9 Şubat 2013 Cumartesi

Veni, Vidi, Vici- ZİLE

Gecenin bir yarısından kocaaaman selamlarımla!
Şu an yoldan gelmiş, gözleri şehla bakan, gezmekten ayakları şişmiş ve tabanları pişmiş bir yazarınız var karşınızda haberiniz ola canlarım!

Geçen yazımda dedim ki çoook yorgunum, evden çıkmaya halim yok, ki gerçekti, ancak bir el bana öyle bir tokat attı ki; kalk ve gezmene devam et, yorgunluk yorgunluğu çeker, hadi kalllllksana! Dedi içimden bir ses, sonra ailem de bu soloya koro olarak eşlik edince ver elini ESkişehir!!!!!

Yaaa işte ne oldum demeyeceksin blog meleği ne olacağım diyeceksin! Sen bir aydır ESkişehire gitmeyi sayıkla sonra İStanbul için valiz düZ sabaha kar yağsın kar ve İStanbul gezisi yatsın, suratın düşsün!

görseniz nerdeyse kanepeye bağımlıydım son 3 gündür:( ve işte o güzel iç sesim bana ey kızım silkin ve kendine gel yahuuuu dedi;)))

ayyy bir sevindim bir sevindim, zira kendimi karbonhidrat ve çikolataya vermiştim, nerdeyse ETi BRowni yemekten  içimde koccaman browni ağacı çıkmak üzereydi ki o ses  yok mu o ses!!!
*Burdan içimdeki sese çoook teşekkür ederim!çok mutlu oldum ya!
Oooh be dedim! Ta ki amcamın sağlık sorununu duyana değin! Bilet yoktu dönebileceğim,çok üzülmüştüm ki biri geldi ve tek bir telefonla halletti, sağolsun!
*Amcam yarın anjiyo olaacakmış,sizden dua isteyebilir  miyiiiim?

Beni bekleyin anacığım!

Sadece ESkişehir değil;Viyana, Prag,Budapeşte,Bratislavaaa! Buraların daha yorumunu yapadım,ilk fırsatta söz olsun size!bi dolu fotoğrafım var yine...

Gayri dayanamam ben bu yorgunluğa, ya beni uyutun ya siz de uykusuzluğuma paydaş oluuun:))
Bendeki azim de yani!!!  anlayıverinn gaari,   dayenemeyom gaaari!
Seferi sayılırım zati!
Kaçıverem bari;))

 DÜZELTME: Haberlerde izlemiştim ve pek üstünde durmamıştım: BAŞLIKTA KULLANDIĞIM VENİ, VİDİ,VİCİ sözü Türk Patent Enstitüsünce patentlenmiş diye duymuştum.

Bugün merak ettim ve gerçek bir haber olduğunu gördüm. Buna göre Zile Belediyesine sevgi ve şükranlarımı sunarım, başlığa ZİLE diye ekleyeceğim. NEDEN Mİ?

"Tokat'ın ilçesi Zile'nin Belediye Başkanı Lütfi Vidinel, Roma İmparatoru Julius Sezar'ın, Tokat'ın Zile ilçesinde söylediği "Veni, vidi, vici (geldim, gördüm, yendim)" sözü için Türk Patent Enstitüsü'nden marka tescil belgesi aldı. Sezar'ın Zile'deki 4 bin yıllık tarihi kalede söylediği sözün marka tescili için 2.5 yıl uğraşan Başkan Vidinel "Bu tescili Şubat ayında aldık, bu sözün tescili 10 yıl boyunca Zile Belediyesi'ne ait" dedi. Julius Sezar'ın Roma'dan Zile'yi almak için geldiğini ifade eden Vidinel, tarihi olayı şöyle anlattı: "Pontus asıllı Basforos Kralı 2. Pharnake ile Zile Altıağaç mevkisinde çok kanlı bir savaş yapan Sezar binlerce askeriyle Zile'ye geliyor. Pontuslularla yaptığı savaşın ardından Zile Kalesi'ni alıyor. Yanında bulunduğumuz taşa, tarihin en kısa sözü olan 'Veni, vidi, vici' ifadesi ile övüncünü Roma'ya bildiriyor. Sezar'ın söylemiş olduğu bu söz tarihi bir hakikattir." 'Veni, vidi, vici' markasını belediye olarak kültür ve turizmde kullanacaklarını bildiren Vidinel, şöyle devam etti: "Dünyanın her yerinde satılan bir sigara firması, ambleminde Sezar'ın Zile'de söylediği sözcüğü kullanmakta. Bu sözün tütün ve tütün mamullerinde kullanma hakkı sadece Zile Belediyesi'nde. Biz firma ile görüşeceğiz. Sözün yanına ya 'Zile' yazacak, ya da sattığı her sigaradan, hukuki zeminde, yarım kuruş da olsa almak için gayret göstereceğiz. Elde edeceğimiz parayı, sigaradan dolayı sağlığını kaybeden insanlarımızın tekrar sağlığına kavuşması için harcayacağız." 15 Nisan 2012, Sabah gazetesi.*işte size neden...*

Tebrik ederim yani Zile Belediyesini, 2 yıl kadar uğraşsa da başarmış!
Bugün Ayna adlı programda gördüğüm kadarıyla el yazması Kur'anlarımız ne yazık ki İrlanda'da bir müzede sergilenmekteymiş...ve daha neler neler kaçırılmış yurdumuzdan...NE ACI!

YAĞMALANAN KÜLTÜRÜMÜZ İÇİNDE ÇALIŞIRSAK BÖYLE ZİLE BAŞKANI  GİBİ BAŞARIRIZ DOSTLAR, BAŞARIRIZ!!!

7 Şubat 2013 Perşembe

ERKEN BAHAR DEDİĞİN*2*

herkese koccca kocca selamlar olsun efendiiim:))

Bu güzel ve açık havalarda eve tıkılıp kalanları anlamıyordum ta ki yorgunluğun aşırı dozunu damarlarımda hissedene değin...
Dostlar bir yorgun bir yorgunum ki sormayın...deseniz ki en sevdiğin sanatçı kapının önünde konser verecek...aşağı inecek halim yok  3-4 gündür...olsa olsa cama kadar yürüyebilirim...

-Ehtiyarlık bu olsa gereeek netekim :((ihtiyarlık demişken:

-ayyy kıyamam ben size, ne de masum bakışları var...içim ezildi vallaa...oyyy oyyy....

-TRT Haber' de bir dizi-belgesel var: Ömür Dediğin...altta linkini verdim, bir film var isterseniz bir bakın...
                     http://www.youtube.com/watch?v=UoIsoDUJaak
-arada bir, sinirlerim kaldırabildiiğince daha doğrusu, izliyorum.
 Ömrünün erken baharında 8 bebekli bir genç kadın olan bir ninecik- biz adına Hüsna diyelim, işte Hüsna nine 8 oğlanım var, amma 8'i de yok dedi...vefasızlarrr, hayınlar...
-yapayalnız Hüsna nine...

*Allahım bizleri de hain evlat yapma noluur...
büyük konuşmak istemem ama ömür dediğin iki adımlık yol be dostlar...bir adımını attın, madem geri kalanı da değer bilmekle at ki işe yarasın!

Hüsna nine ölmek için çok yalvardığını ama ölemediğini,devletin verdiği 280 tl ile hayatta kalmaya çalıştığını, "irezillik" çektiğini anlattıkça bir kötü oldu içim...
"Simitçi simit ilen çay getirü, onlan beslenirüm!" demesi, üzgünlüğü, 80li yaşlara rağmen direnişi...off offf...
-işte Leyla ile Mecnun diye ben bu ikiliye derim.

-madem üzülüyorsun izleme diyenler...biz de bir gün ihtiyar olacağız, biz de bu duygulara belki düşeceğiz...olmasını istemem ama empati kuralım, birinin çığlığını duymak da bir şey değil midir, belki ben yardım ederim belki decek birisine vesile olurum...neden olmasın...

-hep böyle genç, iri, diri ve hoş mu kalacağız değerli okurum...zaman hiç mi uğramayacak erken baharlarımıza...
-BUNLARI NEDEN YAZDIM SİZCE?

 
-14 şubat çılgınlığına son verip Hüsna ninelere biraz el uzatsak???
-Şu anda dinlediğim reklamlarda sevgililer gününün kapsamını tamamen "duygusal sebeplerle" anne-baba- ebe-nine- dede güruhunu da ekleyen sevimli PAZARLAMACI TÜCCARLARA duyurulur!


Dünya gündemi de pek iç açıcı değel ne yazuk ki...Başbakanımız Prag'taydı, gezdi gördü, iyi ilişkiler kurdu, biz Pragla maç yaptık...noooldu: yine zayıf futbolumuzla zayıf  motivasyonumuzla çıktık sahaya...


-Yani laf aramızda milli maç izlemek zevk vermez oldu, baskette biraz umudum vardı, onu da yeller aldı canlarım, son dakika afallamak huyumuz mudur nedir...kalbim dayanmıyor stresine.

-Dünyanın emeği veriliyor da neden olmuyor sizce canlarım?
-ezik miyiz be biizzzz?

-Suriye karışık yine, oturup müslümanın müslümanı ezmesini, öldürmesini izliyor uluslar arası örgütler...ortalık karışsın diye  tırnak kaşıyorlar zateen...Bu sözüm ona barışı koruyan uluslar arası örgütler neden bunca kaplumbağa hızında ilerler binlerce Suriyeli, Iraklı, Lübnanlı....vb. ölürken!?

"Arap Baharı" diye ad koydular...tabii size göre baharsa?...

-bahar dediğin ne açıdan baktığına bakar!

-eğer bu baharsa yazı düşünebiliyor musunuz a dostlaaar!

-üstelik onlar demokratikleşme, özgürleşme dedikçe namludan kurşun fışkırıyor...yoksa o kurşunlar kan gülleri ve gölleri yaratmadıkça birilerinin kirli keseleri dolmayacak da onun için mi bahar???

-benim erken bahar dememden sebep SADECE iklimle alakalı...gerçi benim sevinip dökünmem de hatalı Dünya iklimi ve küresel boyuttaki iklim değişikliği açısından...aslında kış günü bu güneş de nerden çıktı deyip dellenmemiz gerekmez mi? ayyyy utandım yani şimdi bencilliğimden...

-e öyle ya, lapa lapa kış görmeden Ankara'da bu neyin baharı be kuzularım?


KC GÖKSU

-ozon tabakası delinmiş!
 -vallaaa ben delmedim....hepimiz bu moddayız artık.

-Ahanda size baharımsı kış manzaraları....


Bilimum hayvanlar güzel havalara aşık...
ne demiş Orhan Veli:
 BENİ BU GÜZEL HAVALAR MAHVETTİ...

GÜZEL HAVALAR
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
-siz siz olun yenisini bulmadan işinizden istifa etmeyin canımcıklarım, emi?




GÜNÜN MÜZİĞİ
Şu anda dilemekte olduğum Leyla ile Mecnun şarkısını sizlere de dinleteyim istedim, gerçi ben sözsüz halini dinledim ama bu da güzelmiş.
Can Atilla bestelemiş...Zara seslendirmiş.
Bu arada yeni albümü çıkmış Can Atilla'nın...

bugünlük benden bu kadar canımcıklarım...
görüşmek üzere...

6 Şubat 2013 Çarşamba

ERKEN BAHAR FOTOLARI

ERKEN GELEN BAHAR...

Sevgili okurlarım merhaba,

sizleri unuttum mu sandınız yoksa yazmadım diye...aaa...olur mu hiç...

sadece erken gelen bahara kaptırdım fena halde kendimi, yelken açtım daha çiçekleri görmeden, kışı bitirmeden...


öyle ya sürekli kapalı bir gökyüzünden açııık temiz ve de sakin bir havaya geçmek en çok özlediğim şeylerdendi son sıralar...





yazarınız azıcık tembellik etti, kabul, ama hiç de boş durmadı tabii...
gezi, gördü, fotoğraf çekti ve sırası geldikçe de paylaşacak söööz:)
barıştık mi? hadiiiiii...barışalım.


her yerde sevgililer günü arkadaş, olan var olmayan var...ayıp ama...
bir çok alışverişi abartmış durumda olayı, sanarsın bayram geldi....
kalpler, ıcıklı vıcıklı süsler...kırmızı tonlarının hakim olduğu vitrinler...
AŞKI KIRMIZIYA İNDİRGEMEK NİYE????????

neyse, amaaan bana nesine ne de...kırmızıyı da severim, amaç  o halde muhalefet ollmak mı?-HAYIR!

-kırmızıyı aşırı barındıran ortamlar aşk yerine zamanla kzıgınlık yaratır da ondan bu isyanım...

isyan dedim de Halil Sezai abimizin şarkısı isyanı söyleyen bir bacımız var: off ya bu ne yorum dedirtiyor insana...sizden uzak kaldığım günlerde arada bir dinleyiverdim canımcıklarım, ama bugün sizlere de dinleteceğim ya....

efendim Hacı Bayram Camii, Ankara Kalesi, Kuğulu Park, Tunalı Hilmi Caddesi, Mogan Parkı derken turladım birazcıcık ...yeyip içtiklerim  bende kaldı da bu görüntüleri de size yadigar bırakıyorum, gözlerinize....
bakalım beğenecek misiniz? zira o kadar çok foto çekiyorum ki hafıza kartı dayanmaz oldu, isyanda.
kemikten salıncak, iyi fikir...yer Mogan Gölü Parkı.
Çocukluğun 3tekerlekli bisikleti de bir efsane değil midir a dostlar...
minicik bacaklar uzanamaya uzanamaya çevirirken pedalı hiç büyümesinler ister insan....

hava güzeeel mi güzeeel, ohhh be!

özlemişiz doğayı...
Ankara Kalesi işte burada...

eski Ankara evlerinin restore edilmiş hali...

Hacı Bayram Veli'nin Ulustaki türbesinin içine giremedim, çünkü saat 5'te kapanıyormuş, izin istesem girebilirdim belki ama Samsun'dan gelen bir aile hiiç görmediklerini söylediği için önceliği onlara vermek gerekirdi, kendimi ev sahibi olarak gördüm biraz.



Hacı Bayram veli türbesinin kapısı...
çok estetik değil mi?
Bu evlerde hayat var bence...şirin, temiz ve sıcak bakıyor sanki hayata:)beton yığınlarına hapsettik dünyayı, beton aralarında çimleniyor çiçekler...

akşam bir başka güzel manzara...

Hacı Bayram Veli Camii ve Augustus Tapınağı kalıntısı el ele vermiş bugünü seyreder gibi...Antik Romadan kalan sütunlar da var elbette.


Ankara 'dan güzel görüntüler yayınlamaya devam edeceğim değerli okurlarım, şimdilik bu kadar :) 


GÜNÜN ŞARKISI


isyaaaaan....bir ağıt, bir aşk acısı şarkısı...günlerdir her yerde duyuyorum, dinlemeyenlere yeni bir ses...AYDA MOSHARAF.


Aşağıdaki linkte de Halil Sezai'nin isyanı, bakın bakalım canlarım sizce kim daha güzel, özel ya da içli okumuş?
Halil Sezai PARACIKOĞLU...seveni çok, garibanından tutun da en zengine değin bir dinleyici yelpazesi var...onu bulunduğu yere getiren özellikle de Ankara ve Eskişehir'deki canları, sevenleri...kendisi öyle ifade etmiş.


Halil SEZAİ. Şarkının asıl sahibi, demiş ki: "benden daha içli söylemiş"
Bakalım bu içli isyan ne kadar sürecek ve Ayda Hanım bu güzel sesi zirveye taşıyacak mı?( bence taşır, yeter ki kendi olmaya devam etsin.)

İsyan etmeye gidecem de Ankara'da seslenecek deniz yok...Bari bir göl kenarına gideyim de bu şarkının üstüne oooof offf çekeyim!

Ben gidiyorum gayri   dostlar...özleyin beni balalarım  e mi? 

Etiketler

KEDİDİR O KEDİ :))