10 Nisan 2013 Çarşamba

UNUTKANLIK VE BEYİN YORGUNLUĞU

MERHABA DEĞERLİ OKURLARIM,

-keyifleriniz yerindedir inşallah...
-her şey yolundadır...

-"Mutluluklarınızı unutmaz, mutsuzluklarınızı hemen unutursunuz inşallah"  diyerek konuma girmek istiyorum, sahi neydi konu...şeyden bahsedecektim size, şeyden, adı dilimin ucunda ama beynimin arka lobunda sanırım:( buldum buldum...unutkanlıktan bahsedeceğimi unuttum işte...

*Bugünlerde bu serzenişleri çok duyar oldum:
-ayyy  arabanın anahtarını nereye koyduğumu unuttum!
-hiii, evin anahtarını kapıda unutmuşum!-ki en risklilerden biri budur-
-seni aramayı unutmuşum Şeracettin ağbi...eyyy affet emi?-dikkat yalan kokusu var mı seste: Dikkat ey okurlarım! belki aramak istemedi seni Şeracettin abiiiğsi;)neden olmasın? kaldı ki gerçekten unutsa bile kökeninde belki de duygusal bir sebep var, ya da maddi...

***Örneğin:
-borç veren unutmaz
-borç alan unutur...
-borcunu istersin: senden kötüsü yoktur, bunşlar kuraldır yani, ben de öğrenmiş oldum***

-UNUTKANLIK!
kimi zaman baş belası unutkanlık, kimi zaman hayat kurtaran unutkanlık...
nitekim unutmadığımız şeyler yüzünden de acı çekeriz canımcıklarım!
-Olayın yoğunluğu önemlidir unuttuğumuz konuda...
- Günlük hayatın stresi yorar beynimizi,
*elektromanyetik alanlarda çok fazla zaman  geçirmek,
-dengesiz beslenme,
-iyi dinlenememe,
-iyi uyuyama,
-oksijen yetersizliği gibi sıkıntılar etken. Konunun nörolojik boyutu iseaşağıdadır efendim.İlgilisine duyurulur!


MERAKLISINA:

UNUTKANLIK VE BEYİN YORGUNLUĞUNA DAİR

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, günümüzde cep telefonları, e-postalar, İnternet'teki sayısız sosyal mecra, trafik gürültüsü, iş yoğunluğu, kalabalık şehir hayatı derken, beyin yorgunluğunun pek çok kişi için, şiddeti giderek artan bir problem haline geldiğini söyledi.


"21. yüzyıla kadar beynimizin kontrolümüz dışında olduğuna inanılıyordu" diyen Dr. Yavuz, "Beynin kendi kaderini yine kendi belirlediği ve beyine dışarıdan müdahale imkânının çok sınırlı olduğu düşünülüyordu. Hâlâ bu inanışa sahip olanların sayısı bir hayli fazladır. Ancak artık bu düşünce değişmelidir. Ben 20 yıldır beyin konusunda çalışan bir doktor olarak, bilimdeki gelişmelerin ışığında, alzheimer ve diğer demans türlerinde hasta sayısı artsa bile, gelecekte hastalığın tedavisinde daha etkili olabileceğimizi düşünüyorum.

- Beyin hakkındaki iki çok önemli fikir çürütülmüştür. Biri, beynin çocukluk çağlarından sonra gelişmediği ve değişmediğidir. İkincisi ise yaş ilerledikçe beyin hücrelerinin giderek öldüğü ve gittikçe sayısının azaldığıdır. Bugün artık biliyoruz ki, çeşitli terapi ya da tekniklerle veya beyin egzersizleri ile hücreler arası yeni snapsisler (bağlantılar) oluşabilmektedir.


-Ayrıca beyin hücreleri yaş ilerledikçe ölmemekte, sadece hacimleri küçülmekte ve fonksiyonları, sinyal gönderme özellikleri azalmaktadır. 70'li yaşlara gelindiğinde beyin kan dolaşımı yüzde 20-25 civarında eksilir. Bu azalma nöronların küçülmesinden dolayıdır. Çünkü daha az doku, az kan dolaşımı gerektirir. O halde nöronların, hacimlerindeki azalmayı yani atrofiyi durdurabilecek yeni tedaviler geliştirebilirsek, beyin yorgunluğunu ve yaşlanmasını, haliyle demansiyel sendromları ortadan kaldırabileceğiz.

-Günümüzde insan beyninin ömrü en fazla 120 yıldır. Yani 120 yaşına ulaşan hemen herkes alzheimer olmaya mahkûmdur. Gelişen sağlık teknolojileri ve teşhis imkânları sürekli olarak ortalama yaşam ömrünü uzatmakta ama en fazla 120 yaşına gelince beyin durmaktadır. Bu yüzden ne yapıp edip beyin ömrünü uzatacak tedavi teknikleri ya da ilaçlar keşfetmek zorundayız" ifadelerini kullandı.

-Bir beyin hücresinin işlevselliğini kaybetmesi için metabolizmasının yavaşlaması ya da durması gerektiğini kaydeden Yavuz, "Eğer hücrenin metabolik aktivitesini devam ettirebilirsek onu fonksiyonel hale getirebiliriz. Nitekim Alzheimer hastalığı ile ilgili yapılan PET ve SPECT çalışmaları, öncelikli olarak hafıza ile alakalı beyin kısımlarında metabolik yavaşlama olduğunu göstermektedir.


-Hatta hastalığın asıl sebebinin bu metabolizma düşüklüğü olduğu iddia edilmektedir. Diğer taraftan günümüzün modern ve popüler tedavi tekniklerinden olan TMS (transkranial manyetik stimülasyon) uygulamalarının tedavi yapılan bölgede metabolizmayı normale getirdiğini, yine PET araştırmalarından bilmekteyiz.
-O halde Alzheimer ve diğer demans hastalarına, önce PET çekilip sonra metabolizma düşüklüğü olan beyin bölgelerine TMS uygulandığında, hastalığın temelden tedavi cihetine gidilebileceğini düşünmekteyim. Özellikle başlangıç dönemindeki hastaların bu tedavi ile tamamen düzelebilme şanslarının bile olduğu kanaatindeyim. TMS uygulamaları, sadece alzheimerda değil, unutkanlık ve beyin yorgunluğu durumlarında da çok işe yarayabilmektedir. Son yıllarda beslenme şekillerinin, beyin ve beden yaşlanmasını çok etkilediği yönünde neredeyse bir fikir birliği oluşmuştur" diye konuştu.

-Bir kitapta okumuştum: mutlu bir hayat sürenler beyin sağlıklarını da garantilemiş sayılıyormuş bir nevi a dostlar...mutlu bir beyin daha işlevselmiş ve daha uzun sürüyormuş yaşlanması...demek ki neymiş. mutluluk bir kez daha sahip olunan en kıymatlı şeyimiş!!!



BEYİN YORGUNLUĞU

***'Beyin yorgunluğu'na değinen Dr. Yavuz, "Beyin yorgunluğu, yaşa bağlı bellek bozukluğundan ve alzheimerdan farklı olarak sadece yaşlılık problemi olmayıp her yaşta görülebilir.

- Düzelebilen bir tablodur, beyin yorgunluğuna neden olan faktörler giderilince iyileşme olur. Beyin yorgunluğunda en çok karşılaştığımız şikâyetler:
- unutkanlık,
-odaklanamama, konsantrasyon eksikliği,
-algılama eksikliği,
-öğrenme ve ezberleme zorlukları,
-beyinde ağırlık hissi,
- dikkatsizlik,
-tahammülsüzlük ve çabuk sinirlenme gibi belirtilerdir.


***Yeni şeyler öğrenmede problem vardır.
-Beynin kayıtlama merkezi alzheimerdaki gibi bozulmamıştır ancak yeni bellek kaydında gecikme ve zorlanma vardır.
-Kişi, okuduğu şeyleri anlamak için tekrar tekrar okumak zorunda kalır. Kitabın bir sayfası okunurken, bir önceki sayfaya sık sık bakılır.
-Ezber yapmak zorunda olanlar için daha da farklı bir sıkıntı vardır. Bunun için her zamankinden daha çok zaman harcanır" .


Bugünlük bu kadar değerli okurlarım...kendinize iyi davranın..
bloğunuzu okumayı unutmayın efendim:)
saygıyla efeniiim, esen kalınız!
Bloğunuzun Meleği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız ve görüşleriniz bizim için değerlidir, paylaşımlarınızı bekliyoruz.

Etiketler

KEDİDİR O KEDİ :))