GERİDE ŞAFAKLAR BIRAKMAK ÜZERİNE
Fotoğraf: Melek |
Daha dün gibi içimde hissettiklerim net ve canlı şu an dostlar... Ankara garına beni uğurlamaya gelen Hatice halam, arkadaşımla orda buluşmamız, trene ilk adım atışım, kompartımanı dar buluşum, temmuzun son günlerinin bunaltıcılığı...Sanki gidip de hiç Ankara'ya dönmemeyecekmişim hissini uyandıran Hatice halamın hüngür hüngür ağlaması-çok çok 15 günlüğüne gidiyorduk oysa, eğitim vermeye gidiyor olmamızın da etkisi vardı belki...
Yolculuğun başlama düdüğü sürekli çalıyormuşçasına kulaklarımda. Geride şafaklar bırakıyorduk, geride Ankara'yı, sevdiklerimizi, sevdalarımızı, koştuğumuz sokakları duygulanıyorduk elbette.
Tarlaların arasından geçiyorduk, bense yüzünde gülümsemeyle insanlara sürekli el sallayan tren yavaşlayınca hal hatır soran biri...Arkadaşım çok gülüyordu halime, bence o insanlar bizim kompartımana misafirdi, biz onların tarlalarına misafir...Anadolumuzun dokusunu hissetmek iyi gelmişti bile.Tek bir olumsuz tepki almadım, nereye gittiğimizi soran, adımı soran, yolun açık olsun diye bağıran insanlar, hiç tanımadağım ama sanki ailemden biriymişçesine de iki laf edebildiğim insanlar, aynı coğrafyanın çiçekleriydik ne de olsa!
Çocukluğumdan aşinayım bu gibi şeylere, iki dakikalık yola çıksam yine el sallarım sempatik bulduğum insanlara. Ama devir temkin devri ne yazık ki, artık korkar oldum, belki iyi niyetlerin sorgulandığı devirlere doğru gidiyoruz...Belki bu çağın hastalığı olacak: güvensizlik...
Oysa sevgi kuşun kanadında değil miydi hani, kim indirdi onu oradan? Hangi eller?
ÇANAKKALE İÇİNDE VURDULAR BENİ NAZLI GELİNCİĞİM
Rahmetli büyükbabam yaşasaydı da onun sesinden Neşet Ertaş'ın çocukluk, ergenlik yıllarını duysaydık ne iyi olurdu...Ama bana aktardığı kadarıyla zayıf mı zayıf, kara kuru bir oğlancağızmış, babasının yanında son derece saygıyla dinlermiş çalınan türküleri, söylenenleri...
Saygıda kusur etmezmiş. Düğün dernek gezerlermiş büyükbabamın zamanında Muharrem babasıyla Neşet Ertaş...içermiş, ama eğer köylü içmiyorsa ille bize içki verin de demezlermiş, işleri gereği azıklarını isterlermiş, bir ağaç dibinde saygılı biçimde içerlermiş... Saz çalmaya başladıklarındaysa ortalık şenlik alanına dönermiş. Büyükbabam Neşet Ertaş'ın ve ailesinin çok sefillik çektiğinden bahseder dururdu, nitekim kendi el yazısıyla yazdığı biyografide de bu sefillik net biçimde ortada.
İstanbul'a gidip iş aramış ve boğaz tokluğuna bile iş bulamamış, üzmüşüz, ezmişiz demek bu büyük üstadı. Ama nefret beslememiş bu duygu insanı, kin duymamış, acılarını türkülerle işleyip halkın gerdanına gururla taşıyacağı onlarca gerdanlık-türkü yapmıştır.
Zahidem, Hacel Obası,Yare Gidem, Ayva Turunç Narım Var, Tatlı Dile Güler Yüze,Gel Yanıma Gel, İki Büyük Nimetim Var gibi türküleri nasıl da severim.Sadece acı değil sözlerde egemen olan, umut, sesleniş, mutluluk ve neşe de yer alır.
Neşet Ertaş demek yeter aslında, fazla söze gerek yok...Halkın sahiplendiği, sevdiği, hayranlık duyduğu yaşayan bir kültürden bahsediyorum...Bu gül onun için.Yüreğine sağlık sevgili Neşet Amca:)
GÜNÜN TÜRKÜSÜ
O kadar Neşet Ertaş'tan bahsetmişken günün eseri tabii ki ondan olmalı...Sevenleri için gelsin: Zahidem!!! lütfen aşağıdaki linki tıklayın dostlar.
ŞİMDİ OKULLU OLDUK, YIL 2012, EYLÜL 17
Evet dostlar, yeni bir eğitim-öğretim yılının ilk günündeyiz bugün...Kimi gülen kimi ağlayan nice 1. sınıf öğrencisi, ana sınıfı öğrencisi bugün ilk kez sıralarına oturma heyecanını yaşadı... Kimisi de sıra yoktu oturmadan evine gitti...
Güzel bir gelecek için ilk adımlarını attılar ufaklıklar... Öğretmenler, veliler, herkeste bir telaş vardı, tabii ki bende de.
Biz yanlış mı anlamıştık acaba öğrenci merkezli eğitim terimini, ya da işimize geldiği gibi mi doldurmuştuk içini? boşlaştırmış mıydık yoksa hoşlaştırmış mıydık? hatalarımız neydi...Umarım hepimiz, eğitim camiası, sosyal bilimciler, bürokratlar, diplomatlar..hepimiz tekrar ele alırız eğitimimizi, genç beyinleri zehirleyen elleri uzak tutarız onlardan, hep güler çocuklar, hep güler!!!
Tüm çocuklarımıza güzel, temiz, nezih ve yaşanası bir Dünya dileğiyle! Her bir öğrencinin gözlerinden öperim, o minik eller hep güzel yarınları inşa etsin inşallah diyerek bugünlük sizlere veda ediyorum:)
MELEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.