2 Aralık 2012 Pazar

TANRIM DERT VERMESİN BAŞKA

Biraz yorgunuz belki
olsun sarılır dinleniriz aşkla
HAYATTA NE DÖRT DÖRTLÜK Kİ
TANRIM DERT VERMESİN BAŞKA!

Biraz kırgınız belki
olsun döneriz en başına
Aşk bu zaten. ..kim çözmüş
TANRIM DERT VERMESİN BAŞKA!


Size bir kaç haftadır beynimde çalan bir şarkıdan bahsederek açtım bugünkü paylaşımımızı...
konumuz şarkıların duygularımız üzerindeki etkileri ve aslına duyguları etkilemedeki gücünün de etkisiyle ne kadar çok hayatımıza şekil verdiği...dinlediğimiz müzik gerçekten bu kadar etkili midir diyenlerdenseniz şööyle bir düşünün bakalım...

Dönem dönem ayrılık şarkıları dönem dönem hasret, arzu, karşılıksız sevdaya dair mesaj veren şarkılar dönüyor müzik piyasasında, dinlenen müzik kanallarında, radyolarda...yol bitsin diye...spor yaparken...yemek pişirirken, duşta...
şarkı dinlemediğimiz yer var mı acaba?


mesela şuanda Hande Yener'den Teşekkürler şarkısı çalıyor ve birden bambaşka bir duygu tonu, bambaşka bir ilişki boyutu ve iletişim söz konusu: ayrılık için söylenen sözler mesela var bu şarkıda:
"Tanıdım zannetim seni 3 yılda
kalbime bahsettim o da farkında...
ayrılık aşkın sessiz kardeşidir
kim bilir hayatta kimin eşidir ...gibi sözlerle devam eden bir şarkı...

Eğer azıcık sözlerde bahsedilen duruma uygunsanız buyurun devamındaki sözlerden etkilenmeye...sanki şarkı sizi anlatmaktadır şarkı...sanki sizsinizdir anlatıulan...o halde şarkı ne demekte: "nasıl dedin teşekkürler..." demekte...yani:

al benden sana da teşekkürler, tak sepeti koluna o halde,
- madem gittin...haydiiii...dönme sakın geri...
düşünün ki karşı tarafa yeşil ışık yakacaktınız dönerse, etkilendiniz bal gibi işte, dönse de negatif artık cevabınız muhtemelen, yalnızlık muhtemelen sizi bekleyen, öyle ya aldınız gazı tek başınıza devam etmek üzere, kim tutar sizi.


"hadiii canım abartma, yok artık şarkılar hayatımızı yönlendiriyor öyle mi?"dediniz gibi...
inanın vardır bu tarz düşünenler..etkilenenler!
duygusal insanlarız biz Akdenizliler...Orta Doğulular...bu yüzden sakinliğimizi koruymazyız, her tür entrikaya prim veririz, duygusalızdır nitekim!


Bir dönem  evliliğe dair şarkılar vardı:
-"Sazımız olsun, sözümüz olsun:
Benimle evlenir misin?

-İlan-ı aşk ediyorum: benimle evlenir misin?
Beraber yaşlanmaya bir kalemde söz verir misin?

-Senden çocuğum olsun istiyorum

-Evlere şenlik kızınız var biizim de onda gözümüz var
Belki biraz da nazınız var
Almaya gelicez vallahi..."






işte insanlar bazen duygularının adlarını koyamazlar...vardır böyle dönemler, kendini dinlemeye vaktin yoktur, hayat çok hızlı akmaktadır belki, herşey üst üste gelmektedir bir de üstüne üstlük...sığınacak bir yer ararsın: işte sana sığınak:
ŞARKILAR...ŞARKI SÖZLERİ...


Trafik, yol bitmek bilmiyor, iş çıkışı... yolu çekilir kılacak şeyler: 
ya camdan bakmak, ya okumak ya müzik dinlemek..genelde müzik dinleriz, radyoda ne çalarsa o genelde..al sana duygu bombardımanı...
 -bazılarımız hiphop dinler, bazılarımız halk müziği- bazılarımız halk müziği olup olmadığı hakkında kararsız kaldığım saçma sapan, günü kurtarmalık, eski şarkıları katledip yeni sözler ekleyerek aklı sıra "çağdaş" bir yorum yapan müstehcenlik de içeren müzikler...

hele eğer dolmuştaysan, taksideysen ve şoförle muatap olmak da istemeyenlerdensen yol boyu dinlersin o neyi dinlerse...TRT FM tarzı suya sabuna dokunmayan ve hatta kültüre h,zmet eden bi,r kanal dinliyorsa yaşadın demektir...daha kaliteli müzikler duyarsın...Dinleme kardeşim desen de, duyarsın, kafan okuduğun kitaptayken bile dinler öğrenirsin şarkıdaki sözü, duyguyu..İSTEMEDEN!
bir keresinde Bahçelievler hattında bir dolmuşa binmiştim: ben ve arkadaşımartı  tüm dolmuş kötü bir ses kaydından şöyle sözleri olan bir şarkı dinliyorduk:
*-Bir kadın tanıdım çok ağlıyordu
gözünden sel gibi yaş akıyordu
teselli verecek dost arıyordu
eşinden ayrılmış bir haaaaali vardı..."


bizdeki gülümsemeler sönmüştü, hatta benim neşem bile kaçmıştı...arkadaşım ne oldu dedi, bilemedim ne olduğunu..bende de ne kulak ne ezber varmış değerli okurlarım..
tarfik akmıyordu, hava günlük güneşlik...sıcak bi yndan, dolmuş klimasız öte yandan..devam etti acıklı şarkı:
-evindeeeen ayrılmış bir hali vardı...
ayyy daral gelmişti sonunda bana: daha da ağırlaşan bir ses tonuyla devam ediyordu, şoför offf çeker ben içlenir...şarkı bittii...oooh diye sevinirken  birden başa almaz mı aynı şarkıyı, yemin ederim sinir harbi ve işkenceye uğradım sanki!

birden bir kornayla kendime geldiğimde senaryo yazıyordum kendi kendime,  inanın kadını imgeliyordu zihnim...35-40 yaşlarnda esmer, başında örtüsü elinde çantası kaldırımda ağlıyor...millet ona bakıyor, kötü adamlar pet-ydahlanıyor çevresindee...ve aaayyy içim daraldı!!!şarkı devam ediyor hala:
-acıdım haline elim değmedi...
 ve ben patladım:yeteeeerrr, imdaaat diyeceğim nerdeyse, arkadaş da şaşkın şaşakın bana bakıyor, zira konuştuklarına da cevap vermemişim, almış gitmişim Küçük Emrah'lı filmlere, Türk filmlerinin Nuri Alçolu  hallerine...

-şoför bey müziği kısabilir misiniz?
-rahatsız mı oldun?(babamın oğluymuşçasına rahat ve fütursuz...bu dolmuş benim edaları)
-evet, çok yüksek sesi ve konuştuğumuzu duymuyoruz bile- aslında  dert: beynin içindeki sesi bile duyamıyorduk, çünkü baskın duygu efkar ve beni çoktan bastı afakanlar-
-kısmaz-sam kısss-mam beee!!!!
cevap sert...bütün dolmuş da bir gerginlik tabii...ama ağzını açan yok, bir ben bir arkadaş...oysa sağımda solumda bıdı bıdı konuşup şarkıdan duyduğu memnuniyetsizliği anlatan bir çok genç var, ama tıssss....ses yok...ben atılgan gözü pek, vazife yapmanın edası içinde davamı uğruna cevap verirken:
-sizi belediyeye şikayet edeceğim...
-benden de selam söyle...
-plakanı alacağım..
-buyur al...dolmuş benim ne dinler dinlerimmmm yaaa...
- açın kapıyı ineceğim....sizi  saygıyadavet ediyorum falan felan derken....neşeyle  bindiğim bir yolculuktan sinir küpü ve moralsiz indim, beynimde ezik bir kadın, terkedilmiş, eşinden ayrılmış...
*ezilen ben oldum kadın sadece imajdı, ben yürüdüm 10 dakika o şarkının bunaltıcı atmosferi yüzünden.
bir şarkı öğrendim o gün, hiç de unutmadım, yaşantım vardı artık benim bu hususta.

Belediyeye telefon edip şikayet ettim:
sonuç aldım 55TL ceza yazılmış şoföre.

-"Ah bu şarkıların gözü kör olsun"diyen şarkı sözü yazarı boş yere mi demiş bu okkalı sözü, canı çok yanmış baksanıza!

SON SÖZ: dinlediğiniz şarkılara dikkat edin, kaderinizi çizmesin...

Bilinçaltınızı etkilemesin, dinlediğiniz müzik türüne dikkat edin değerli okurlarım.
nacizane görüşlerim bunlardır...
ÖRNEK 1.
Mozart dinlemek matematik zekasının artmasında etkili olmaktadır diyen bilimsel araştırmalar bile mevcut...unutmayın...

 ÖRNEK 2.
su kristallerine  bilimsel ortmada pop, arabesk, klasik müzik dinletilip sonra kristallere tekrar bakılmış:
sonuç: arabesk dinletilen kristaller düzensizleşen bir şekil almaya başlamış, şekli bozulmuş bir nevi...

klasik müzik dinletilen su kristallerindeyse daha muntazam büyümeler gözlenmiş...metal müzik dinletilen kristaller de bozulmuş...

Ben bahsederim sadece, inanmak ve uygulamak kısmı tamamen size kalmış okurlarım:))
hayat sizin, yol sizin....

Daha da ayrıntılı bilgi aşağıdadır. Teşekkürler Zinde Sosyal Gelişim Derneği

MERAKLISINA....:)
Tokyo’da bulunan HADO Enstitüsü’nün internet sitesindeki habere göre, insanların yaşam kalitesinin, vücutlarındaki ve yerküredeki suyun kalitesiyle bağlantılı olduğunu savunan Emoto, yaşama geçirilen pozitif düşünceler sayesinde insanın vücudunda yeralan suyun, kişiyi mutlu ve esen kılabileceğini bildirdi.

Araştırmaya göre, müzik terapisinin son zamanlarda popüler olmasıyla birlikte Emoto müziğin suyun yapısı üzerindeki etkilerini görmeye karar verdi ve iki müzik hoparlörü arasına birkaç saatliğine distile su koyarak suyun donduktan sonraki kristal formlarını fotoğrafladı.


Aynı tip su kristallerine önce Bethoven’ın pastoral müziğini dinleten Emoto, su kristalinin çok güzel şekillendiğini, Bach’ın “Air For The G String” parçası dinletilen su kristallerinin nispeten düzgün olduğunu, Heavy Metal müzik dinletilen su kristalinin ise tamamen şekilsiz ve dağınık olduğunu fotoğraflarla tespit etti.


Bu çalışmayla, düşüncelerin ve kelimelerin su kristallerinin formasyonları üzerindeki etkisini tespit eden Emoto, bazı sevgi ve nefret kelimelerini kasete kaydederek cam şişelere gece boyunca dinletti.


Bu deneyde ise sevgi, takdir ve teşekkür sözcükleri dinletilen şişelerdeki su kristallerinin çok simetrik ve güzel olduğunu, kin ve nefret sesleri dinletilen kristallerin ise tanınamayacak kadar dağınık olduğunu belgeledi. Japon bilim adamı Masaru Emoto, sitesinde yaptığı açıklamada,
*“Kelimeler doğanın titreşimidir, böylece güzel kelimeler güzel doğa, çirkin kelimeler çirkin doğa yaratır, bu da kainatın köküdür

yani hep derim ya güzellikler verirsek güzellikler yayılır evrene diye...işte o hesap ;=)

GÜNÜN ŞARKISI


hayır konserleri veren, mütevazı, sevimli ve iyi bir ses o bence Türk popunda..
Avusturalyada hayranı o kadar çok ki şaşarsınız:)

Bugünkü yazımı da onun son şakısıyla açtım madem işte size o güzel şarkı gelsin...


İşte sizin için Gökhan Tepe'den  Tanrım Dert Vermesin Başka! Destekleyen, omzunda bir dost eli hissettiren bir şarkı benim için.
*buğulu bakışlrla buğulu bir yorum gelsin hediyem olsun...
http://www.youtube.com/watch?v=BCffEsFROQU

BA-YIL-DIM!
çok ama çok sevdim, müziği harika, Gökhan harika, sözler o biçim...hayatta ne dört dörtlük diyor ama Gökhan beyefendi bu şarkı ve verdiği mesaj bana göre 4/4 lük...

Bu gün benden bu kadar değerli okurlarım...
kendinize iyi davranın ve dikkat edin...
blog yazarınıza da iyi bakın ki size iyi şeyler yazmaya çalışsın, daha çok moral dolsun:)))
SAYGIYLA EFENDİİM!
Gününüz iyi geçsin...

1 yorum:

  1. gerçektende çok güzel bir şarkı çok beğendim :)

    YanıtlaSil

Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.

Etiketler

NEREDE TRAK ORADA BIRAK :) zaten aşk bir trafik kazası değil midir meleğim:) 20-04-2024

GÜNAYYYYDIN:=))) BUGÜN bahar geldiğinin kanıtını yaşadığım nir güne meraba dedim, biraz güneş...biraz pus...bolca çiçek oh mis... polen:)ç...