Selam değerli okurlarım,
hayatın inişli çıkışlı yolları arasında
bir o yana bir bu yana salınır dururken bizler,
bazen yıllar yıllar boyu kimselerin çözemediği derin nedensellikler girdabında boğuuulur gideriz ya, işte o hallerde yapayalnızken sorgularız: vefa neydi olur sorumuz bazen, bazen de sadakat neydi...
üzerimize düşeni yaptıktan sonrasına da takılır kafamız ve neydi kader deriz...
sabır kadere dahil miydi mesela,
keder kadere dahil miydi veya???
bir çığlık gibi üstümüze yapışır sesler ve deriz ki :
-anlam neydi...
kim içindi bunca anlam yüklemeler, değer miydi?
değerse cevap; vefa mı gerekirdi o vakit...
-evet!
-vefa...
-yaşanmışlıklara ve yaşanmamışlıklara vefa...
verilen sözlere vefa...
-ki kimisi ahde vefa der.
"yaşanan" lara vefa...
çekilen cefalara vefa...
sorgularız mesela kendimizi, acılar yaşatan birine vefa gerekir mi?
gerekmeli mi ya da ?
fazlası nedir bunun deriz,
-hangisi ağır ömür terazimizde....
bazen ağır basar sevgiler, mantık mı sevgi mi,
- öfke mi umut mu bilemeden bakarız terazimize, nedir o kararımızı etkileyen?
ya diğerini...
ötekini....
baskın duyguyu ararız hayatın anlam serüveninde...
bir adım ötede ne var göremeden planlar yaparız işte,
hayal kurmayı sevdiğimizden ya da umduğumuzdan daha bir farklı sonuçları...
yarınlar doğurgandır çünkü...
tıpkı duygular gibi.
NOT: "ömür terazi " tabirini uydurdum bu yazım vesilesiyle :)
GÜNÜN KARİKATÜRÜ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.