13 Ekim 2012 Cumartesi

Siz siz olun: SİZ olun:)

KENDİNİZ OLMAK İÇİN

SİZ "SİZ "OLUN

Kendiniz olmak ne zordur  dünyada..espirilerinizi anlamayanlar, sesinizi beğenmeyenler, saçınızı çok beğenip tarzınızı taklit edip klonunuzmuşçasına ortalarda gezinenler, sürüden olup da siz olmaya çalışanlar, sizi sürüdenleştirmeye çalışanlar, suratınızdan gülümsemeyi silmeye çalışanlar, sokağınızdaki  ışığınızı karartanlar, yolunuzdan çevirmeye çalışanlar...

Kastettiğim kendiniz olma durumu ille  marjinal olmak değil ama seçim sizin tabii:)
X-raydan nasıl geçeceğim diye düşünmemiş bu beyefendi:)
Kastettiğim: yemek yapma tarzınıza laf eden ama tek bir yemeği yapmayı başaramayanlar...
resim yapamayıp elinize her kalem-kağıt alışınızda gülenler,
evinizi, eşyanızı eleştiren ama sizin  eleştirel sözlerinizi zul görenler,
sizi siz yapan anılarınızı kendince yorumlarla küçümseyenler,
toplumsal duyarlılığınıza takılanlar,
yoğurt yiyişinizi hazmedemeyen hazımsızlar...
politik görüşünüzü sinsiremeyen gastrik vakalar...
ooooo...say say bitmez bu liste!kısacası: sizi siz olmaktan çevirenler...çevirmeye çalışanlar!


şekil 1.a-Bu bey  pala Remzi diye nam salan amcalardan...
şekil 1.b-yaşayan en küçük kız-parmak kız ve anneciği - kardeşi


belki aşikar hatalarınız vardır ne biliyim, bilimsel bir sebeple size karşı geliyordur karşınızdaki, ya da çok acil karar verdinizse size tehlikelerin farkında olup olmadığınızı anlatmaya çalışıyordur...
yani masumcadır, amacı kararlarınıza saygısızılık değildir de sizi kollamaktır: işte bu iyi insanlar sözüme alınmayacak tayfadır efendim, benim sözüm sizi ısrarla siz olmak yolundan çekiştirenlere!
durun bir dinleyin derim, niyetini bir sorun, gözlerinin içine bir bakın...
sonra mı.....evet haklı dedikleriniz varsa alın o görüşleri ve kendinize katın,
yoksa devam edin yolunuza...

her eleştiriden bir ders çıkabilir tabii ama bu söyleyene de bağlı :)

hepimiz ilmek ilmek kendi motifimizi oluştururuz ömrümüz boyunca aslında...her insan ayrı bir hikayedir...
EBRULİSİN EY İNSANOĞLU...
tek düze olmak bize göre değil aslında...


şekil 1c- Ağaç adam-not: bir çeşit hastalıktan muzdaripmiş...Not: şaka değil fotoğraftaki görüntü anlaşılan.
siz olma yolunda bir yolcusunuz unutmayın...

tabii ki acılarınız olacak: hem de belki köpek uluması gibi ağlatacak kadar derin bir acı olacak, tırnaklarınızın kanı çekilecek, gözyaşınızı tüketecek belki o acı....kuruyacak gerçekten de gözyaşınız, tıkanacak göz yaşı kanallarınız....üzülmeyin çaresi var....5 dakikada açıyorlar o kanallları, gözyaşlarınızda zamanla yeniden akar...ağlamaktan da korkmayın, yenilmekten de...

yenmek varken, yenebilmek varken, başarabilmek varken de yenilin, atalete kapılın da denmez tabii kimseye.

korkmayın..siz aynı insan olduktan ve duygularla sarılı olduktan sonra...
acılar zamanla yoğunluklarını kaybedecek, kaybetmeye de mahkum...

siz olma yolunda pişmanlıklarınız olacak, normal...
keşkelerle türküler yakacaksınız belki,  neden olmasın?

zaferlerinizde olacak hep sakın unutmayın!!!Edison kaç defa reddedilmiş, kaç yüz defa  denemiş ampülü bulana dek, kaç gün eve kapanmış hırsla...AMA BAŞARMIŞ DEĞİL Mi? vazgeç diyenlere uymamış iyi ki.Belki başka Edisonlar bulacakmış o bulmasaymış, ama özel olmak, kaşif olmak Edisonun eseri olmuş.

Sizi siz eden aşklarınız olacak, belki kavuşamayacaksınız ama olsun, olacak...yaşayacak anılarıyla taze veya bayat...belki aşkınızın karşılığını alacaksınız, belki alamayacak...

-öyle ya sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevmek zorunda mı?!

anlam katacak hayatınıza geçmiş sevdalarınız, flörtleriniz, komşu kızları-oğulları, eşleriniz, işleriniz...onun uğruna hem reddettikleriniz, hem kabul ettikleriniz..

korkmayın siz " siz"  olun!
fenerli bir ailede beşiktaşı tutmak ayıp değil, muhafazakar bir çevreden liberal çıkması da günah değil...tam tersleri de aynı şekilde olağan.

karar verdiniz mi arkasında durun yeter ki...Kolay değil öyle siz oluvermek, hop diğye de olunmuyor tabii ki... Sizin gülüşünüz, sizin yaşam tarzınız olsun...hayata bakışınızi, bir duruşunuz olsun.

Çocukları da birer prototip yetiştirmeyelim kendimizle.Bizim kopyamız olmasınlar, istemeyin bu kötülüğü onlardan...sizin yapamadıklarınızı çocuklarınıza miras bırakmayın nooolur! Bazı giyim markaları sanki çok lazımmış gibi anne-kız elbisesi  yapmış bir örnek, ne anne anne gibi, ne bebek bebek gibi içinde...Ya anneyi miniltmişler, ya bebeği büyütmüşler plilerle, süslerle, ekoselerle...Aynı durum babalar için de geçerli...teee 300 metreden baba-oğul seçilebilsin diye bir örnek elbiseler*büyük konuşmayım ama ben istemem yaaa...


-bir de köpeğiyle-kedisiyle aynı süveterleri giyenler var, yorumsuz bırakıyorum artık, varın siz anlayın...
yani şu hayvancağızlara bakar mısın efeniiim, sizce mutlular mı? kendileri olabilmişler mi?!doğalarına uygun mu şu halleri...


hayatım boyunca istememişimdir  herhangi birinde, ya da çok ünlü birinde olan elbisenin aynısından, bu da benim tarzım belki...ama konfeksiyon, terzilik, giyim sanayii, annelerimiz, örgücüler, modacılar, stilistler, kuaförler vb. bir örnek olalım  diye mi çalışıyorlar Allah aşkına? SANMIYORUM.

GÜNÜN ŞARKISI

Zühre olmak da ayıp değil Tahir olmak da desin mi  VOLKAN KONAK?


Bana bu şarkıyı bloğa koymamı onun bugün kullandığım şu sözü ilham etti:
"Sen elmayı seviyorsun diye o da seni sevmek zorunda mı?..."türü bir cümle var içinde, işte o cümle.

HOŞ GELDİN KADINIM DİYOR KENDİLERİ..HOŞGELDİN!!!
http://www.youtube.com/watch?v=pJKRCvdUtps

Büyük aşklar olmasa ne şarkı, ne türkü, ne resim, ne edebiyat...olmayacak herhalde..
VAR OLSUN BÜTÜN BÜYÜK AŞKLAR DİYORUM BU VESİLEYLE!

11 Ekim 2012 Perşembe

KISA YOLLAR

HAYATIN AKIŞI

Su gibi akışkan birşeydir hayat
su gibi aziz...
musluklardan akar ellerine hergün...

televizyondaki haberdir hayat...
doğar büyür, ölürsün derler de
büyümenin sonu nedir söylemezler,
akışa yayılmıştır  yazgın oysa ki...


bazılarımız küçük yaşta büyür, olgunlaşıverir
bazılarımız gelir seksenine büyümek bilmez...
yaşlanmak demiyorum dikkat ettinizse:
"büyümek"  diyorum.
büyümek, eskimek de değildir oysa ki...

10 Ekim 2012 Çarşamba

BEGONVİLLERİN ÖLÜMÜ

 Guruba  adını yazmıştım
Begonviller dökülürken
Ellerimde titreyen aşkının ızdırabıydı
Oysa  sensiz dondurma yemeyi bırak
Su bile içmek istemezken ben
Begonvillerimi öksüz bırakmadın mı?!

Susmadı mı martılar benim yalnızlığıma
Burgaz adada
Susmadı mı çıngıraklar
Faytonlarda…
Duvarlar üstüme üstüme
Gelmedi mi hani
Begonvillerim ölmedi mi?

Ezici bir yağmur akmadı mı gökten tüm yetimlere
Beni bırakmadın mı
Üç kuruşluk ümitlere
Yakmadı mı gırtlağını
Odu yanan kalbimin
Susmadı mı vapurları
Sensiz duran iskelenin…

İNSANIM...


İNSANIM

ellerimi uzattığımda ellerimi tutacak dost lazım
gözlerim yaşardığında durduracak
azığını benimle paylaşacak dost lazım
-insanım...

9 Ekim 2012 Salı

VEEE, İŞTE 2000 :))

9 EKİM 2012 SALI
2000 Dedik dostlar

2000 SAYFA GÖRÜNTÜSÜNE ULAŞTIK SEVGİLİ OKURLARIM

7 EKİMDE BAŞLADIĞIM YAYIN HAYATIMIN 1 AYINI GERİDE BIRAKTIM VE 1 AYDA 2000 OLDU SAYIMIZ.
Yaşşşasınnn:))

O zaman pastalar da bendeeeen:)

- Şekerim diyetteyim, yok  mu şöyle daha az kalorili birşey diyen okurlarıma..
 işte şeker ikramım, bu şekerler çok ünlü Orta Avrupa taraflarında, görselliği süper değil mi?

Tabii biraz buruk bir sevinç benimki...

 Kara haberleri duydukça içim de kararıyor benim, sizler kadar...
Gidişata ben de üzülüyorum, belki sizden de çok...
Dünyada tabii ki iyi de var kötü de, boynumu benim de büküyor sıkıntılar..
Savaş yanımızda, hatta içimizde, yöremizde...Nolacak bu dünyanın hali sözü dillerde...Ama hiç düşmemiş ki bu söz zaten dillerden!
teee Sümerliler devrinde bilem var ımış kavgaynan gürültü, falaka, ceza, kötülük, edepsizlik...işte örneği: Sümerli bir gencin başından geçenleri yazdıklarının kitabelerden çevirisi.
SÜMERLİ LUDİNGİRRA!

 GÜNÜN KİTABI

SÜMERLİ LUDİNGİRRA
Ben  üniversitede okuıdum bu kitabı: Muazzez İlmiye Çığ'ın.
 Dönemini  aynı bizim dönem gibi anlatmıştı ordaki karakter de, şaşırmıştım, bir öğrencinin dilinden okulda, toplumda, ailede yaşananların yansıması olan bu kitap ibretlikti benim için.

MERAKLISINA NOT:Her ne kadar Muazzez İlmiye Çığ hanımefendinin Sümerolog oluşu, işleri, kimliği vb. tartışılsa bile bu eserin çevirisi ona ait, bence insanları kategorize etmek yerine anlamaya çalışmak, işini yapmasına izin vermek ve olaylara politize olmayan çerçeveden de bakabilmek gerek.
Türkiye kalkınamıyorsa bu bakış açısı darlığından. Biz bir değer oluşturmak yerine varolan değerlere de sürekli dil uzatıyoruz, sürekli aşağılıyor, alay ediyoruz!
VAZGEÇELİM DOSTLAR VAZGEÇELİM, ÇOCUKLARIMIZ İÇİN VAZGEÇELİM, BÖYLE GİTMEZ DİYELİM!

Nerde kaldım?
Gördünüz mü konu nerelere geldi, gerçi iyi de oldu, bu sayede bir kitap tanıttım sizlere:)))


Filiz: Ne o ağlıyor musun yoksa, şaşkın?
Ayhan: Ne ağlaması, gözüme duman kaçtı...
Filiz: hadi, hadi sen de sevinçlisin biliyorum blog için..
Ayhan: Nnnevet, bunlar sevinç gözyaşları Filiz, sevinçççç!!!


SİZLERİN DE SAYESİNDE DEVAM EDECEĞİM YAYINLARIMA...

Bu bir ay içinde vazgeçeyim dediğim zamanlar da olmadı değil...
Ama her bunu düşünüşümde ertesi gün okunma sayımın arttığını görmek beni tekrar yazmaya yöneltti...

Yorumlarınızı da alırsam süper olacak, beklentileriniz, varsa yayınlamamı istediğim şeyler...İmam bildiğini okur demişler, siz müdahale etmedikçe ben bu şekilde devam ederim, geri bildirim almak istiyorum yani değerli okurlarım.

Etiketler

KEDİDİR O KEDİ :))