FİLİZLER - SÜRGÜNLER

SABAHLARINIZ HAYR OLSUN EFENDİM, GÜNEŞLER aylar, sabahlar hürmetine... çiçekler ve deniz hürmetine.

Acının göz yaşlarıı ve bir nefretin sonuçlarını gördüm bugün bir genç kızın gözlerinde.. dEDİM Kİ aLLAHIM, SEN KORU onu sabahlar hürmetine... acısına dayanamayan küçük bir kalp eriyerek ağlıyordu karşımda... sevgi gözü kör olmuş gitmişti, inancı kalmamıştı sönük ve cılız bile... ACISINA DOKUNDUM, KOR OLMUŞ YANIYORDU EPEY ALEV ALEV ALEV.

KONU : Ailesiydi...daha da özü ana-babasıydı. anne baba olmak bir evlada kök olmak demek, dalsız damsız bırakmak NE demek eeey ilgisiz sevgisiz anneler-babalar...

genç yaşta hayatının en çiçekli zamanında bu küçük yüreklere acılar kök saldıran, kendi yavrusuna bir budak- bir göz olamayan, bir çiçek bir tohum açtıramayan bir anne baba nesli türedi...feci bir orman oldular, -kötü kokulu ve kasvetli, -duyargaları kopmuş, -ilerisiz, -umursamaz ve şehvetli...

aslında bugün nergislerden bahsedecektim, nergisin efsanevi kokularının güzelliğinden bahsetmek istiyordum; ta ki gözleri pınar olmuş durmaz akar o ufak yüreğe, minik serçeye denk gelene değin, kötü kokan bir ormandan bahsetmek değildi niyetim, hayat işte planladığın gibi gitmiyor... tam da modumu yükseltme derdindeyken iyice dibe vurdum... gencecik filizler öz kıyıma-intihara başvuruyorsa... gençler acıyarak kanıyorsa... ruhlarımız örseleniyorsa...

çocuk işçiliği, çocuk satıcılığı, çocuğun hayatının pazarlandığı bir dünya.. kimi bebek mamasıyla lakkkk diye diye reklamlarla, kimi küçük yaşta allanıp pullanıp gelin olsun diye başlık parasıyla, kimi mutsuzluğun derin kuyularında sefalet içinde, kimi zenginlikler içinde sahte bir ilgiyle hayata tutunmaya çalışan küçük ruhlar, minik filizler... kimi palazlanma evresinde ergen, kimi ekran karşısında bedava dadısıyla dertleşirken-oyun oynarken saatlerce... kimi o derece bile büyüyemeden öz soyundan gelen bir anitşeref yüzünden tecavüzle mezarda...

çok ünlü bir psikiyatrist tanıdığım geçen gün laf arasında şunu söyledi: -basına yansıyanlar sadece yüzde 10- 15 kadarı... devam ettirdim o cümleyi zihnimden: -adli tıplar,morglar veya devlet hastanesinin koridorları nelere gebe! Allahım sabahlar hürmetine...

acılarımıza kimi zaman çikolata sürüyoruz kimi zaman instagram kimi zaman pub g kimi tütün ekiyor kimi şeker? kimi aşırı öfkeye dem vuruyor kimi artık acısının ağırlığından ruhunu boşalmış hissediyor. dün bir daha filiz söküldü, bir daha bir daha... atıldı kara toprağın bağrına kürek kürek.

tüm bu toprak altında çürüyen filizlerin mevali kimin boynuna? bu olayları yoksaymadan korkmadan üstüne gitmek gerek, bu çirkin ormanla mücadele etmek gerek... elele vereerek. Eintein'ın bir sözü var: der ki -Dünya kötüler yüzünden değil, kötülere ses çıkarmayan büyük kalabalıklar yüzünden tehlikeli bir yerdir.

tehlikenin içinde elele vererek kötülüklerin bir an evvel bertaraf edilmesi dilegimle, umudumla, duamla... sabahlar hürmetine...

GÜNÜN MÜZİĞİ KLASİK MÜZİK SEVENLERE GELSİN, BETHOWEN VE ay Işığı sonatı... iyi dinlemeler hepinize. https://www.youtube.com/watch?v=rDtcHF9cFOI az biraz ay ışığı, az biraz gün ışığı, sıcak bir çay zamanı a dostlar. Meleğiniz kaçar... tertemiz yarınlarda, TERTEMİZ ORMANLARDA buluşmak-nefes almak üzere.