5 Eylül 2012 Çarşamba

NÜRNBERG VE ANKARA ÜZERİNE

 Uzun yıllarını Ankara'da geçirmiş bir Ankaralı olarak sizlere bugün Nürnberg'den bahsetmek istiyorum...Sonbahara dair görüşlerimi paylaştığım fotoğrafı da Almanya'da Nürnberg'e yakın bir gölde çektim, ismi konusunda biraz tereddütteyim...bilenler mail atarsa-ya da  akrabalarımdan öğrenirsem- hemen yazacağım, söz;)

Gittin, gördün de bize ne söylersin derseniz, Ankara'mızdan farkı ne ola derseniz gelelim karşılaştırmalar kısmına:

-İnsanı içine çeken bir yer Nürnberg....Ankara ise içinde yoğuran, herşeyiyle insanın iliğine işleyen...
-Nürnberg'de sokaklar inanılmaz temiz, düzenli...Ankara içinse: duacıyız belediyemize ki aynı özeni göstersin:) Sn. Melih Gökçek (Belediye Başkanımız) duy beni lütfeeen!
-Hayat Ankara'da çok hızlı, akıp gidiyor biteviye...Oysa Nurnberg'te yavaş ve sakin sanki...en azından ben öyle hissettim.
-İnsanlar daha titiz Nurberg'te...oysa Ankara bir miktar rahatlık, bir miktar koşuşturmaca içinde salaş...yetişme telaşı var ne de olsa...

-Bu arada bunlar da bizim yakışıklılar;) maşallaaaaaah, maşallllaaaaaaaah!Nerde kalmıştık efendim:
-Nürnberg'te bir bademli şeker yedim ki çok leziz...harika hatta! kahve içerken  yemenizi öneririm. Ankara'nın da bir simidi var ki İstanbul'da bulamazsınız...abartıyorsunuz diyenler çıkabilir: ben bizzat 2008 yılında, 2010 yılında araya araya bir hal oldum ve bulamadım canlarım!!!

Esmer simidi herkes Ankara'daki kadar güzel yapamaz. Ankara'da nerede yenir derseniz: bence Bakanlıklar'da YKM yanındaki Simit Kafe tam yeridir; nezih, lezzetli ve hızlı servisi ile öne çıkar.
-DEVAMI YARINAAA...


Demiştim ya biraz kültür, edebiyat diye:Biraz da şiire ne dersiniz?
Jorge Luis Borges'dan-

ANLAR
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
Ölüyorum...


 


Bazılarımızın yelkenleri suya indi sanırım...Hemen karamsarlığa kapılmak yok tabii ki...
bunları kıssadan hisse alalım diye ekledim, hayat eski eşyaları biriktirip yenileri özel günlere saklayacak kadar uzun mu sizce? Gerçi yüz yılı aşkın bir ömre sahip olanlarımız yok değil, Allah ömürler versin de, an'ı yaşamak varken eskiciliğe değer mi yani?

Yarın eskicilik, gereksiz biriktirmeler ve DONDURMA üzerine paylaşımlar yapacağım...Fena mı olur şööyle kepçe kepçe Maraş usulü dondurma??? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.

Etiketler

ELLER

ELLER beynimizin dışarıya uzanan yansımalarıdır derler bilir misiniz? eller soğuğun ilk durağıdır ruhtan sonra, - onun içindir ki eller...