23 Mayıs 2019 Perşembe

HER ŞEY GÖLGE ÜSTÜNE-NAZAN BEKİROĞLU

Nazan BEKİROĞLU'NDAN 
”İçinden şiirsiz geçilemeyecek kadar derin gözleri vardı…”

”Beni sev, bu iyiliğini hiç unutmam.”

”Bir kadeh daha şiir içsem, körkütük şair olsam…Hangi mısraya sığar ki sevdan…”
”Ben aşk için öleyim ki sen de aşka inanmış olarak ölesin…”

”Meğer aşk indiği kalbi ihya ediyordu ya, ihya edemezse yok ediyordu. Kazasız belasız kurtulmanın imkânı yoktu.”
”Sonrası bir büyük sessizlik ki dışı sükût, içi kıyamet.”
”Dayanırdı belki bütün bunlara ama yanılmışlığı kendi sebebi, buna dayanamamıştı…”
”Ne olmak istersen o sensin.”
”Sevme davasına girişip de geceyi uyku ile geçirenin davası yalandır.”
”Ne mutlu kalbine sen düşene ve ne mutlu senin kalbine düşene.”
”Bir yalana denk gelmeye kalmasın insan, sonra binlerce doğruyu sorgulamak zorunda kalıyor.”
”Toprağına ayak bastığım an da hangisini edeceğimi kestiremediğim dualar vardı ‘sınanmayı kaldırmayan kalbimde.”


”Kökü bir ülkede dalları bir ülkede olan ağacın sınırı umursamaz tavrıyla umursamıyorum…”
”Tüten bir baca kadar hayatı haber veren ne olabilir ki?”
”Tek insanın dahi acı çektiği yerde, bütün insanlara söylenecek kadar söz var...”
”Başka kelimelerim yok benim, aynı kelimelerle dönüşmek mecburiyetindeyim…”
”Bu kadar çok hayır, diyebilmek için ne kadar büyük bir evet demiş olmak gerekirdi…”
”İçine çekildiğim dünya, dışıma bıraktığım dünyadan öyle güzel, öyle gerçek ki…”


”Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim. Ben böyle çağırmasam sen öyle gelmezdin.”
”Tarih ileriye doğru gitse de gördüğü sadece geçmiştir.
”İlâhi adalet vardır ve tahmin ettiğimizden çok daha fazla tatmin edicidir.”
”Her şeyin gelip geçici olduğu bu kadar zâhirken, insan nasıl olup da bu kadar çok acı çekebiliyor..”
”Ne kadar güçlü olsa da ağaç, vakti geldiğinde yaprağının düşmesine mani olamaz..”
”Sevilen bir kadın, bir erkeğin bütün acılarını dindirebilirdi.”
”Şu güneşli dünyada her şey gölge üstüne gölgedir.”
”Ama bir çocuk öldüğünde. Ne diye kıyamet kopmaz ki?”
”Artık sana ihtiyacım yok. Çünkü senin götürebileceğin nihai noktanın da ötesindeyim ben. Yokluğunda varlığım…”
”Gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil, tırtıla sevdalanırsın.”
”Şairlerin neden şiir yazdıklarını, pelikanların yavrularını neden kanlarıyla beslediklerini anladığım gün anladım..”

”Aklımı gösteren isimle aşkımı gösteren ateş arasına düştüm, o uçurumda yittim ben.”
”Yeryüzünde her şey iyi ya da kötü arasındaki mücadeleden ibarettir. İnsana düşen bu ikisi arasında kendi safını seçmektir.”
”Aşk öylece geldi. Aralarına girdi. Ama ayırmadı birleştirdi. Öznesi çiftse de eylemi birdi.”
”Yalnızlığı gösterecekti hattata. Kalabalık arasındaki yalnızı. Ölümü sevebilmenin eğitimini. Izdırabı gösterecekti. Gözyaşı ve kanı.”


”Öyle sessiz durduğuna bakma. Gün gelir denizin sesi trafiğin bütün gürültüsünü örter.”
”Yere düşüp bin bir parçaya bölünen ayna, içine dökülen görüntüyü çoğaltmaktan başka, mahiyetinde ne gibi değişikliğe uğramıştır ki?”
”Ne kadar hoşça kal dediysem, o kadar geri dönmüşüm. Kaç kez geri döndüysem, o kadar da hoşçakal demişim…”
”Ve insan ancak dili kadar edeplidir. Bilmediği kelimeler kadar edepli, bildiği kelimeler kadar edepsizdir. İnsan olan her hesabı aşar da bir kendi sözcüklerinin ağırlığı altında ezilir.”
”Aslında, ne kadar mutsuzduk. Ama buradan bakınca, ne kadar mutluyduk, böyle görünüyor. Zaman mı, ki kandırıp duran gözbağcı, her şeyi güzelleştiriyor? Zaman mı ölümü bir rüyaya döndürüyor?”
”Dünyanın ipi koptu, çivisi çıktı. Benimse bildiğim tek şey var. Her şeye rağmen hayat onurla tamamlanması gereken bir şeydir.”

”Seni seviyorum demek ruhun ve bedenin bütün zerreleri zikre susamışken, söylenmezse ölmek demekti. Söylemem değildi mesele, söylemezsem ölmemdi.”
”Çünkü bilinmeyen bir şeyi hatırlamak zor, unutulmuş bir şeyi hatırlamak kolaydır. Yitirdiğimizi tanırız bulduğumuzda, yitirmediğimizi değil.”
”Görüyor ama görünmüyordum. Öyle mi? Konuşuyor ama işitilmiyordum. Dokunuyor ama fark edilmiyordum. Vardım ama yoktum. Gölgeydim sadece!”

”Daraldı ölümle kalım arasındaki mesafe. Perde inceldi. Ölüm geldi, hayatın tam ortasında durdu. Belli ki ölmek de ancak yaşanırsa ölmek oluyordu.”
”Verin kitaplarınızı sevdiklerinize, arkadaşlarınıza, dostlarınıza (satır altları çizili nüsha sizde kalsın.) Başlasın satır altlarını çizmeye. Sonra karşılaştırın sizdekiyle. En az dörtte dördü birbirini tutmuyorsa terk edin onu. Ya da izin verin o sizi terketsin.”

”Yaradan kusursuz kurmuştu endazesini, yaradılış mükemmeldi. Ama kul kısmı dünyayı eğriltmekle kalmadığı gibi bu eğrilikten rahatsızlık da durmuyordu.”
”Ne zaman unutur gibi olsam olmuyor, Unutmak istediğim her şeyin tam ortasındayım…”
”Çünkü aşkın kelimesi olmazsa aşk olmaz. Bu yüzden onun aşkı şiire dönüşmez şiiri aşka dönüşür.”

”Leylâ: Bir kadının adı eğer Leylâ değilse, başka ne olabilir ki?”
”Belki her şey bir şey içindir. Bunca yaşanmışlık bir tek yaşamak içindir.”
”Aşk bahane, herkes kendini seviyor..”
”Küçülsem. Tek noktada toplansam. Yaşam büyük, âmenna.. Ama ben biraz azalsam. Sadeleşsem. Durulsam, arınsam.
”Kahramanı sen olsan da, hikâye benim..”
”Neden yokluklarında bıraktıkları boşluk, varlıklarıyla doldurdukları yerden bunca geniş? Her defasında kendimizi de çoğaltarak ilâve ettiğimizden mi?”
”İçimde çok büyük bir ağlamak var. Bir ağacın altında oturarak hem kendime, hem bütün insanlara hem börtü böceğe, kurda kuşa. Bin yıllık gözyaşıyla ağlamak istiyorum."
”Lakin oruçlu olduğunu unutup suya kanmak gibi değil, kanatları olmadığını unutup da kendini uçuruma bırakmak gibi bir unutmaktı bu.”

”Ama ben sana sadece senden bahsedebilirim. Sen güzelliğinin her şeyi fethettiği zamanlardasın ve ben hangi yanıma değsen o yandan ağ­lıyorum. Güzellikten doğan aşka yaslanarak her şeyi unutmak, senden gayrini geride bırakmak isterdim. Fakat ne mümkün! Ne zaman unutur gibi olsam olmuyor. Unutmak istediğim şeyin tam ortasındayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...