12 Şubat 2019 Salı

YILIN İLK ÇİÇEKLERİ VE NERGİS


Nergizler bana küstü sanki canlarım...

nerden mi biliyorum; 
tam bir aydır nergis çekiyor canım...
koklamak, dokunmak istiyorum;gerçi yeniyormuş da?
ben kış bitince çıktığına adım kadar eminsem de 
kış devam etse de ilk aklıma düşüren Cizre'deki arkadaşımın internet paylaşımı oldu; 
kulakların çınlasın  Ömer, sebep oldun  bu hallerime...




instagramda herkes mi nergis paylaşıyordu o hafta  ya Rabbim,
ilk gençlik yıllarımın çiçeğidir nergis, 
özel bir çiçektir, her misafirliğe elimde nergisle gidişim bir efsane olmuştur,
ailem nergis deyince Melek bize almıştı diyecektir kesin...



bana da alan olmuştur çok şükür,
 ancak bu kez dedim "kendime alayım, kendimi şımartayım" -çok mahsunum ya, şımarmam gerek demek ki :))  - 
fakat ne mümkün,  mahallemdeki çiçekçi daha mevsimi değil dedi;
eyvallah dedim sustum...
baktım bi hafta sonrasında yine instagrama ki festivali bile yapılmış Nergisimizin...
ertesi sabah ben yine çiçekçide;
-geldi mi ,  geldi mi?
-yohhhtur!:((


gezmediğim yer kalmadı çiçekçi çiçekçi...bulamadım izlerini...


-küsmeseler gelirlerdi değil mi?
nergis güya "kendini beğenmişliğin" çiçeğidir; 
buna da Narcisius ve onun efsanesi sebep olmuştur gerçi,
inanmaya başlıycam efsaneye, bir aydır iki defa buldum:
birinde kırmızı ışıkta bekleme halindeydim araçta, çantam bagajda,
5 lire, 5 lireeee, camdan tıklattı  bir adam, korktum akşam akşam kim ola dedim,
o an arkadan kornalar çalındı, ilerle yeşil yandı demekteler sabırlı  şöför arkadaşlar;
bir de baktım nergis!!!aman da aman, sevindirik oldum tabii,
ama öyle bir yoldayım ki dönüşü yok,
karşı şeride geçişi de yok!
kaldım mı nergissiz!of yaaaa!canım sıkıldı.

sonra başka bir semtte başka bir çiçekçiye gittim, mutlaka orada vardır dediler;
gittim bu kez de 20tl demezler mi?
aaa, olmadı, minicik demet, solmuş pörsümüş nergisler ve 20 tl.

almaya yeltendim yine de, bu kez satıcı vazgeçti, 
çünkü suya koymuş ıslak ıslak dalları, çiçekleri pörsümüş
-abla bunlar sera malı, Antalya'daki fırtına çok etkiledi dedi,
oturup ekonomi tartışacak değilim ya çiçekçi amca ben Cem Seymen miyim?
ekonomiden sorumlu devlet bakanı da değilim ama sağolsun amcacığım bana uzun bir açıklama yaptı,
sanırım kurumuş çiçeği kakalamak istemenin utyancını yaşadı,
olabilir...önemli olan hatasından çarketmesi.


derken ertesi güne  geçti takvimler,
üşenmedim Cizre'deki arkadaşa mesaj attım,
orada nergisler çıktı diye fotoğraf yollamayı biliyorsun gel de burda bul da göreyim...
başıma geleni anlattım;
aaa burda 2 tl demesin mi demeti?!!
yani bu ne arkadaşım dedim, ordan bi kamyon nergis gönderiver elin değmişken dedim:)


işte ondan sonra Cem Seymen'i arayıp isyan edesim geldi, tarlada başka manavda "başka başka" fiyatta diye kızıyoruz ya hep...
bugün de radyoda söylüyordu; 
bazı ürünlere %800 zam koyup satmaya kalkan "ticaret" adamları varmış, toplam 2milyara yakın ceza kesilmiş bu işyerlerine...çiçekçiler de dahil mi acep;)
neyse azmin zaferi olmalı diyerekten bu kez de başka bir semtte çiçekçi çiçekçi gezdim,
güzel şey çiçekçi gezmek de hapşurukı tıksırık derken tıkıyor insanı;
çiçek işi deyip geçmeyin,
illa ki kolay iş demeyin, bence çoook değerli yaptıkları iş
küsleri barıştırmak 
birisini mutlu etmek,
mutlu bir güne tatlı bir anı bırakmak,
ölümün acısını paylqaşmak
düğünün mutluluğunu!
doğumun sancısını keza...
sonra astım sebebi bir iş,
polen sıkıntı,
 toz sıkıntı, 
sprey koku-ki saçma bence kokmayan çiçeğe koku sıkmak-, küf zaten her daim  dert...
satamazsan elinde kalır bir de!
güzel iş yine de; sabah  iş yerinizi açtığınızda içerisi cıvıl cıvıl çiçek olsun istemez miydiniz?
hoş olurdu doğrusu.

neyse sonra ne mi oldu;
bu kez  anneme gidiyorum, hiç uğramadığım bir çiçekçiyi keşfettim, nergis değil dde frezya var abla, dedi, sanki ikisi aynı familyadan;
ondan verelim dedi bu arkadaş, ay çok şeker...



bal rengi! sonunda anneme vereceğim, o da sarı tonlarını hiç sevmez ama,
morundan kalmamıştı.


(o da yirmi tl. demez mi? e hani Cizre de 2 tl idi, ohooo...
aslında daha uygun olsa sık sık almak isterim)
on lira olsa iki kere gitsem ayağım alışsa...sonra sık sık alsam.
bir çok arkadaş da ben gibidir eminim,
oda arkadaşım da aynı görüşte nitekim.

belki de 14 şubatı bekliyorlardır satmak için.
sevgililer günü ya malum;)

MERAKLISINA :

Ankara'da erken bahar geldi...
dallar çiçek açtı, yapmayın etmeyin desem de.
ACELECİLERRR...


baharı bekleyen kumrular gibiyim, ben de bekliyorum kendime gelmeyi...
açmış kayısı ağacına üzülüyorum da bir yandan, 
soğuk vuracak yarın öbür gün dallarına.
Beyaz gelin -Kayısı ağaçları yazımda da bahsetmiştim ,
-dilerseniz o yazımı da okuyabilirsiniz canımcıklarım.


çakralarımı kirletti son bir aydır ay yaşadıklarım,
enerji tıkanmaları yaşadım sık sık,
hastalandım, ağladım bol bol...
çok yoğun çalıştım belki de onun kirlenmişliği yansıdı ruhuma, baharı bekliyorum işte arınmak için, ama daha çok bekleyeceğim sanki...

GÜNÜN TEBESSÜMÜ



TEŞEKKÜRLER SELÇUK ERDEM:)
şimdiden sevgililer gününüze de gönderme yaptımsa demek...

işte böyle...ben kaçar canımcıklarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...