Artık Türkiye’nin bir kadın müzesi var
Türkiye'de kadın olmak..iyisiyle güzeliyle, eğrisiyle doğrusuyla, dünüyle bugünüyle.
Bugünkü konumuz bu dostlar, belki siz,belki anneniz, belk, karınız, belki kızınızdan bahsedeceğim, belki en sevdiğiniz kadından...
Teknik bir arıza nedeniyle bugün sizlere yeni yazımı geç ulaştırmış oldum, saatlerce süren bir hatadan ötürü
yazımı yayınlayamadım ve hatta sbloğun ayarlarını sadeleştirmek zorunda kaldım, elimde olmayan bu aksamadan ötürü özür dilerim.
bir haberle başlayalım yazımıza: Kadın müzesi kuruldu dostlar İstanbulda...aşağıdaki yazı ona dair.
Kadın her zaman değerliydi ama kadına Cumhuriyet döneminde Atatürk'ün zamanında ne güzel haklar da verilmişti...İlk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen Hanım mesela, Ata'nın manevi kızı..işte haberin devamı, buyrun okuyun efendim:
Nasıl bir özgüven, nasıl bir mutluluk
-"Şimdilik sadece sanal ortamda açılan İstanbul Kadın Müzesi; , ilk kadın hattat, ilk kadın dergi yayıncısı, ilk klasik Batı müziği kadın orkestra şefi gibi unutulan kadınları hatırlatarak kent kadın belleğini oluşturacak.
Türkiye’nin ilk, dünyanın üçüncü kent kadın müzesi olan İstanbul Kadın Müzesi açıldı.
Şimdilik sadece internet ortamında hizmet veren müze, kadın tarihinde önemli yer tutan isimlerin anısını canlı tutma, kent kadın belleği oluşturma, sosyal sorumluluk projeleri düzenleme ve kadın tarihi üzerine yapılan çalışmaların toplanacağı bir bilgi havuzu oluşturmayı amaçlıyor. Ayrıca müze bünyesinde her yıl düzenlenecek onur armağanı ile kadın tarihi araştırmacılarından biri seçilerek çalışması basılacak.
İstanbul Kadın Müzesi, İstanbul’un kurulduğu MÖ 660’tan bugüne kadar sanat ve kültür alanında “ilk”leri gerçekleştiren kadınların yaşamlarına odaklı sürekli bir biyografi sergisi sunuyor. Bu sergi, sadece kadınların ilklerini değil, aynı zamanda kültür grubu aidiyetlerini de belirtiyor. Serginin en önemli özelliğiyse, sürekli yeni alanların açılarak bu alandaki ilklerin de yer alabilmesi, dolayısıyla canlı ve büyüyen bir sergi olması.
Dünya Kadın Müzeleri Ağı (Network of Women's Museums) içinde yer alan ve Uluslararası Kadın Müzeleri Kuruluşu (International Association of Women's Museums) üyesi olan İstanbul Kadın Müzesi, dünya kadın müzeleriyle işbirliği yaparak kadın belleği odaklı sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirecek.
İstanbul kadın Kültür Sanat Vakfı’nın iki yıl süren çalışmalarının sonunda İstanbulkadinmuzesi.org adresinde gönüllülük esasına dayalı olarak açılan müze, şimdi gerçek mekanını arıyor. Müzeye destek amacıyla piyanist İdil Biret 23 Ekim’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde bir konser düzenleyecek. " Hürriyet haber-
Şimdilik sadece internet ortamında hizmet veren müze, kadın tarihinde önemli yer tutan isimlerin anısını canlı tutma, kent kadın belleği oluşturma, sosyal sorumluluk projeleri düzenleme ve kadın tarihi üzerine yapılan çalışmaların toplanacağı bir bilgi havuzu oluşturmayı amaçlıyor. Ayrıca müze bünyesinde her yıl düzenlenecek onur armağanı ile kadın tarihi araştırmacılarından biri seçilerek çalışması basılacak.
İstanbul Kadın Müzesi, İstanbul’un kurulduğu MÖ 660’tan bugüne kadar sanat ve kültür alanında “ilk”leri gerçekleştiren kadınların yaşamlarına odaklı sürekli bir biyografi sergisi sunuyor. Bu sergi, sadece kadınların ilklerini değil, aynı zamanda kültür grubu aidiyetlerini de belirtiyor. Serginin en önemli özelliğiyse, sürekli yeni alanların açılarak bu alandaki ilklerin de yer alabilmesi, dolayısıyla canlı ve büyüyen bir sergi olması.
Dünya Kadın Müzeleri Ağı (Network of Women's Museums) içinde yer alan ve Uluslararası Kadın Müzeleri Kuruluşu (International Association of Women's Museums) üyesi olan İstanbul Kadın Müzesi, dünya kadın müzeleriyle işbirliği yaparak kadın belleği odaklı sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirecek.
İstanbul kadın Kültür Sanat Vakfı’nın iki yıl süren çalışmalarının sonunda İstanbulkadinmuzesi.org adresinde gönüllülük esasına dayalı olarak açılan müze, şimdi gerçek mekanını arıyor. Müzeye destek amacıyla piyanist İdil Biret 23 Ekim’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde bir konser düzenleyecek. " Hürriyet haber-
Kadın müzesine ille de kadın eli değecek demişler, bu hatunlar almışlar ellerine bilimum levazımatı, lazım olan ne ise halletmekteler işte. Bakınız şekil 1-b.
Türkiyede kadın olmak zor zanaat laflarınızı duyar gibiyim:
- bekarsan neden evlenmiyor diye daraltırlar...
- bekarsan neden evlenmiyor diye daraltırlar...
biriyle görüşmeye başlarsın, kimin nesi kimin fesi görüşüyorsunuz ama...lar başlar
daha birbirinizi tanıma aşamasındasınızdır: evlenmiyor musunuz artık?
evlenir yuva kurarsınz: çocuk yok mu çocuk?
çocuk da olur birgün başlar: hani kardeş?
kardeş olur başlar evini yenile artık...
çoktur canım ülkemde karışan eden...
Karışması gereken, fikir istenecek olan zaten kibarca fikrini belirtir: benim kızdığım daha iki dakika önce yanına oturan otobüs kardeşliği dışında hiiiç mi hiç bağı olmayan kişiler, sağ-sol...eş-dosta can kurban, dostlar zaten bilirler nerede durulması gerektiğini, senin halini hatrını, bir bakışta gözlerinin içini okur beynine ve kalbine giden sinir ağlarını el yordamıyla bulurlar:)
Geçen gün tıpkı yukarda bahsettiğim bir bayan tiplemesiyle karşılaştım Kızılay'da...ayaklarım çok yoruldu ve ilk gördüğüm banka oturdum, karşımda bir kadın belirdi, yalvarırcasına bir ses tonuyla: yanınıza oturabilir miyim dedi, kibardı üstelik, yalvarmana gerek yok bacım gel otur diyesim geldi:) oturdu sonunda...
1 dakika geçti geçmedi, sigara içmek için izin istedi, neyse zar zor içmemesi için ikna ettim, sebep sordu nitekim, sebep geçerliyse içmeyebilir, geçersizse ille içermiş, içmedi sağolsun varolsun...sonra ıcığımı- cıcığımı sordu, yaptığına hadsizlik denebilir yani, cevap vermek istemedim diye bozuldu, sanki 40 yıllık dostumdu. (meğer kendisi anlatmak için can atarmış...)
Topu topu 3 dakikadır yanyana oturmaktaydık oysa ki...sanırsınız bir yastığa baş koyduk da ben şimdi onu defterden sildim ya da aldattım!
Topu topu 3 dakikadır yanyana oturmaktaydık oysa ki...sanırsınız bir yastığa baş koyduk da ben şimdi onu defterden sildim ya da aldattım!
Kalkamadım da ayaklarım zonkluyor: sonra dedim ki bir insan bir insandır, konuş kızım şu bayanla, dinle en azından...neleeeeer neler anlattı,vah-tüh diyorum üzülmeyin diyorum, daha da heyecanlanıyor: herkesin derdi var falan diyorum susmuyor... sanırsın ben terapisti falanım, dinledim ama sabırla, bir ara kadından ücret mi talep etsem terapist niyetine diye geçirdim, hafif bir gülümseme belirdi yüzümde...sonra korktum, eğer anlattıkları doğruysa bu travmalarla beni de travmaya sokacak sinir yüküne sahiptir,döver mi döver beni...sustum, nötr bir ifade takındım.
Yazık hayat o kadar yıpratmıştı ki onu vay be dedim içimden, ne zor şey kadın olmak...İlk kez mi farkettim: tabii ki hayır, ama o an kadının yaşadıklarından empati kurmaya çalıştım...
2 çocukla ortada kalmış, kötü de bir tik sahibi olmuştu, psikolojisi çok kötüydü, yoldan geçenleri potansiyel nefret kaynağı görüyordu, demek konuşmasaymışım beni de aynı kategoriye koyacakmış, vay vayyyy...
çocukları sayesinde ayakta durduğunu belirtti ve her kadın anne olmalı dedi, bilgece birşeyler de söyledi ama burası yeri değil dostlar...
Sorunlu ve hassas bir bayandı, sorunsuz insan yoktur gerçi de...üzüldüm haline, benim de kötü bir günümdü aslında ama kendi derdimi unutturdu bana o kadıncağız...
Yanından izin alıp kalktım, çok mutluydu, yüzünün ifadesi değişmişti, anlatıp rahatlamıştı hiç tanımadığı birine...ona en ufak samimiyet gösteren birine...hadsizlik değil ama çaresizlik vardı o kadında...
Kim bilir sokaklarda ne dramlar, trajediler var değerli okurlarım...hepimiz dua edelim insanlık adına!!!parçalanmış aileler, dışlanmış kadınlarla dolu sokaklarımız, iki deşsen, iki laf söylesen soru sorsan dramlar çok...
(o kadın da çok güzeldi inanın, sıra dışı bir yapısı vardı: epey uzun boylu, kuğu boyunlu, simsiyah gözlü...hala unutamıyorum, üşüyordu temmuz sıcağında kalın yün hırkayla geziyordu. )
Eskiden bir laf vardı elinin eliyle erkek işine karışma denirdi, şu sıra pek söylenmez oldu şükür. Kadın otobüs şoförlerimiz var, ben 25 yıl önce EGO otobüslerinde şoförlük yapan tonton bir hanım tanırım, emekli olmadıysa hala çalışıyorsa ona minnet borçluyuz öncülük ettiği için, çok dışlamışlardır onu gerçi ama herşeyin ilkleri sancılı olur...Şimdi Adana, Ankara,İstanbul olmak üzere 3 ilde aktif çalışan kadın şoförler olduğunu biliyorum, işte onlardan bazılarının fotoğrafları:
Hala mecliste azınlık konumunda kadın milletvekilleri ama! 2012 yılında kadın haklarına değinmek bile istemiyorum, terfiler konusunda erkeklerin şanslı olduğu bir ülkedeyiz ne de olsa, kadının yükselmesi biraz zor nedense...
Camialar paylaşılmış ve kadınların şansına eğitim hayatına, sosyal alanlara dahil olmak yakıştırılmış. Kanada'da bile aynı işi yapan iki meslektaştan erkek olanın daha fazla kazandığını duymuştum. İnşaat mühendisi kadın sayımız kaçtır acaba? Bazı algıları modernize etsek de bazıları hala dimdik ayakta, tepemize tepemize iniyor!
Kadını el üstünde tutanlara değil sözüm, yerlerde süründürenlere, üzenlere, ezenlere, meta görenlere, mal görenlere!!! Aynı zamanda aklını hiçe sayarak kendini mal konumunda reklam konumunda tutan kadınlara da lafım!Etten ibaret değildir kadın olmak!
Kadın güzeldir ama düşünüşüyle, hareketleriyle, zihin yapısıyla bir bütün olarak güzeldir.
Türkiye'de kadınlar sürekli konuş kültürüyle, şunu mu giysem bunu mu çıakrsam programlarıyla, vay kimin gücü kime yeteceklerle, çöpçatanlık programlarıyla, sürekli harca paraları saç saç zihinyetiyle APTALLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR!
Kendimize gelmemiz gerek, bu bizim içimizi ve cebimiz boşaltanlara DUR dememiz gerek!
bir reklam var ismi lazım değil bir marka; yıldızlar gibi giyinin, yıldızlar kadar çok konuşun diyor!konuşma sebebi de kontür, yani yüzyüze konuş git röportaj yap falan değil, bol konuş, yıldız gibi ol!Hem yıldız denen sanat camiasına, hem artist tayfasına hem halka boş fikirler kakalıyorlar!
Çok konuşunca ne olacak...telefon şirketi zengin olacak, milletin mudları armut olup midesine dolacak, senin benim iki kuruşluk kesem boşalacak!
Kızıyorum bol bol konuşun diyen reklamlara...
Ayda 40 TL. telefon faturası gelir oldu, vergisi, algısı, interneti...derken yılda 480 TL eder! bir ev kirası, ne uğruna: çok konuşmak uğruna:
BOŞ İŞLERRRR!
BOŞ İŞLERRRR!
o 480 TL ile kendine ve ailene yatırım yapamaz mısın arkadaşım!Kurs gör,
tatile çık, sergi gez, altın al, ne istersen yap ama bir işe yarasınnn
-zengin Milletiz ya....
tatile çık, sergi gez, altın al, ne istersen yap ama bir işe yarasınnn
-zengin Milletiz ya....
harca harca bitmez paralarımız sanki de saatlerce konuşuyoruz...
öyyyle zenginiz ki yıllardır kadınımız saçını süpürge etmek zorunda kaldı...
Cumhuriyet için çalışan, savaşan Elif kadınlarımız nerde!
Siz boşboş konuşun nasıl olsa 3000 dakika bedavanız var diye herşeyi anlatın ki DÜŞÜNECEK VAKTİNİZ VE TAKATİNİZ KALMASIN?!!öyle mi?
SENDEN NEDEN PROFESÖR OLMASIN DEĞERLİ OKURUM!
KADIN OL-ERKEK OL: NEDEN ALANINDA PROFESÖR OLAMAYASIN Kİ?
5000 dakika bedava konuşma ve 17000 bedava smslerin bitince mi çalışacaksın akademik mevzulara, girişimcilik kabiliyetini 5000 GB bedava internetin mi büyüledi?
Aç iki kelime haber oku, iki kelime yabancı dil çalış,kendi kişiliğine yatırım yap diyen reklam????Ev ekonomisine şu şekilde katkı yapılır, şöyle beslenirsen sağlıklı olursun diyen reklam var mı? Ticari.
En çok para harcayan cinsiyet kadınmış Türkiye'de, bunun bilincinde olan bilumum mali kuruluş para harcatma derdinde kadınlara, seni düşünen var mı ey kadınım?!!
Arkadaşının neler, beğendiğini ilk sen öğren, tıkla diyor başka bir reklam...kız kıza oturup bir çay içmenin yerine şunu tıkla beğen, bunu vıcıkla beğenme modası konmaya, sosyal hayatın da ıcığı-cıcığı çıkarılmaya çalışılıyor ey kadınlar, ey halkımız!
Arama motoruna sohbet yazınca karşına çıkan fotoğrafların hemen hepsi chat anlamında, sitelere yönlendiren fotoğraflar, sohbet eden iki normal insan görüntüsü yok, çoğunda da kadın var, inanmazsanız tıklayın görün, hele kız kıza sohbet yazın karşınıza ne saçmalıklar çıkıyor!işte bir örnek size en masum görünenlerden biri bu gencecik kız.
-vay sınırsız sohbetmiş,vay sıcakmış bilmem ne..Ne çok site var bugün farkettim bu konuyu araştırırken, yazık !
Durum bu kısaca dostlar. Vurdumduymaz bir yorumla "arz talep meselesi " deyip geçmemek lazım!Sosyal olayları iktisadi açıklamalarla kısırlaştırmayalım, boş vermişliği bir yana bırakalım değerli okurlarım. Ben bu konuda ne yapabilirim derseniz: tepki verebilirsiniz pekala ki: TEPKİ! Madonna konseri için verilen tepki neden bir töre cinayeti için, küçğk gelin için verilemez ki...İlle yollara dökülün demiyorum, şiddet zaten çözüm değil!!!
Almayın, kadını metalaştıran nesneleri, reklamda sizi aptal yerine koyan ürünleri ALMAYIN!!!ben bakmadan almam diyen, inek kafası konan bir teknoloji marketi var: gidip tek bir şey almam dedim, almıyorum..kendi tepkimi veriyorum ve içim rahat örneğin...
Reklamın görselini çok aradım googleda bulamadım, ilan tahtaşlarında günlerce durmuştu ineği, aynı bu fotoğraftaki gibi bakıyordu...birileri rahatsız oldu, şikayet etti, markete tepkiler gösterildi ve kaldırıldı hani...
Yapılanlar aslında çok basit ve masumane görünse de daha derin düşünün ve geleceğii, bunun sonunu görün!Bizimle dalga geçiliyor adeta:(( Dedem derdi ki haylazlık yapınca birine: konuş kızım konuş, bahtın açılsın: el uzaya gidiyor rengin sararsın...anlayana sivrisinek saz derdi bir de:))
NE DERSİNİZ?
Abarttığımı düşünenler medyayı bir de eleştirel gözlerle ziyaret etsin lütfen, izlesin, dinlesin bakalım...
az bile yazdım az bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.