Merhaba canımın çekirdekleri,
beyinlerimiz esnekliğini yitirdi biraz belki de...
MAVİ EKRAN ışığına maruziyet çok fazla, bu da beyne zararlı biliyorsunuz...bilmemezden geliyoruz, işimize geliyor...beynimiz karmaşada, her uyaran bi tarafa çekiyor sanki...verileri yeterince bile sindiremeden belki yine yeni yeniden verilere maruz kalıyor zavallı beynimiz. dikkat dağınıklığı yaşayan bir yığın insanız işte eninde sonunda...
sanal aleme daldıkça yalnızlaşıyoruz, sosyalleşmemiz bir tıktan ibaret oluyor...iki beğeniden ibaret...YALANDAN İBARET!
yoruluyoruz, farkında değiliz...
*neler yaptınız bakalım görüşmeyeli...
*8 eylülde yaşgünümdü...koşturmacayla geçti günüm,
neyse ki sevdiğim bir kaç kişiyle geçti...
geçen senelere göre sadeydi...biz bizeydik :)
dinlenemesem de keyif aldım...çocukların olduğu ortamda zor oluyormuş bu işler, bir defa daha gördüm, en basitinden bir yaş pasta yenecek ya illa, hem limonlu hem kakakolu, hem kahve, hem limonata oldu masada :) ortak noktada buluşmak ne zormuş küçük çocuklarda, iki küçük kız bir ergen...çok tatlı ama çok da tantanalı olunuyor işte...
- hele ki aynı yaş grubundalarsa, aynı özelliklere sahiplerse ...cicilerim benim!
neyse ki sevdiğim bir kaç kişiyle geçti...
geçen senelere göre sadeydi...biz bizeydik :)
dinlenemesem de keyif aldım...çocukların olduğu ortamda zor oluyormuş bu işler, bir defa daha gördüm, en basitinden bir yaş pasta yenecek ya illa, hem limonlu hem kakakolu, hem kahve, hem limonata oldu masada :) ortak noktada buluşmak ne zormuş küçük çocuklarda, iki küçük kız bir ergen...çok tatlı ama çok da tantanalı olunuyor işte...
- hele ki aynı yaş grubundalarsa, aynı özelliklere sahiplerse ...cicilerim benim!
sevdiğin insanların yanında ol da istersen bataklıkta ol, çölde ol diyesim geldi şimdi...ruhumuz çok aç, sohbet doyuruyor, sıcak bir el, sıcak bir ses tonu, göz teması...
bataklıkta vıcık vıcık çamur içinde olmak ki çok ahatsız edici olmalı, ancak sevdiklerinle umut dolar için...sevdiklerinle neşe ve gayret dolar direnirsin her bir soruna...
ruhun doysun...
kalbin doysun...
o kadar çok uyaran var ki çevremizde,
içe dönmeyi, kendimizi-günümüzü- yarınımızı ele alamaz olduk...şöyle bir sessiz ortama, sakinliğe, huzura, koşturmacasız acelesiz bir saate bile muhtacız, büyük şehrin karmaşası deyip geçiyoruz belki ama ya götürdükleri...hiç düşündünüz mü?
beyinlerimiz esnekliğini yitirdi biraz belki de...
MAVİ EKRAN ışığına maruziyet çok fazla, bu da beyne zararlı biliyorsunuz...bilmemezden geliyoruz, işimize geliyor...beynimiz karmaşada, her uyaran bi tarafa çekiyor sanki...verileri yeterince bile sindiremeden belki yine yeni yeniden verilere maruz kalıyor zavallı beynimiz. dikkat dağınıklığı yaşayan bir yığın insanız işte eninde sonunda...
MAVİ ışık akıllı telefonlarda, tabletlerde mevcut...
özellikle gece mavi ışığın beynimizde tereddüte yol açtığı açıklandı, şöyle ki: beynimiz gün ışığına programlı adeta, dolayısıyla gece uyku moduna geçerek zihin gün içindeki yüksek aktivasyonun yerine uyku moduna hazırlanıyor,ancak işte o sırada parkal ışık güneş ışığınınj yerine geçiyor ve uyumaya terddüt ediyor beynimiz...
sonrasında melatonin seviyemizde dalgalanmalar oluşuyor, hormon düzenimizde dalgalanmalar oluyor ve kişi ne yazık ki depresyona da yatkın hale geliyor!!! (kaynak habertürk gaztesi sağlık haberleri )
bu mavi ışıktan korunmak için de programlar ve bazı telefonlarda renk seçenekleri mevcut...
ama en güzeli geceleri ekrana maruız kalmamak canımcıklarım...
uykunuzdan, ailenizden, sizden değerli mi bre?değil işte değilllll:))
yoruluyoruz, farkında değiliz...
GÜNÜN TEBESSÜMÜ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.