit hayvan...
çağlar boyu gösterişin , zenginliğin, güzelliğin sembolü olmuş hatta bu da ipucu olsun size...
hadi bakalım....düşünün
aaa uzatamayacağım artık ayol, işte aşağıda kendileri:
buyrun zerafete...
ne muazzam bir güzellik...
gerçi Allahın yarattığı ne çirkin ki?
şu alıma çalıma, şu süse püse bakar mısınız?
aman da bu nedir demiştim ilk defa gördüğümde, gözlerim adeta yerinden fırlayacaktı, hayran kalmıştım kendisine:=))
çocuk aklı işte...o zaman daha bir hayran oluyor insan, olgunlaştıkça, deneyimledikçe hayatı azalıyor sanırım yıllar içinde bu hayranlık duygusu, ya da şekil değiştiriyor, konu değiştiriyor veya konu alanı çeşitleniyor...
belki de bir çok şey normalleşiyor zihnimizde ve kalbimizde...
ilkin hindiye benzetmiştim, ama hindi tarafından kovalanmışlığım vardı, o yüzden bu da kovalar diyerekten yaklaşamamıştım hiç unutmuyorum...gagalanmayı kim ister öyle ya.-uyaran genellemesi yapmışım demek-
ne de güzel Allahım diye epey bir süre izlemiştim uzaktan...sonra birden ortalık karıştı:
içeri bu tavuskuşunun çelimsizi geldi, az tüylü, az gösterişli...aman o ne kavga gürltü...koşmaca, kaçmaca derken bir ses: aman da nasıl kötü...boğuk hem de...
kulaklarımı tıkadım...
öyle kötü bir ses ki dinlemeyen anlayamaz...
sahipleri kovdu da onlar da kümese saklandı...
Meleğinizden kıssadan hisse.