21 Eylül 2012 Cuma

ÇOCUKLARIMIZ

ÇOCUKLARIMIZI KORUMAK ÜZERİNE


Herkese gönülden bir selam vererek bugünkü paylaşımıma geçmek istiyorum:  çocuklarımızı  korumak konusuna değineceğim, bildiğim kadarıyla ve dilim döndüğünce, yazabildiğim ölçüde. Sözcüklerin yetersiz kaldığı anlar da oluyor çünkü.



Çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz çevresindeki tehlikelerden? Onları dış dünyadan izole edemeyecek, birer fanusa koyup burada yaşa diyemeyeceğimize göre mecburen bir şekilde hem sosyalleşmelerine katkıda bulunacağız, hem de onu bu esnada gözetecek ve kollayacağız.


Okula yeni başlayanlar için bu konu bence daha önemli: farklı kültürlerden, farklı koşullardan gelen bir çok çocuk bir arada, bir çok da yaşam şekli demek bu. Tabii hem iyi olumlu yanından bakalım, hem olumsuz: paylaşmak, başka kültürlerle kaynaşmak ne kadar hoşsa ve elzemse, küfreden bir başka arkadaşı vesilesiyle bizim çocuğumuzun da etkilenmesi, küfretmesi o kadar nahoş bir durum.




Arkadaşlarını seçeceğiz dostlar, mümkün olduğunca iyi bir gözlem yapıp seçeceğiz, tepkileri ne, nasıl davranır, ne yer, ne içer-sigara, kokulu madde vb. açısından da - ailesi nasıl davranır bu çocuğa, ailesi nasıldır, herhangi birine  zarar verebilecek biri mi? gibi konular açıından düşüneceğiz dostlar...

Paranoyak olun, kimseyle görüşmesine izin vermeyin demiyorum asla,  ama zaman içinde de kontrol edin biraz çocuğunuzun nasıl bir ortama girdiğini. İpuçlarını verir aslında her insan hayata karşı duruşu hakkında, toplayın bakalım ne  diyor bunlar? Diğer çocukların ailelerini gözlemek, kollamak, onlarla yardımlaşmak, irtibat içinde olmak, bilgi alışverişi yapmak: çocuğunuz buna değmez mi? Yıllarca emek verdiğiniz çocuğunuzun iyi bir yaşam hakkı olsa gerek.

Benim küçük aklımın erdiği: "çocukları tacizden, şiddetten korumanın yolu eğitimden, gözlemden  ve korumaktan geçer"  der.




Çocuğunuzun bir cinsiyeti olduğunu ona küçük yaşlarda -kimi çocuk için 3 iken kimi için 2,5 da olabilir  4 de bu yaş, değişkendir yani- işlevsel bir biçimde öğretebilmeliyiz. Çocuğumuza kendi bedenini korumayı öğretmeliyiz, basit örneklerle  yönlendirmekte fayda var.Ne abartılı davranışlarla ne de çok soyut ifadelerle sonuca varılabilir: yani çocuğa anlayacağı dilden konuşarak ifade etmeliyiz cinsiyetin ne demek olduğunu, diğer cinsiyeti ötekileştirmeden ve abartılı sözlerden kaçınarak...Kız- erkek ayırımı konusunda çocuğun zihnine kocaman duvarlar örüyoruz bilmeden  belki de çoğumuz, ilerleyen yıllarda bu iki cinsiyetin savaşıyla son bulan evliliklerde bile belki de "aşırı" eğilimlerin izi var?!

Toplumumuzda "bastırılmış kadınlık ve şişirilmiş erkeklik"  duygusu hakim derdi sosyoloji hocamız..."-Aç göster çocuğum...." demek ne kadar hatalıysa, "çişini altına yaparsan yakarım, keserim"  tarzı ifadeler de o kadar sıkıntı ve zararlı...Tatlı bir dille vücudunu tanımasına imkan vermek en doğrusu.

Kimlik bunalımları, cinsel kimliği hakkında kafasının karışması da çocukluk çağından kaynaklanır. Doğru rol modelleri olabiliyor muyuz acaba onlara? Bir eğitimciden yardım alabiliriz pekala, ya da bir çocuk psikoloğundan, rehber uzmandan...


Yabancılarla nasıl iletişime geçecek, hangi koşullar dahilinde nasıl davranacak, kimle nasıl ve ne kadar konuşabilir...bunların sınırlarını önce siz düşünüp ebeveynler olarak kararlaştırın, sonra çocuğunuza bunları ve bu şekilde davranmasının önemini anlatın.


Aman dikkat, çok yasaklayıcı, çok sınırlayıcı ifadeler kullanmayın, bu  yasakladığınız şeyi daha cazip hale getirebilir çünkü. Büyüklerinden, yabancılardan " korksun"  da demiyorum: dediğim şu ki mesafesini korusun! Başka insanların her zaman kötü olmadığı gibi, her zaman iyi de olmayabileceğini bilsin, uyanık olsunlar diyorum.

Özellikle 10-11 yaşlarında  çocuklarınızın giyimlerine de dikkat etmenizi öneririm, herkes çok sağlıklı olmayabilir ne yazık ki, sapık zihniyetli canlılar var ne yazık ki, onları yok saymak çözüm değil nitekim.


Çocukluklarını yeterince yaşamadan büyütülen ya da büyüyüveren çocuklardan bahsediyorum, hemen bıçkın delikanlı moduna giriverenlerden hani...küçücük kız çocuklarının ayağında topuklu sandaletler, envai çeşitte ilgi çekici çoraplar (Makyaj, saç baş derken 13-14 yaşındaki kızlar oluveriyor 20-21 yaşlarında hatun kişi. ) vb., erkekse hemen eline sigara -gerçi kızlar da aynı durumda günümüzde de o bir başka yaramız; uhu-bally derken çakmak gazından ölümlere kadar uzanan kötü alışkanlıklar yüzünden nice çocuğumuz zehirlenmiyor mu?!
Podyuma mankenliğe çıkacakmışçasına dışını allayıp pullayan ama içi boş kalanlara sözüm: Yazık onların çocukluk çağlarına diyorum: her dönemin ayrı bir güzelliği vardır oysa ki değil mi? Kıymayın çocukluk çağlarına, çocuklarınızın kendi çocukluk çağlarına kıymasına da engel olun lütfen! Devir stil devri deyip küçük yaşta giydirmeyin o minik ayaklara" stilettolar".


En asil güzelliğin sadelikte saklandığını, kilonun, giyim-kuşamın kalp güzelliğinden daha değerli olamayacağını, kafasını "güzelleştirmek" için de kaliteli eserlere zaman ayırması gerektiğini görse fena mı olur?

Çocukluk bence ruhumuzun arka bahçesidir...
Çocukluk döneminde sağlıklı ve sevgi dolu bir çevrede yaşamak her çocuğun hakkıdır. Dünyaya sevgiyi çocuklar taşıyor üstelik, güzellik onların masum gözlerinde, bir küçük sevgi kırıntısına bile gülümseyen gözlerde! Dünya üzerinde sevgi adına ne varsa onlarda mevcutken:
Yalansız seven nadir  yüreklerdir çocuklar!!
Tüm çocuklara sevgiyle...



ÇOCUKLAR KARDEŞ OLDU MU

Daha bir ballanır uyku
Çocuklar kardeş oldu mu
Barışır artık kurt kuzu
Çocuklar kardeş oldu mu.
Düşler denizine doğru
Mutluluk bir yelken açar
Her yürek bir altın pınar
Çocuklar kardeş oldu mu.
 Daha bir ışıldar akarsu
Çocuklar kardeş oldu mu
Kucaklaşır batıyla doğu
Çocuklar kardeş oldu mu.
Ne açlık kalır ne korku
Korudaki fidanlar gibi
Sevip sevip birbirini
Çocuklar kardeş oldu mu.
      TAHSİN SARAÇ


GÜNÜN ŞARKISI

Bazen çok hoş şarkılar duyarız,bilmeyiz ya da unuturuz sözlerini de mırıl mırıl, mırıldanır dururuz ya hani...Bazen söyleyenin ismini bilmeyiz, sadece radyoda duymuşuzdur ve anonssuz bir yayındır, kimdir söyleyeni diye merak ederiz.  (Aslında bu emeğe saygısızlık değil midir?)

Neyse, Ahmet Enes'in Cennet adlı şarkısı da benim merakla arayıp bulduğum bir şarkıdır, günlerce aradım...İşte bir tık ötenizde.

 http://www.youtube.com/watch?v=hUbtcmRs7js

Ne diyor şarkı: umudum cenneten! Size cenneti veremem ama cennet tanımına uyan bir resim  ve  küçük bir tüyo verebilirim: Cennet içimizdedir, mutluysak her yer cennetimizdir ne  aaala, mutsuzsak, yetinemiyorsak en cennet yer bile yetmez insanoğluna.


YAŞADIĞINIZ HER YER CENNET OLSUN DEĞERLİ OKURLARIM.

Yine beklerim efenimmm, hoşçakalın...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...