KÜÇÜK MUTLULUKLAR İÇİN
HAYATIN güzellikleri çoğu zaman ayrıntılarda ve küçük mutluluklarda gizlidir bence.
Tablo her zaman şahane olmayabilir, güzel de olmayabilir, iyi olması yeterdir çünkü...
ya da bakmışsın tabloyu ters çevirerek astın, daha güzel: ki olur...
işte o zaman az önce beğenmediğin o tablo-o manzara- o olay gözüne daha bir albenili gelir.
Yanisi:
bazen manzara ne kadar güzel de olsa biz göremeyiz...
her yüreğin harcı değildir ufak şeylerdeki mutluluğu görmek,
anlam gerek, beyin gerek...o anlamı arayacak kalıpta birileri gerek...
gerisi laf-ü güzaf...
diyelim ki ufak şeylerdeki güzelliği, mutluluğu gören azınlıktansınız, o yeteneğe sahipsiniz, her zaman da o yetiye sahip kalamayabilirsiniz canlarım...
arada ışıldatmak gerek körelmemesi için.
zamanın çarkları çabuk yok etmese de çabuk sürter dişlileri.
her gün güzel birşeylere bakmak,
her gün yaşadığımız güzelliklere şükretmek gerekir...
ve dahası yaşamadıklarımıza da...
hayatın ihtimaller barındırır olmasına da...
kanayan yanlarınıza şükredin demiyorum,
-o kadar da değil-
yaranın ardından geleni-gelebileceği görün diyorum canlarım.
küçük bir çocuğun gözleriyle bakın derler ya, haklılar bence, onların gözüyle bakınca herşey daha bir merak edilebilir, daha bir değerli.
hayranlık duygusu olmadan manzaranın anlamı kalır mı hiç?
kupkuru gelir baktığın yer belki...yavan.
küçük mutluluklar çok "pahalı " şeyler de değildir, parayla da satılmaz işte, en güzeli...
sevdiklerimizin yüzünü güldürmek adına çabalamak mesela...ne güzeldir...
belki bir çorba yapıp sıcak, üstünde dumanı tüten...
oyununa ortak olmak mesela
aşına tuz katmak ...
bir işini kolaylaştırmak ...
yüküne bi omuz vermek mesela...
ki hayat zaten başlı başına ağır gelir hepimize bazen.
inciyi inci yapan çektiği zahmet değilse nedir...
okyanusa küsmeler neden?