4 Kasım 2012 Pazar

MARATON- JAPONYA- ERTUĞRUL FIRKATEYNİ

MARATON

selam dostlarım,
epey bir aradan sonra-sadece 2 gün- özlemiş olarak karşınıza çıkan yazarınız sizlerle  PAYLAŞMANIN MUTLULUĞUNA ermek üzere işe koyuldu...
Hava günlük güneşlik bugün, ama dün serindi ve ben aslında 4-5 gündür hastayım: üşümek, yorgunluk, halsizlik, gün içinde açlık krizleri derken gribe doğru yo almaktayım epeyce...Sakın haaa sizler peşime takılıp gelmeyin, grip mahallesi belalıdır ona göre:)elini veren burnunu kurtaramaz. Mesela benim burnuma şua nda ulaşılamıyor, grip mahallesinin virüsleri basmış sanırım, aradığınız burunaa şu anda ulaşılamıyor, llütfen daha sonra koklatın diyor içerden birileri, tam da parfüm seçmek için gittiğim mağazada hem de tezgahtar bayan sabırlı çıktı Allah'tan da sattı bana iyi yada kötü bir koku...
-Nne acelesi var ıdı, almıyaydınnn, koör müydü gözün?helal ossun o tizgahtara hassılllı tüccarımış...


Aslında çok sosyal olmak da yaramıyor insan kısmısına, bakteri virüs, adı konmamış bulaşıcı hastalık grup halindeyken geçiyor yahuu...sözün kısası burnunuzun kıymetini bilin ağalar:)
-Ben sanğa dimedim mi ggız oynama şu burnunna diyi...ahanda hasta oldun şinnnciiii...oh osssun!

İŞTE DÜŞMEYE GÖRÜN ALİ ŞEN'İN DİLİNE...
neyse zaten hayat bir maraton bir de Japonya'da Tokyo'da bir maraton vardı ki görmeye değerdi dostlar...
Sonrasında da Ayna adlı belgeselde Japonyayı seyretmedim mi...ilaç gibi geldi - sümüklü burnuma-
...hehhe, kendime de nasıl takılıyorum, nasıl yerden yere vuruyorum baksanıza-

Bir azim bir azim, hırsın da ötesi bir azim bu yahu dostlar, yağmur demekden yağış demeden bir koştular ki ben izlerken eridim, su içinde kaldım yani...

Ama bana şu dersi verdi gördüklerim:
  1. Eski şampiyon sanırım 5. olmuştu: Demek ki HER DAİM ZİRVEDE OLUNMUYOR, KALINMIYOR: bulunduğun yer neresiyse kıymetini bilmek lazım!
  2. Çok da ünlü olmayan bazı atletler atak yapıp lüstelere girdi: demek ki azmetmek insanı dağdan bile aşırabiliyor, sıkıntılara göğüs germek lazım değerli okurlarım.
  3. Bayan Japon atlet ilk 5te dereceye girdiğinde ona öyle içten selamlamalar yapıldı ki arkadaşları tarafından ondan sonra gülmeye başladı bayanın yüzü, çünkü koşmaktan adeta kör olmuştu gözü, sadece varıştaydı gözü, ama pozitif enerjisini eksik etmeyen halkı ve sevenleri onu güldürmüştü: ana fikir: Çevrenizde sevenleriniz olmadan dünyanın en iyi koşucusu da olsanız hep eksik kalır bir tarafınız!!! * Dostlar-aileler, arkadaşlar bunun için var...Sizi kutlamak, başaramayınca teseslli etmek ve yüreklendirmek, koşulsuz sevmek ve sarmak için var!

    *Meraklısına Not:
    Hatta ARKADAŞ lafının çıkış noktası da bir hikayeye göre savaşta arkasını görmeyen askerlerimizin güvenli bir yere sırtını dayamasından meydana gelmiş:arkadaki daş: arka-daş denilirmiş...zamanla bu arkada sırt verilen "daş"-taş - anlam kaymasıyla insanlar için de güvenilir manasında söylenir olmuş efeniiim, araştırmacı yazarınız çocukken bunu araştırmış idi ve böyle okumuş idi.
  4. Japonya'da Ertuğrul Fıkateyni batmış, anısına bir anıt mezar yapılmış.550-600 kadar yürekl, askerimiz burada suya gömülmüş, Fırtına almış götürmüş o gözüpek denizci askerlerimizi...Aslında dostumuz Japonya'yla eskiden çok daha ileri bir seviyedeymiş ilişkilerimiz! *Şimdi Japonya hızla Batılılaşma yolunda, gördüklerim ve okuduklarım bunu doğrular nitelikte, değerleriyle anılan Japonya, Türkiye'ye benzetilen Japonya, sıonunda kaderi de benzedi galiba*- bu sözümü Mehmet Akif'in bir sözüne dayandırarak da söylemek yanlış olmaz sanırım: Mehmet Akif Japonyayı gezip görmüş ve çok beğenmiştir: asıl İslamı Japonların yaşadığını ifade etmiş, çalışkanlıklarından adeta büyülendiğini belirtmiştir. Tarihten ders almak zorundaysak tarihimizi de iyi bilmek zorundayız, Dünya tarihini de değerli okurlarım. Benim nacizane önerim: çocuklarımızda aile bilinci, öz saygı, geçmişe değer verme, tarihi iyi anlama ve bilme, değerlendirmeler yapma becerisi kazandırmak üzerinedir. Oysa Türkiye'de kaç tane tarihçi var ki elinden sıkı sıkı tutulmuş? Tarih dersleri hep geyik muhabbetleri, hababm sınıfı tarzı şakalarla geçiştirilmez miydi?! ARTIK BÖYLE OLMAMALI!
  5. DÜNÜ OLMAYANIN BUGÜNÜ DE OLAMAZ! Japonlar çocuklarını alıp  HİROŞİMA Anıtını gezdiriyor, bak öğren ecdadın ne hale geld, ders al bu gördüklerinden deniliyor, Barışı KORU! ama büyük ve akıllı bir devlet de ol...diyorlar, iyi de yapıyorlar!
  6. Japonya'da ROBOTLAR KOŞUYOR!!!Oyuncaktan biraz daha büyük boyda olan iki ayaklı robotlar, 42 kilometrelik parkuru koşarak değil, yürüyerek katediyor. Birinci gelen robotun bu mesafeyi haftasonundan önce tamamlaması beklenmiyor. Robotların yarışı bittikten sonra haftasonu Tokyo'da insanların maratonu start alacak. Robo Mara Full adı verilen Robot maratonu, Japonya'nın Osaka kentinde düzenleniyor. Robotlar, oval bir parkurda maraton mesafesini tamamlamak için 400'ü aşkın kez dönecekler. -24 şubat 2011 NTVMSNBC haberi-

  7. HAYAT BİR MARATON VE NE YAZIK Kİ BİZ ŞU SIRALAR ÖN SIRALARDA OLMAK İÇİN YETERLİ ÇABAYI SERGİLEMİYORUZ!azıcık izleseniz ya da izlediyseniz bu maratonu beni daha iyi anlarsınız.
MERAKLISINA NOT:
Ertuğrul Gemisi battı ama: Peki bu Japonya meselesinin aslı neydi? Çin’de yapılan faaliyetler Japonya’da da yapılıyordu. Kültürel alış veriş faaliyetleri adı altında İstanbul’dan Japonya’ya giden devrin ‘Erenleri’, orada Japon halkı ile iyi ilişkiler tesis ediyorlar, İslâm dinini ve Türk kültürünü aşılıyorlardı. Bu durum üstü kapalı bir şekilde de olsa, Japon Sarayı’na ve üst düzeydeki insanlara kadar sirayet etmişti.Japonlar’da da  Budist ve değişik inanç sistemleri olmasına rağmen Çinliler gibi değillerdi.Geleneklerine son derece bağlı, asil bir millettiler. Erenlerin faaliyetleri öyle bir noktaya ulaşmıştı ki, Japon İmparatoru Meiji İslâm Dini ile çok yakından ilgilenmeye başladı...Hanedana yakın kesimde birçok kişi İslamı seçti ve islama karşı büyük bir sempati oluştu.

-Japon hükümdarı özel bir hediyeyle bir savaş gemisini yolladı 2. Abdülhamit zamanında, 2. Abdülhamit'te hem padişah hem bir halife olarak bu hediyeye karşılık yeni denziciliğe atanan askerlerini ve yarbaylar da dahil üst kademeyi Japonya'ya Ertuğrul Fırkateyni ile gönderdi, herşey yolundaydı, büyük sevgi seli ile karşılandı denizcilerimiz...Onurlarına davetler, nişanlar verildi, tam dönerken bir FIRTINA aldı onları:...(
Gemicilerimizin büyük çoğunluğu sulara gömüldü.

Ancaaak bu olayın sis perdesi de var.

- İngiltere'nin ve Rusya'nın bu yakınlaşmayı kendi aleyhlerinde görerek gemiye sabotaj yapma ihtimalleri, nitekim gemi henüz kalkmadan kazan dairesinin aşırı ısındığı belirlenmiş...-Bu bilgiler Ayna programından ve internetteki okumalarımdan derlemedir, isteyenler anahtar kelime olarak Ertuğrul gemisi-Fırkateyni yazıp benim değinemediğim  mevzuulara da bakabilir.
-Bana kalırsa dostlarım
***Dünya bir maraton, düşme lüksümüzün olmadığı.



GÜNÜN KARİKATÜRÜ


Bakınız Avrupa Birliğinde işler nasıl yürür imiş:)




GÜNÜN MÜZİĞİ

Sizlere beyninizi dinlendirebileceğini umduğum bir eser dinletmek istiyorum:
Paul Avgerinos: Jasmine.

 Jasmin dedikse yasemin yani bizim bildiğimiz adıyla...Parfümün Dansı kitabında sıkça bahesedilen çiçektir yasemin, kokusu aşka çağırır derler ama ben pek de sevmem, ağır gelir biraz.
Mavisi de olur mu demeyin, ben Burgaz'da gördüm, kokmuyor diğerleri gibi  renk neffis.
Notalardaki mükemmel uyum ve neydeki hüzün barındıran bu ses sanki iliklerime işledi bugün.
Çok cezbedici, alıp götürdü beni uzak çöllere, kervanlara, soğuk buzlu dağlara...
Israr etmek istemem ama ısrar ediyorum:)))dinleyin bence!
http://www.youtube.com/watch?v=0rz19vQuZDM

Bu güzel çiçekler sizlere gelsin değerli okurlarım.
Kendinize iyi bakın, sevgiyle kalın!
MELEĞİNİZ.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...