SEVGİ VE SELAMLA BAŞLARIM SÖZE...
" Önce söz vardı " diyerek başlar söze bir eserinde değerli yazar Nazan Bekiroğlu...YUSUF İLE ZÜLEYHA'da...
-"önce söz vardı"
sonra anlam geldi arkasından adeta aleme....
Yusuf İle Züleyha
2012 bitmeden kendinize bir iyilik yapmak ister misiniz?
cevabınız evetse, durmayın bu kitabı alın, okuyun ya da edinin derim ben kendimce...haddim el verdikçe...
***
‘Nasıl herkese duyuruyum da sesimi diyeyim: Bu anlattığınız ben değilim. ben bu anlattığınız değilim. Yusuf’u ben nasıl yerim? Ben Yusuf’u nasıl yerim? Sözünün bu kısmına gelince kurt. nemli gözlerinden boncuk gibi yaşlar dökülmeye başladı. Gri tüylerle kaplı göğsü. ön ayakları ıslandı. Bir ah çekti derinden derine. Islak burnu daha ıslandı. Ve devam etti:Ben şimdi adımı nasıl temize çıkarayım. alnıma sürülen bu kapkara lekeyi neyle. nasıl yıkayayım? Öyle bir leke kideğil bana. yeter kıyametin kopacağıüne değin gelip geçecek tüm torunlarıma.
Tek muradım. bütün yaratılmışların sahibi olan Tanrım. bu ayıpla yaşatamazsın beni. Ya alsın yeni doğmuş bütün kurt yavrularıyla birlikte canımı. kurt neslinin dalı yaprağı burada kesilsin. ya da adım temize çıksın.
Tek muradım. bütün yaratılmışların sahibi olan Tanrım. bu ayıpla yaşatamazsın beni. Ya alsın yeni doğmuş bütün kurt yavrularıyla birlikte canımı. kurt neslinin dalı yaprağı burada kesilsin. ya da adım temize çıksın.
224 sayfa
***ben bu satırları okuduğumda daha Nazan Bekiroğlu diye birini tanımazdım bile...e malum edebiyatçı değilim ne de olsa,okumakla edebiyatçı olunmaz, üstelik de yüzlerce yazar var... yıl 2002 ve bu yazarımızla tanışmama benim bir deneme yazımdan çok etkilenen bir dost vesile oldu...ona verdiğim denemenin tarzını Nazan Bekiroğlunun yazım tarzına benzer bulmuştu, tek kelime Nazan hanımdan okumaya ben...nasıl olmuştu...derken bana bu kitabı almamı önerdi, beni anlarsın o zaman dedi...aldım ve çok sevindim gördüğüme, dili dilime yakın bir gönül fethetmişti kalbimi...
belki abartılı bulacaksınız ama gerçek şu ki bu kitabın ilk sayfasını okuduğumda gözlerimde yaşlar sellere döndü...
elimden bırakamadım sonra da...
bazen aşkın büyüsü
bazen acının zehir zemrek yakışları...
bazen Yusuf oldum ağladım,
Bazen Züleyha oldum ağladım bazen kurt oldum inledim işte...
derken kervancı oldum sonunda
ve terk-i diyar eyledim kendi evrenimden
Yusuf ile Züleyha iklimine...
Kitabı bitirdiğimde ağzımda azıcık şiir tadı kalmıştı adeta...bir destan ki dillere...
işte bu vesileyle de
tavsiye ederim sizlere...
bir iyilik yapın kendinize...
içinizdeki sevgiye...
*tiyaro eseri olarak da izleyebilirsiniz bu müthiş aşkın destanını,
pekişir içinizde yaralar
kanamaz belki...*
eskiden aşk denince acı denince akla çöllere düşmek gelirmiş
aşkından
acısından
özleminden düşmek halden
düşmek çöllere birden
şimdi çöllere gerek kalmadı belli...
çöller daha huzurlu belki
sevgiler şehirlerde
sevgiler gökdelenlerde
sevgiler 2000lerde
daha yaralı
Yusuflar Züleyhalara
Züleyhalar Yusuflara sahip çıkmayalı
Aşklar madde karşısında pul
pullar başlara taç
gözler ille de aç olalı
sahip çıkmalı yüreklere
sahip kalmalı!
Değerli okurlarım,
yazılarımı yayınlamaya devam edeceğim, ilgiyle takip eden ve beni bu bloğa yazmaya tekrar heveslendiren gönül dostlarıma borcum olduğunu farkettim...
yazılarımı özleyen , özlemeyen, okuyan, bıkan ...her ama heeerkese sevgilerimle.
MUTLU KALINIZ İNŞALLAH DİYORUM...
MELEĞİNİZ
Merak ettim dogrusu! Okumak isterim,ıyı çalışmalar
YanıtlaSil