11 Temmuz 2016 Pazartesi

KİRAZDAN ÇIKAN KURT


merhaba canımcıklarım,
kirazı sever misiniz? tombiş tombiş kirazı sevmeyen var mıdır  acep?
-derkeeen insan oğlu çeşit çeşit diyerekten sevmeyenlere anlayışlarımı fışkırtırım...
-fışkırtmıyorum ya işte...neden fışkırtacakmışım, kızım kiraz sevilmez mi?
-dur bi dakika sen de kimsin?
-elinde yediğin kiraza azıcık yakından baaksana...Allah Allahhh...
-bakamam gözlüğüm yok :)hhehehe...
-çok komiksin yavvv buz kesti içim...
-aannaaa kımıl kımıl!!!iyyyyyiiiiiyyyyyyyyyyyyyyyyy...
-sus bre zındık ! sensin iyy iyyyyyyyyyyyyyy!insanoğlu işte nolucak!
-bak seeen nolucakmış! çemkir çemkir öldün bre !kurtsan kurtluğunu bil, edep birazcık...
-maaselef canım maaaselef, edep kalmadı...
yanan ormanlardan
bozulan zeytinliklerden
yanan hayvancıklardan
kirlenen denizlerden
kuruyan ırmaklardan
değişen iklimden sonnraaaa edep de kalmadı cicim...İnsanoğlu, ya da kızı işte her neyse, pek çok şeyi öyle edepsizce aç gözlüce tamah ederek yağmaladı ki edep de kalmadı! şimdi lütfen beni bırak da son organik kirazları az daha dişleyim, işim çok daha canım benim...Allahtan o sivri dişlerinden son saniye kurtuldum, hem biliyor muusn belki bir daha kurt da göremeyeceksiniz :...(  ühüüü....snıf snıf
arılar gibi biz de müzelik olmaya mahkumuz :...(
-Ağlama ağlama kurtçuk...sana nasıl yardımcı olabiliriz? ya da daha doğrusu olabilirim?
-alma!
-neyi almayım?
-dün beğendiğin o kot pantolunu alma!
-haa o mu, o zaten taşlanmış diye almıycaktım zararlı canım o...biliyorum!o kot pantolonu pantolon yapan işçiler de çok genç yaşta akciğer kanseri olmuştu...ah aahh, unutmadım tabii ve almadım canım kurtçuk...sen de bakalım başka naaaapalım!
-ALMA...
-anam otomatiğe mi bağladın canımın içi noluyor neyi almayım!?
-o tişörtü de alma...
-aaa neden o tişört organik pamuk bi kerem...alıcam işte...
-dolap doldu hurçlara taştın, daha ne tişörtü yaaa...alma...hem sen biliyor musun o el kadar tişört için kaç litre su harcandı toplamda?
-valla bilmiyorum...
-ben deyim binlerce ton..sen de binlerce ton daha....
-aaaa..var mı o kadar?
-hem de nasıl...mesela plastik bardak, kutu, iç-at bardak -kullan at çatal kaşık tabak da kullanma...
-eee...
-eee'si bunlar geri dönüşüme gitse bilanço biraz daha katlanılabilir ama sonuçta giden galonlarca su, harcanan onca emek enerji...iki yudum iç hoooooooooooooop çöpe...
-atmaaaaa
-atmıyorum ben zaten..atan sizsiniz...denize her bir artığınızı, pisliğinizi atan sizsiniz ben değilim ...
karaları kirleten de ben değilim şekerim....
-haklısın başka...
-at!
-hani nerde at?
-onu demiyorum izin ver lafımı bitireyim; at dediysem...yediğin bukurtlu organik ne dersen adına artık o sahici  meyvelerin çekirdeklerini ormana at, boş arazilere at, hatta bi de eşele azıcık belki toprak tuttar da çimlenir, filizlenir...ne malum...üstelik sen biliyor musun ki ormanlarda eğer meyve ağaçları da olursa  neler olur?
-yaşam alanı genişler hayvanların heralde...
-aynen öyle...çeşitlilik zamanla artar..üstelik bu meyve ağaçları sayesinde orman biraz daha dayanıklı hale gelir dış etkenlere...
-bunları nerden biliyorsun sen?
-OKUYORUM, araştırıyorum...kitap kurdu arkadaşlarım çok...endişeli ama umutlu da bir grubum var benim bu konulara zaman ayıran...
-işte bu çok güzel, bizlerin yapamadığını sizler yapıyorsunuz desene...
-izin verseniz daha çok şeyler yapıcaz ama...işte kurt kadar canımla yapabildiklerim bunlar...
-aslında ben de dikkat etmeye çalışıyorum yaşadığım doğayı korumak adına...mesela arılar ve kelebekleri de düşünerek balkonuma çiçek ekiyorum saksı saksı...onlar en.çok mor-sarı-eflatun  ve pembeli çiçeklere gelirmiş sen de bunu biliyor muydun kurtçuk...
-ooo, bak sayende birşey öğrendim...
-üstelik öyle çok giysim olabilir ama bir alırsam bir-iki vermeyi alışkanlık yaptım ben...
-bak bu güzel işte..aslında çok da kıyafete-eşyaya - şuna buna-süs püse de gerek yok...ha bi de süs-püs demişken bazı kozmetikler ürünleri hayvanlar üzerinde deniyor, bu da o hayvanlarda tamiri mümkünsüz yaralar açıyor ...zavallı arkadaşlarım...

-evet haklısın kurtçuk, bunu da biliyorum, aldığım ürünlere dikkat ediyorum, üzerinde hayvanlar üzerinde deneme yapılmamıştır gibi bir ibare arıyorum...
-tek başıma ben ne yapabilirim deyip atalete de düşmemek lazım sonra...herkes elinden geleni yapmaya çalışsa çok büyük yollar katedilir buna inanıyorum....
-vay be kurtçuk sen neymişsin dostum :) iiyyyyyy ile başlayan bir muhabbeti vayyyyy diyerek bitirmek de varmış, tebrik ederim seni...demek önyargılı olmamak gerekmiş...
-komşum kitap kurduyla tanışmam bunlara vesile oldu diyebilirim, aydınlandım sanki onun verdiği kitapları okudukça, beynimde şimşekler çaktı... ben önemli bir kurtum dedim, çok önemliyim doğa için...sonra şu solucan, arı, uç uç böceği de önemli bunu anladım...oysa hep mesafeli dururdum kitap kurduna karşı, ukala bulurdum onu...işte böylleee....ben gidiim şimdi bırak beni toprağa da...
-ne yazık ki evimin çevresinde hiç toprak yok...saksıdaki de işini görmez galiba...ben en iyisi seni yakındaki bahçelerden biirine bırakayım canım...hadi rastgele...bak karşıdaki bahçede de vişne var.
-şehrin içinde hiç meyve ağacı kalmamış nerdeyse, şuna bak...aaa...vişneler yerlere dökülmüş...
yiyen yok , ağaca çıkan yok, toplayan yok...halbuki ne de güzel reçeli olur...
-anlamıyorum siz insanları...anlayamıyorum, daha çooook kitaplar okumam lazım galiba sizi çözebilmek için!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...